9786054989766
703946
https://www.sehadetkitap.com/urun/zeytinin-maceralari
Zeytin'in Maceraları
61.60
Zeytin, bir ilkbahar sabahı doğdu. Aylardan Nisan olmasına rağmen hava oldukça serindi. Ankara'ya sıcaklar biraz geç gelir. Güney illerinde yaşıyorsanız Nisan demek ağaçların yeşil yapraklara kavuşmasıdır. Doğu illerinde yaşayanlar için ise Nisan yalnızca kışın bitişidir ama henüz hava ısınmış sayılmaz. Ankara için ise belki ikisinin ortası; kış ile bahar arası.
Zeytin'in annesi Benekli, sözünü ettiğimiz Nisan sabahı dört yavru doğurdu. Zeytin, dünyaya gözlerini en son açan yavrusuydu Beneklinin. Kapkara bir yavruydu; yalnızca göbeğinde bir sıra zayıf, beyaz tüyler vardı. Büyüdüğünde bu cılız kara kedinin irileşeceğini, nere-deyse bir panter görünümüne bürünece-ğini asla tahmin edemezdiniz. Doğumdan yorgun düşmüş Benekli yavrularını yala-yıp okşarken geleceğin olarak neler geti-receğini düşünmüyordu büyük olasılıkla. Zeytin ve kardeşleri anneleri tarafından temizlenip emzirildikten sonra ailece uykuya daldılar. Zeytin için yaşam başlamıştı.
Zeytin'e Zeytin ismini annesi koymadı. Zaten Benekli 'ye de bu ismi ma-hallenin çocukları takmıştı. Kedilerin çok sevildiği bir mahallede yaşıyordu Benek-li. Birçok başka kedi de yaşardı mahallede ve orada yaşayan iyi kalpli insanlar kedilerini yemeksiz ve susuz bırakmazlar, zamanları oldukça da başlarını okşa-maktan kaçınmazlardı. Zeytin ve kardeşlerini fark ettiklerinde onlara isimlerini yine çocuklar verdiler. Okuldan çıkmış-lardı ve evlerine giderken fırıncının odunları arasında gördüler bu dört cılız kedi yavrusunu. Hemen küçük bir kutuya süt koyup ekmek doğradılar içine. Kendilerinden korkan yavrulara uzaktan bakıp isim düşündüler. Annesi gibi beyaz üze-rine siyah benekleri olana Yamalı, bem-beyaz olana Pamuk, diğerlerinden daha fazla yemek yiyene Fıçı ve kara kedi ola-nına da Zeytin. Öyle içten gülüyorlar, kendilerine öyle dostça, sevgiyle davra-nıyorlardı ki, Zeytin o çocukları hiç unutmadı. Hep minnetle andı onları.
Zeytin, bir ilkbahar sabahı doğdu. Aylardan Nisan olmasına rağmen hava oldukça serindi. Ankara'ya sıcaklar biraz geç gelir. Güney illerinde yaşıyorsanız Nisan demek ağaçların yeşil yapraklara kavuşmasıdır. Doğu illerinde yaşayanlar için ise Nisan yalnızca kışın bitişidir ama henüz hava ısınmış sayılmaz. Ankara için ise belki ikisinin ortası; kış ile bahar arası.
Zeytin'in annesi Benekli, sözünü ettiğimiz Nisan sabahı dört yavru doğurdu. Zeytin, dünyaya gözlerini en son açan yavrusuydu Beneklinin. Kapkara bir yavruydu; yalnızca göbeğinde bir sıra zayıf, beyaz tüyler vardı. Büyüdüğünde bu cılız kara kedinin irileşeceğini, nere-deyse bir panter görünümüne bürünece-ğini asla tahmin edemezdiniz. Doğumdan yorgun düşmüş Benekli yavrularını yala-yıp okşarken geleceğin olarak neler geti-receğini düşünmüyordu büyük olasılıkla. Zeytin ve kardeşleri anneleri tarafından temizlenip emzirildikten sonra ailece uykuya daldılar. Zeytin için yaşam başlamıştı.
Zeytin'e Zeytin ismini annesi koymadı. Zaten Benekli 'ye de bu ismi ma-hallenin çocukları takmıştı. Kedilerin çok sevildiği bir mahallede yaşıyordu Benek-li. Birçok başka kedi de yaşardı mahallede ve orada yaşayan iyi kalpli insanlar kedilerini yemeksiz ve susuz bırakmazlar, zamanları oldukça da başlarını okşa-maktan kaçınmazlardı. Zeytin ve kardeşlerini fark ettiklerinde onlara isimlerini yine çocuklar verdiler. Okuldan çıkmış-lardı ve evlerine giderken fırıncının odunları arasında gördüler bu dört cılız kedi yavrusunu. Hemen küçük bir kutuya süt koyup ekmek doğradılar içine. Kendilerinden korkan yavrulara uzaktan bakıp isim düşündüler. Annesi gibi beyaz üze-rine siyah benekleri olana Yamalı, bem-beyaz olana Pamuk, diğerlerinden daha fazla yemek yiyene Fıçı ve kara kedi ola-nına da Zeytin. Öyle içten gülüyorlar, kendilerine öyle dostça, sevgiyle davra-nıyorlardı ki, Zeytin o çocukları hiç unutmadı. Hep minnetle andı onları.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.