Yunus Emre Var Yar'ına (Cep Boy)

Stok Kodu:
9789944118606
Boyut:
105-170-
Sayfa Sayısı:
155
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-03-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
100,00TL
67,00TL
Havale/EFT ile: 65,66TL
9789944118606
379845
Yunus Emre Var Yar'ına (Cep Boy)
Yunus Emre Var Yar'ına (Cep Boy)
67.00
ÖZGEN KESKİNin kaleminden Yunus Emrenin hayatını anlatan ödüllü* bir roman. Azerbaycanda en çok okunan kitaplar arasında yer alan roman. *** Yunus, çile sonu huzurda Bir deri bir kemik, ak düşen sakallarından şakaklarına, oradan iki kaşı arasındaki kabarcığa, oradan da alnına doğru bir yol, nurdan nur Erenler meclisi Tabduk Emre, postu üzerinde diz çökmüş, etrafında Yunusun gördüğü, görmediği onca kişi, onca eren vardı da, kimsenin ağzında dili yoktu. Bütün dervişler, kırlardan topladıkları elvan elvan çiçeklerle çıkmışlardı huzura. Bu kutlu meclise taşımışlardı baharı. Yunus da çıkmıştı kıra. O da şeyhine güller, sümbüller sunmak dilememiş miydi sanki. Ne ki, hangi çiçeğin başına vardıysa, Allaha zikirde olduğu gibi gelmiş Yunusa; öyle gelmiş de, bir tanesini bile koparamamıştı. Sonunda kökü çürümüş, solmaya yüz tutmuş bir menekşeyi tutup getirivermişti mahcup. Yunus, öyle dururken boynu bükük; onca elvan çiçekleri değil de Yunusun o menekşeciğini alıvermişti Tabduk, tebessümle uzanıp Yunusun gönlü şimdi, binlerce kanatta, yücelere, yücelere uçmada olmaz da neylerdi? Neden sonra Tabduk Emre, ortaya; Şevkimize kim dala, kim deste gül derleye dedi. Erenler sağırlaştı, erenler dilsizleştiler. Tabduk Emre, üç kez tekrarladı sorusunu, sorudan çok buyruğunu. Yine sustular. Tabduk devam etti: Öyleyse vakit tamamdır Yunus can. Bundan geri, Yunusluğun Yunusluk; Emreliğin Emreliktir. Elimiz sendedir dedi. * 1991 Sevgi Yılı Ödülü
ÖZGEN KESKİNin kaleminden Yunus Emrenin hayatını anlatan ödüllü* bir roman. Azerbaycanda en çok okunan kitaplar arasında yer alan roman. *** Yunus, çile sonu huzurda Bir deri bir kemik, ak düşen sakallarından şakaklarına, oradan iki kaşı arasındaki kabarcığa, oradan da alnına doğru bir yol, nurdan nur Erenler meclisi Tabduk Emre, postu üzerinde diz çökmüş, etrafında Yunusun gördüğü, görmediği onca kişi, onca eren vardı da, kimsenin ağzında dili yoktu. Bütün dervişler, kırlardan topladıkları elvan elvan çiçeklerle çıkmışlardı huzura. Bu kutlu meclise taşımışlardı baharı. Yunus da çıkmıştı kıra. O da şeyhine güller, sümbüller sunmak dilememiş miydi sanki. Ne ki, hangi çiçeğin başına vardıysa, Allaha zikirde olduğu gibi gelmiş Yunusa; öyle gelmiş de, bir tanesini bile koparamamıştı. Sonunda kökü çürümüş, solmaya yüz tutmuş bir menekşeyi tutup getirivermişti mahcup. Yunus, öyle dururken boynu bükük; onca elvan çiçekleri değil de Yunusun o menekşeciğini alıvermişti Tabduk, tebessümle uzanıp Yunusun gönlü şimdi, binlerce kanatta, yücelere, yücelere uçmada olmaz da neylerdi? Neden sonra Tabduk Emre, ortaya; Şevkimize kim dala, kim deste gül derleye dedi. Erenler sağırlaştı, erenler dilsizleştiler. Tabduk Emre, üç kez tekrarladı sorusunu, sorudan çok buyruğunu. Yine sustular. Tabduk devam etti: Öyleyse vakit tamamdır Yunus can. Bundan geri, Yunusluğun Yunusluk; Emreliğin Emreliktir. Elimiz sendedir dedi. * 1991 Sevgi Yılı Ödülü
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat