Yeniden Doğu - Asya Çağında Küresel Ekonomi

Stok Kodu:
9789755336190
Boyut:
160-230-0
Sayfa Sayısı:
439
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-03-01
Çeviren:
Kamil Kurtul
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
420,00TL
302,40TL
Havale/EFT ile: 296,35TL
9789755336190
381295
Yeniden Doğu - Asya Çağında Küresel Ekonomi
Yeniden Doğu - Asya Çağında Küresel Ekonomi
302.40
1960'larda geliştirilen ve azgelişmişliğin, gelişmiş kapitalizme doğru giderken uğranılan bir durak değil, bizatihi gelişmiş kapitalist ülkelerin gelişmişliğinin kaynağı olduğunu savunan Bağımlılık Teorisinin en önemli kurucusu sayılan Andre Gunder Frank, bütün akademik yaşamı boyunca emeğin, ezilenlerin, zayıfların safında yer aldı. Emperyalizmin ve sömürgeciliğin mekanizmalarını deşifre etmeye çalıştı. Braudel'in deyimiyle tarihçileri icat eden ve onları içeride ve dışarıda kendi çıkarlarını temellendirmek üzere kullanan Avrupa, merkezinde kendisinin yer aldığı bir dünya ve uygarlık tarihini bütün dünyaya dayattı. Bunda o kadar başarılı olmuş ki, Andre Gunder Frank Yeniden Doğu kitabında sadece düşmanlarını değil pek çok dostunu ve meslektaşını da yere sermek, ya da kendi ifadesiyle onların ayaklarının altındaki Avrupa merkezci ideolojik halıyı çekmek zorunda kalıyor. Karl Marx ve Max Weber'e kadar uzanan eleştirilerden Rostow, Huntington ve Fukuyama gibi son dönem düşünürlerinin yanı sıra Polanyi, Talcott Parsons, Toynbee, Kindleberger, dahası Braudel, Wallerstein, Perry Anderson ve Benjamin Barber da nasibini almış. Bu kadar da değil: Andre Gunder Frank Yeniden Doğuda, bizzat kendisinin eski kitaplarında yer alan bazı tezlerini de eleştiriyor. Küresel ekonominin Batının dünyaya getirdiği yeni bir sistem olmayıp çok daha eski, üstelik merkezinde Doğunun bulunduğu bir sistem olduğunu savunuyor. Batının üstünlüğünün dünya tarihinde aslında zannedilenden çok daha kısa bir geçmişi olduğunu, Avrupa merkezli ve Avrupa merkezci tarihlerin aksine, en azından 1800'e kadar dünyada Asya'nın baskın durumda olduğunu gösteriyor. Avrupa'nın ancak Amerikanın keşfi ve sömürgeleşmesinden sonra, oradan bu küçük kıtaya aktarılan değerli madenler sayesinde dünya sahnesine girmeye başladığını, üstelik o haliyle bile yüzlerce yıl üretimde, ticarette, teknolojide Asya'nın gerisinde kaldığını somut verilerle kanıtlıyor. Kitap daha çok Asya'nın doğusunda dolaşsa da, Batılıların hiç göstermediği yüzüyle Osmanlı İmparatorluğunu da o zamanki dünya ekonomisinin önemli bir parçası olarak görüyor. Yeniden Doğu, olgu ve verilerin alt alta sıralandığı bir iktisadî tarih değil. Bütüncü (holistik) bakış açısıyla, bütünü kavrayıp parçaları onun yardımıyla anlama çabası içinde, hem bütüne hem parçalara yakından bakarak gerçekleştirilen alternatif bir tarih yazımı önerisi. Ve 21. yüzyıl için yeniden Asya merkezli bir dünyanın ipuçlarını içeren bir kaynak...
1960'larda geliştirilen ve azgelişmişliğin, gelişmiş kapitalizme doğru giderken uğranılan bir durak değil, bizatihi gelişmiş kapitalist ülkelerin gelişmişliğinin kaynağı olduğunu savunan Bağımlılık Teorisinin en önemli kurucusu sayılan Andre Gunder Frank, bütün akademik yaşamı boyunca emeğin, ezilenlerin, zayıfların safında yer aldı. Emperyalizmin ve sömürgeciliğin mekanizmalarını deşifre etmeye çalıştı. Braudel'in deyimiyle tarihçileri icat eden ve onları içeride ve dışarıda kendi çıkarlarını temellendirmek üzere kullanan Avrupa, merkezinde kendisinin yer aldığı bir dünya ve uygarlık tarihini bütün dünyaya dayattı. Bunda o kadar başarılı olmuş ki, Andre Gunder Frank Yeniden Doğu kitabında sadece düşmanlarını değil pek çok dostunu ve meslektaşını da yere sermek, ya da kendi ifadesiyle onların ayaklarının altındaki Avrupa merkezci ideolojik halıyı çekmek zorunda kalıyor. Karl Marx ve Max Weber'e kadar uzanan eleştirilerden Rostow, Huntington ve Fukuyama gibi son dönem düşünürlerinin yanı sıra Polanyi, Talcott Parsons, Toynbee, Kindleberger, dahası Braudel, Wallerstein, Perry Anderson ve Benjamin Barber da nasibini almış. Bu kadar da değil: Andre Gunder Frank Yeniden Doğuda, bizzat kendisinin eski kitaplarında yer alan bazı tezlerini de eleştiriyor. Küresel ekonominin Batının dünyaya getirdiği yeni bir sistem olmayıp çok daha eski, üstelik merkezinde Doğunun bulunduğu bir sistem olduğunu savunuyor. Batının üstünlüğünün dünya tarihinde aslında zannedilenden çok daha kısa bir geçmişi olduğunu, Avrupa merkezli ve Avrupa merkezci tarihlerin aksine, en azından 1800'e kadar dünyada Asya'nın baskın durumda olduğunu gösteriyor. Avrupa'nın ancak Amerikanın keşfi ve sömürgeleşmesinden sonra, oradan bu küçük kıtaya aktarılan değerli madenler sayesinde dünya sahnesine girmeye başladığını, üstelik o haliyle bile yüzlerce yıl üretimde, ticarette, teknolojide Asya'nın gerisinde kaldığını somut verilerle kanıtlıyor. Kitap daha çok Asya'nın doğusunda dolaşsa da, Batılıların hiç göstermediği yüzüyle Osmanlı İmparatorluğunu da o zamanki dünya ekonomisinin önemli bir parçası olarak görüyor. Yeniden Doğu, olgu ve verilerin alt alta sıralandığı bir iktisadî tarih değil. Bütüncü (holistik) bakış açısıyla, bütünü kavrayıp parçaları onun yardımıyla anlama çabası içinde, hem bütüne hem parçalara yakından bakarak gerçekleştirilen alternatif bir tarih yazımı önerisi. Ve 21. yüzyıl için yeniden Asya merkezli bir dünyanın ipuçlarını içeren bir kaynak...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat