Zağra Müftüsünün Hâtıraları;93 Harbi’nde Rumeli Cephesi, Rus ve Bulgar Vahşetleri
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
364
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-08-09
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%35
indirimli
299,00TL
194,35TL
Havale/EFT ile:
190,46TL
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Aynı gün kargo
9786256309821
715138
https://www.sehadetkitap.com/urun/zagra-muftusunun-hatiralari-93-harbi-nde-rumeli-cephesi-rus-ve-bulgar-vahsetleri
Zağra Müftüsünün Hâtıraları;93 Harbi’nde Rumeli Cephesi, Rus ve Bulgar Vahşetleri
194.35
“Bu kitap Türklerin vatan edebiyatında en samîmî, yüksek bir şâheserdir.” Yahyâ Kemal 93 Harbi'ne bizzat tanıklık eden ve Târîhçe-i Vak'a-i Zağra adıyla kaleme aldığı hâtıratıyla o günleri destanlaştıran, Osmanlı Bulgaristanı'nın Eski Zağra müftüsü merhum Hüseyin Râci Efendi; 1877-78 Moskof Harbi'ni, harpte yaşanan elim dönemi, göç zamanını, Rus ve Bulgar askerlerin Müslüman halka yaşattıklarını ve ardından muhâcirlerin Payitaht'ta karşılaştıkları hadiseleri edebî bir dille gözler önüne seriyor. Muallim Nâci'nin, “Vatan hikâyesi hâb-âver oldu huzzâra / Ben ağladım, yine te'sir-i dâsitânımdan” dizeleriyle ifade ettiği üzere can suyunu vatan derdinden alan, M. Ertuğrul Düzdağ'ın “Otuz yıldır beni ağlatan bu destan, acaba yeni nesillerden, henüz katılaşmamış bazı gönülleri de titretecek, bazı iradeleri de harekete geçirebilecek mi?” sözleriyle betimlenen bu kitap akıcı dili ve döneminin ağır yükünü günümüze taşıyan üslubuyla okuruyla buluşuyor. Ketebe Yayınları olarak Türk yayıncılık camiasında büyük ses getirmiş olan bu klasikleşmiş kıymetli eseri yeniden hazırlayıp literatüre kazandırmış olmakla iftihar ediyoruz.
“Bu kitap Türklerin vatan edebiyatında en samîmî, yüksek bir şâheserdir.” Yahyâ Kemal 93 Harbi'ne bizzat tanıklık eden ve Târîhçe-i Vak'a-i Zağra adıyla kaleme aldığı hâtıratıyla o günleri destanlaştıran, Osmanlı Bulgaristanı'nın Eski Zağra müftüsü merhum Hüseyin Râci Efendi; 1877-78 Moskof Harbi'ni, harpte yaşanan elim dönemi, göç zamanını, Rus ve Bulgar askerlerin Müslüman halka yaşattıklarını ve ardından muhâcirlerin Payitaht'ta karşılaştıkları hadiseleri edebî bir dille gözler önüne seriyor. Muallim Nâci'nin, “Vatan hikâyesi hâb-âver oldu huzzâra / Ben ağladım, yine te'sir-i dâsitânımdan” dizeleriyle ifade ettiği üzere can suyunu vatan derdinden alan, M. Ertuğrul Düzdağ'ın “Otuz yıldır beni ağlatan bu destan, acaba yeni nesillerden, henüz katılaşmamış bazı gönülleri de titretecek, bazı iradeleri de harekete geçirebilecek mi?” sözleriyle betimlenen bu kitap akıcı dili ve döneminin ağır yükünü günümüze taşıyan üslubuyla okuruyla buluşuyor. Ketebe Yayınları olarak Türk yayıncılık camiasında büyük ses getirmiş olan bu klasikleşmiş kıymetli eseri yeniden hazırlayıp literatüre kazandırmış olmakla iftihar ediyoruz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.