Yüreklerimiz Hala Yangın Yeri; Sivas 2 Temmuz 1993

Stok Kodu:
9786054274192
Boyut:
155-235-0
Sayfa Sayısı:
548
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-12-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
525,00TL
483,00TL
Havale/EFT ile: 473,34TL
9786054274192
659133
Yüreklerimiz Hala Yangın Yeri; Sivas 2 Temmuz 1993
Yüreklerimiz Hala Yangın Yeri; Sivas 2 Temmuz 1993
483.00
2 Temmuz 1993 günü, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas'ta halk edebiyatımızın büyük ozanlarından Pir Sultan Abdal için düzenlenen şenlikler çok acı bir sonla, bir katliamla noktalandı. Cuma namazından sonra kent merkezinde gösteriye başlayan şeriatçılar, Ozanlar Anıtı ve Atatürk heykellerine saldırdılar. Önce valilik ve kültür merkezini daha sonra da şenliğe katılanların kaldığı Madımak Oteli'ni kuşattılar. Sayıları 15 bine ulaşan göstericiler oteli taşlamaya başladılar. "Sivas Aziz Nesin'e mezar olacak" sloganlarıyla Madımak Oteli'ni ateşe verdiler. Laik düzeni yıkarak din esaslarına dayalı devlet kurmayı hedefleyen "şeriatçıların kanlı kalkışması" olarak tarihe geçen katliamda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Pir Sultan Abdal Şenliği'ne katılanlar, yobaz çetelerinin kurdukları insanlık dışı tuzaktan habersizdiler. Yaşamlarını bilime, sanata, daha güzel bir dünyanın yaratılmasına vermiş insanlar 30 Haziran gecesi, türkülerle, şarkılarla, başlarında şenlik şapkalarıyla, sırtlarında şenlik tişörtleriyle yola koyulmuşlardı. Hiçbiri bu yolculuktan geriye dönmeme ihtimali olduğunu, hele hele yanarak ölme ihtimali olduğunu akıllarından bile geçirmemişti. Aslında "hiç bir şey birdenbire olmadı." Madımak Oteli'nin içindekilerle birlikte yakılması "organize" bir hareketti; önceden planlanmış ve hazırlıkları yapılmıştı. Otelde sıkışıp kalan insanlar "Bizi kurtarın" diye feryat ederken oteli ateşe veren güruh, keyif içinde alevlerin yükselmesini seyrediyordu. Bazıları, "İşte cehennem ateşi. Kâfirler yanıyor. İtfaiye arabalarını sokmayın" diye bağırıyordu. Sanıklar için DGM'nin gerekçeli kararında şunlar söyleniyordu: "Sanıklar, yanan kişilerin ölüm çığlıkları karşısında kıllarını bile kıpırdatmamış, ölmelerini şeriat yanlısı sloganlar atarak zevkle izlemişlerdir." Her şey, polislerin, askerlerin, devletin ve tüm dünyanın gözleri önünde olup bitti. Korkunç olay tarihimize koca bir leke olarak geçti. Madımak'tan yükselen duman bütün ülkeyi sardı... Soluksuz bıraktı.... Olayın karanlık yönleri tümüyle aydınlatılamadı...
2 Temmuz 1993 günü, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas'ta halk edebiyatımızın büyük ozanlarından Pir Sultan Abdal için düzenlenen şenlikler çok acı bir sonla, bir katliamla noktalandı. Cuma namazından sonra kent merkezinde gösteriye başlayan şeriatçılar, Ozanlar Anıtı ve Atatürk heykellerine saldırdılar. Önce valilik ve kültür merkezini daha sonra da şenliğe katılanların kaldığı Madımak Oteli'ni kuşattılar. Sayıları 15 bine ulaşan göstericiler oteli taşlamaya başladılar. "Sivas Aziz Nesin'e mezar olacak" sloganlarıyla Madımak Oteli'ni ateşe verdiler. Laik düzeni yıkarak din esaslarına dayalı devlet kurmayı hedefleyen "şeriatçıların kanlı kalkışması" olarak tarihe geçen katliamda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Pir Sultan Abdal Şenliği'ne katılanlar, yobaz çetelerinin kurdukları insanlık dışı tuzaktan habersizdiler. Yaşamlarını bilime, sanata, daha güzel bir dünyanın yaratılmasına vermiş insanlar 30 Haziran gecesi, türkülerle, şarkılarla, başlarında şenlik şapkalarıyla, sırtlarında şenlik tişörtleriyle yola koyulmuşlardı. Hiçbiri bu yolculuktan geriye dönmeme ihtimali olduğunu, hele hele yanarak ölme ihtimali olduğunu akıllarından bile geçirmemişti. Aslında "hiç bir şey birdenbire olmadı." Madımak Oteli'nin içindekilerle birlikte yakılması "organize" bir hareketti; önceden planlanmış ve hazırlıkları yapılmıştı. Otelde sıkışıp kalan insanlar "Bizi kurtarın" diye feryat ederken oteli ateşe veren güruh, keyif içinde alevlerin yükselmesini seyrediyordu. Bazıları, "İşte cehennem ateşi. Kâfirler yanıyor. İtfaiye arabalarını sokmayın" diye bağırıyordu. Sanıklar için DGM'nin gerekçeli kararında şunlar söyleniyordu: "Sanıklar, yanan kişilerin ölüm çığlıkları karşısında kıllarını bile kıpırdatmamış, ölmelerini şeriat yanlısı sloganlar atarak zevkle izlemişlerdir." Her şey, polislerin, askerlerin, devletin ve tüm dünyanın gözleri önünde olup bitti. Korkunç olay tarihimize koca bir leke olarak geçti. Madımak'tan yükselen duman bütün ülkeyi sardı... Soluksuz bıraktı.... Olayın karanlık yönleri tümüyle aydınlatılamadı...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat