9786258092554
569235
https://www.sehadetkitap.com/urun/yargitay-ictihatlari-isiginda-hakaret-sozlugu
Yargıtay İçtihatları Işığında Hakaret Sözlüğü
182.70
İnternet yoluyla iletişimin ve bilhassa sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte her insanın her türlü bilgi ve habere anında ulaşması ve yine kendi düşüncelerini gerek bir kişi ya da grubu gerekse kamuoyunu muhatap alarak açığa vurması mümkün hale gelmiştir. Yakın tarihin şartlarıyla kıyaslanamaz ölçüde gelişen ve karışan bu yeni iletişim düzeninin insanlar arasındaki hukuki uyuşmazlıkları ve suç oranını arttırdığı da aşikârdır.
Kitle iletişimine dair yaşanan gelişmelere bağlı olarak adliyeler nezdinde sürekli artan iş yükünün büyük bir kısmının da hakaret eylemlerinden müteşekkil olduğunu görmekteyiz. Suç teşkil eden diğer eylemler açısından söz konusu olduğu gibi, hakaret eylemlerine ilişkin ihbar veya şikâyet üzerine yahut re'sen başlatılan adli süreçlerin etkin, hızlı ve adil sonuçlanmasını sağlayacak temel şartlardan biri, uygulayıcının ilgili eylemi doğru hukuki vasıflandırmaya tabi tutabilmesidir. Doğru hukuki vasıflandırmadan yoksun başlayan muhakeme süreçleri hak ihlallerine sebep olmakta, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile mahkemelerin iş yükünü arttırmaktadır. Nitekim uygulamada, herhangi bir kişiye karşı dile getirilen tek bir kelimeden ibaret eyleme ilişkin yıllarca sürdürülmüş ve netice itibarıyla beraat kararıyla sonuçlanmış birçok muhakemeye rastlamak mümkündür. Maalesef bugün itibarıyla suç teşkil etmediği Yargıtay tarafından defalarca hükme bağlanmış olup artık avukatlarca şikâyete, Cumhuriyet savcılarınca kamu davasına ve mahkemelerce mahkûmiyet hükmüne konu edilmemesi gereken yazı veya sözlere ilişkin on binlerce açık dosya mevcuttur.
Uygulayıcının hukuki vasıflandırma yaparken yararlanması gereken en önemli yardımcı kaynak, daha önce aynı veya benzer eylemlere ilişkin olarak vücut bulmuş yüksek mahkeme içtihatlarıdır. Mevcut teknolojik olanaklar her kademedeki hukuk uygulayıcısının bu içtihatlara güncel ulaşımını mümkün kılsa da, yüksek mahkeme kararlarının tamamının muhakemeye konu olacak yazı ya da sözü aynen içermemesi ve yine uygulayıcının yoğun iş yükünden ötürü bu türden araştırmalara vakit bulamaması, en önemli yardımcı kaynaktan hakkıyla faydalanabilmeyi engelleyen sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Elinizdeki eser, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlükte olduğu zaman dilimi içerisinde yerel mahkemelerce hakaret suçuna konu edilmiş eylemlerin suç teşkil edip etmediğine dair Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili Yargıtay Ceza Daireleri tarafından ifade özgürlüğü, iddia ve savunma dokunulmazlığı vb. anayasal ve kanuni prensipler gözetilerek oluşturulmuş içtihatlar bir araya getirilmek suretiyle vücuda gelen alfabetik bir derleme içermektedir. Eser hazırlanırken yalnızca içtihat metinleri taramakla yetinilmemiş, içtihatlara konu olan ilk derece mahkemesi kararları da gözden geçirilmiş, böylece mümkün olduğunca kapsamlı bir sözlük oluşturmaya gayret edilmiştir. Derleme yapılırken yalnızca 5237 sayılı Kanun'un 125. maddesinde tanımlanan genel hakaret suçları değil, aynı kanunun 299. maddesinde tanımlanan Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile 5816 sayılı Kanun'da tanımlanan Atatürk'ün hatırasına hakaret suçu da dikkate alınmıştır. Bilindiği üzere hakaret suçuna ilişkin vasıflandırma yapılırken eylemin kim tarafından kime yöneltildiği ve hangi şartlarda vücuda getirildiği önem taşımakta, dolayısıyla aynı eylemin sözgelimi bir siyasiye ya da normal vatandaşa yöneltilmesine göre farklı hukuki sonuçlar doğabilmesi mümkün olmaktadır. Bu yüzden eserde, aynı eyleme ilişkin birbiriyle çelişki oluşturan ya da istikrar kazanan yüksek mahkeme içtihatlarına da kronolojik sırayla yer verilerek uygulayıcının doğru değerlendirme yapabilmesini sağlayacak zengin bir içerik oluşturulmuştur.
Eserin son kısmında da hakaret suçu açısından büyük önem taşıyan “aleniyet” unsurunun varlığını belirleme noktasında ölçüt olarak kullanılabilecek içtihatlardan oluşan alfabetik bir ek derleme yer almaktadır. Eserin yayın amacı, hâkimler ve Cumhuriyet savcıları ile avukatların bir eylemin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı noktasında değerlendirme yaparken Yargıtay'ın aynı veya benzer nitelikteki eylemlere ilişkin görüşüne ve yine somut uyuşmazlığa ilişkin detaylı araştırma yapmak istedikleri içtihat metinlerine kolaylıkla ulaşmalarını sağlamaktır. Eser, bu haliyle, hakaret nedeniyle tazminat davalarına bakan hukuk mahkemesi hâkimlerinin de yardımcı kaynak olarak faydalanabilecekleri bir mahiyeti haizdir.
İnternet yoluyla iletişimin ve bilhassa sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte her insanın her türlü bilgi ve habere anında ulaşması ve yine kendi düşüncelerini gerek bir kişi ya da grubu gerekse kamuoyunu muhatap alarak açığa vurması mümkün hale gelmiştir. Yakın tarihin şartlarıyla kıyaslanamaz ölçüde gelişen ve karışan bu yeni iletişim düzeninin insanlar arasındaki hukuki uyuşmazlıkları ve suç oranını arttırdığı da aşikârdır.
Kitle iletişimine dair yaşanan gelişmelere bağlı olarak adliyeler nezdinde sürekli artan iş yükünün büyük bir kısmının da hakaret eylemlerinden müteşekkil olduğunu görmekteyiz. Suç teşkil eden diğer eylemler açısından söz konusu olduğu gibi, hakaret eylemlerine ilişkin ihbar veya şikâyet üzerine yahut re'sen başlatılan adli süreçlerin etkin, hızlı ve adil sonuçlanmasını sağlayacak temel şartlardan biri, uygulayıcının ilgili eylemi doğru hukuki vasıflandırmaya tabi tutabilmesidir. Doğru hukuki vasıflandırmadan yoksun başlayan muhakeme süreçleri hak ihlallerine sebep olmakta, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile mahkemelerin iş yükünü arttırmaktadır. Nitekim uygulamada, herhangi bir kişiye karşı dile getirilen tek bir kelimeden ibaret eyleme ilişkin yıllarca sürdürülmüş ve netice itibarıyla beraat kararıyla sonuçlanmış birçok muhakemeye rastlamak mümkündür. Maalesef bugün itibarıyla suç teşkil etmediği Yargıtay tarafından defalarca hükme bağlanmış olup artık avukatlarca şikâyete, Cumhuriyet savcılarınca kamu davasına ve mahkemelerce mahkûmiyet hükmüne konu edilmemesi gereken yazı veya sözlere ilişkin on binlerce açık dosya mevcuttur.
Uygulayıcının hukuki vasıflandırma yaparken yararlanması gereken en önemli yardımcı kaynak, daha önce aynı veya benzer eylemlere ilişkin olarak vücut bulmuş yüksek mahkeme içtihatlarıdır. Mevcut teknolojik olanaklar her kademedeki hukuk uygulayıcısının bu içtihatlara güncel ulaşımını mümkün kılsa da, yüksek mahkeme kararlarının tamamının muhakemeye konu olacak yazı ya da sözü aynen içermemesi ve yine uygulayıcının yoğun iş yükünden ötürü bu türden araştırmalara vakit bulamaması, en önemli yardımcı kaynaktan hakkıyla faydalanabilmeyi engelleyen sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Elinizdeki eser, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlükte olduğu zaman dilimi içerisinde yerel mahkemelerce hakaret suçuna konu edilmiş eylemlerin suç teşkil edip etmediğine dair Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili Yargıtay Ceza Daireleri tarafından ifade özgürlüğü, iddia ve savunma dokunulmazlığı vb. anayasal ve kanuni prensipler gözetilerek oluşturulmuş içtihatlar bir araya getirilmek suretiyle vücuda gelen alfabetik bir derleme içermektedir. Eser hazırlanırken yalnızca içtihat metinleri taramakla yetinilmemiş, içtihatlara konu olan ilk derece mahkemesi kararları da gözden geçirilmiş, böylece mümkün olduğunca kapsamlı bir sözlük oluşturmaya gayret edilmiştir. Derleme yapılırken yalnızca 5237 sayılı Kanun'un 125. maddesinde tanımlanan genel hakaret suçları değil, aynı kanunun 299. maddesinde tanımlanan Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile 5816 sayılı Kanun'da tanımlanan Atatürk'ün hatırasına hakaret suçu da dikkate alınmıştır. Bilindiği üzere hakaret suçuna ilişkin vasıflandırma yapılırken eylemin kim tarafından kime yöneltildiği ve hangi şartlarda vücuda getirildiği önem taşımakta, dolayısıyla aynı eylemin sözgelimi bir siyasiye ya da normal vatandaşa yöneltilmesine göre farklı hukuki sonuçlar doğabilmesi mümkün olmaktadır. Bu yüzden eserde, aynı eyleme ilişkin birbiriyle çelişki oluşturan ya da istikrar kazanan yüksek mahkeme içtihatlarına da kronolojik sırayla yer verilerek uygulayıcının doğru değerlendirme yapabilmesini sağlayacak zengin bir içerik oluşturulmuştur.
Eserin son kısmında da hakaret suçu açısından büyük önem taşıyan “aleniyet” unsurunun varlığını belirleme noktasında ölçüt olarak kullanılabilecek içtihatlardan oluşan alfabetik bir ek derleme yer almaktadır. Eserin yayın amacı, hâkimler ve Cumhuriyet savcıları ile avukatların bir eylemin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı noktasında değerlendirme yaparken Yargıtay'ın aynı veya benzer nitelikteki eylemlere ilişkin görüşüne ve yine somut uyuşmazlığa ilişkin detaylı araştırma yapmak istedikleri içtihat metinlerine kolaylıkla ulaşmalarını sağlamaktır. Eser, bu haliyle, hakaret nedeniyle tazminat davalarına bakan hukuk mahkemesi hâkimlerinin de yardımcı kaynak olarak faydalanabilecekleri bir mahiyeti haizdir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.