(Yarı)Başkanlık Sistemi ve Türkiye; Ülkeler, Deneyimler ve Karşılaştırmalı Analiz

Stok Kodu:
9786054511952
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
446
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-01-13
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38 indirimli
110,00TL
68,20TL
Havale/EFT ile: 66,84TL
9786054511952
701322
(Yarı)Başkanlık Sistemi ve Türkiye; Ülkeler, Deneyimler ve Karşılaştırmalı Analiz
(Yarı)Başkanlık Sistemi ve Türkiye; Ülkeler, Deneyimler ve Karşılaştırmalı Analiz
68.20
Hükümet sistemi tartışmaları on yıllardır Türkiyenin önemli gündem maddeleri arasında yer almaktadır. 2007 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yönetimini halk oylamasına götürerek değişikliğin hayata geçirilmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi yöntemine geçişle tartışma başkanlık sistemi üzerine dönmüştür. Yarı-başkanlık ve başkanlık sistemi tartışmalarının Türkiye gündemi açısından önemli olmasının diğer bir nedeni de, mevcut parlamenter sistemin bütün sorunlu özelliklerine rağmen, hem yarı başkanlık hem de başkanlık sisteminin mevcut sorunlardan daha ciddi sorunlar yaratma gizilgücünü taşımalarıdır. Başkanlık sistemi Türkiyede dile getirilirken, toplumsal düzeyde istikrar değil, ekonomik istikrar, koalisyon hükümetlerinden kaçınmak ile parlamenter sistemin yumuşak güçler ayrılığının neden olduğu sorunlara vurgu yapılmaktadır. Başkanlık sisteminin demokrasiye, teorik olarak daha uygun olduğu ileri sürülmektedir, çünkü siyasal yürütme, başkan, doğrudan halk tarafından seçilmektedir. Diğer bir ifade ile başkanlık sistemlerinde siyasal yürütme/başkan, doğrudan halka hesap vermektedir. Parlamenter hükümet sistemlerinde ise, özellikle koalisyon hükümetlerinde, siyasal yürütme bağlamında hesap sorulması gerekeni muğlâk hale getirdiği ileri sürülmektedir. Bu yüzden de, parlamenter sistem ile karşılaştırmalı olarak başkanlık sisteminin demokrasiye daha uygun olduğu ileri sürülmektedir. Bu bağlamda ayrıca, katı güçler ayrılığı olarak da tanımlanan başkanlık sistemlerinde yasama organı kendi yetki alanına yoğunlaşmakta ve siyasal yürütmenin kontrolünden kurtulmaktadır. Ancak hükümet sistemleri ile demokrasi arasındaki ilişki daha geniş açıdan ve ülkelerin demokrasilerinin gelişmişlik düzeyleri ve siyasal ve toplumsal yapıları da göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
Hükümet sistemi tartışmaları on yıllardır Türkiyenin önemli gündem maddeleri arasında yer almaktadır. 2007 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yönetimini halk oylamasına götürerek değişikliğin hayata geçirilmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi yöntemine geçişle tartışma başkanlık sistemi üzerine dönmüştür. Yarı-başkanlık ve başkanlık sistemi tartışmalarının Türkiye gündemi açısından önemli olmasının diğer bir nedeni de, mevcut parlamenter sistemin bütün sorunlu özelliklerine rağmen, hem yarı başkanlık hem de başkanlık sisteminin mevcut sorunlardan daha ciddi sorunlar yaratma gizilgücünü taşımalarıdır. Başkanlık sistemi Türkiyede dile getirilirken, toplumsal düzeyde istikrar değil, ekonomik istikrar, koalisyon hükümetlerinden kaçınmak ile parlamenter sistemin yumuşak güçler ayrılığının neden olduğu sorunlara vurgu yapılmaktadır. Başkanlık sisteminin demokrasiye, teorik olarak daha uygun olduğu ileri sürülmektedir, çünkü siyasal yürütme, başkan, doğrudan halk tarafından seçilmektedir. Diğer bir ifade ile başkanlık sistemlerinde siyasal yürütme/başkan, doğrudan halka hesap vermektedir. Parlamenter hükümet sistemlerinde ise, özellikle koalisyon hükümetlerinde, siyasal yürütme bağlamında hesap sorulması gerekeni muğlâk hale getirdiği ileri sürülmektedir. Bu yüzden de, parlamenter sistem ile karşılaştırmalı olarak başkanlık sisteminin demokrasiye daha uygun olduğu ileri sürülmektedir. Bu bağlamda ayrıca, katı güçler ayrılığı olarak da tanımlanan başkanlık sistemlerinde yasama organı kendi yetki alanına yoğunlaşmakta ve siyasal yürütmenin kontrolünden kurtulmaktadır. Ancak hükümet sistemleri ile demokrasi arasındaki ilişki daha geniş açıdan ve ülkelerin demokrasilerinin gelişmişlik düzeyleri ve siyasal ve toplumsal yapıları da göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat