Yapay Zekâya Direnmek;Antifaşist Bir Yaklaşım

Stok Kodu:
9786052604014
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-02-29
Çeviren:
Diyar Saraçoğlu
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
200,00TL
124,00TL
Havale/EFT ile: 117,80TL
9786052604014
675054
Yapay Zekâya Direnmek;Antifaşist Bir Yaklaşım
Yapay Zekâya Direnmek;Antifaşist Bir Yaklaşım
124.00
Her ne kadar doğuşu 2. Dünya Savaşı yıllarına uzansa da, yapay zekânın gündelik hayatımıza girişi yeni yeni başlıyor. Bunun sonuçlarının ne ve nasıl olacağına dair tartışmalar da hızla gündemi kaplamaya başladı. Bu durum bazı yönleriyle 1990'lı yılların başlarında bilgisayarın gündelik hayata girişine benzer boyutlar taşıyor. Üretimin esnekleştirilmesi ve hızlandırılması, toplumun sosyolojik olarak değişimi, işçi sınıfının iç bileşiminin değişimi, finansallaşmanın gündelik hayatımıza dâhil olması, bilginin metalaştırılması gibi çok önemli değişimler ve tartışmalar bu teknolojik atakla birlikte o yıllarda gündemi işgal etmişti. Yaklaşık 30-35 yıl sonra, şimdi de yapay zekâ benzer şiddette bir dizi değişim ve tartışmayı beraberinde getirecek gibi duruyor. Yakın zamanda yapay zekânın işlevleri, onunla neler yapılabileceği ve ortaya çıkabilecek “olumlu” değişikliklere dair bir dizi kaynak yayımlandı, sosyal mecralarda çeşitli görüşler yer aldı. Ancak yapay zekânın eleştirel bir gözle bütünsel bir değerlendirmeye tabi tutulduğu çok az çalışma mevcut. Dan McQuillan, “Yapay Zekâya Direnmek” ile tam da bunu yapmaya çalışıyor. Yazar, bununla da yetinmeyerek yapay zekânın olumsuz yönlerinin tarihsel izlerini sürüyor ve faşizmden aldığı miraslarla başa çıkabilmek için neler yapılabileceğine ilişkin bir bakış açısı üretmeye girişiyor. Artık yapay zekâ her yerde var olacak. Fakat bununla birlikte yapay zekâ topluma düzeltilemeyecek şekilde zarar verme potansiyelini de barındırıyor. Yapay zekâ, mevcut krizlerimizi ele almaya yardımcı olmak yerine, insanların yaşam şanslarını sınırlayan bölünmelere neden olabiliyor ve hatta toplumsal sorunlara faşizan çözümler önerebiliyor. Bu kitap, yapay zekânın derin öğrenme teknolojisinin ve siyasi etkilerinin bir analizini sunuyor ve küresel kemer sıkma politikalarından aşırı sağın yükselişine kadar çağdaş siyasi ve toplumsal akımlarla nasıl yankılandığının izini sürüyor. Dan McQuillan, bu eserinde önemli bir çağrı dile getiriyor. Yazar, bildiğimiz hâliyle yapay zekâya direnmemiz ve algoritmik optimizasyon yerine ortak faydaya öncelik vererek onu yeniden yapılandırmamız gerektiğini yüksek sesle vurguluyor. “Yapay zekânın dayattığı bilgi rejimine karşı yeni bir karşı kültür gelişiyor. McQuillan'ın kitabı bu yeni hareketin erken bir işareti.”
Her ne kadar doğuşu 2. Dünya Savaşı yıllarına uzansa da, yapay zekânın gündelik hayatımıza girişi yeni yeni başlıyor. Bunun sonuçlarının ne ve nasıl olacağına dair tartışmalar da hızla gündemi kaplamaya başladı. Bu durum bazı yönleriyle 1990'lı yılların başlarında bilgisayarın gündelik hayata girişine benzer boyutlar taşıyor. Üretimin esnekleştirilmesi ve hızlandırılması, toplumun sosyolojik olarak değişimi, işçi sınıfının iç bileşiminin değişimi, finansallaşmanın gündelik hayatımıza dâhil olması, bilginin metalaştırılması gibi çok önemli değişimler ve tartışmalar bu teknolojik atakla birlikte o yıllarda gündemi işgal etmişti. Yaklaşık 30-35 yıl sonra, şimdi de yapay zekâ benzer şiddette bir dizi değişim ve tartışmayı beraberinde getirecek gibi duruyor. Yakın zamanda yapay zekânın işlevleri, onunla neler yapılabileceği ve ortaya çıkabilecek “olumlu” değişikliklere dair bir dizi kaynak yayımlandı, sosyal mecralarda çeşitli görüşler yer aldı. Ancak yapay zekânın eleştirel bir gözle bütünsel bir değerlendirmeye tabi tutulduğu çok az çalışma mevcut. Dan McQuillan, “Yapay Zekâya Direnmek” ile tam da bunu yapmaya çalışıyor. Yazar, bununla da yetinmeyerek yapay zekânın olumsuz yönlerinin tarihsel izlerini sürüyor ve faşizmden aldığı miraslarla başa çıkabilmek için neler yapılabileceğine ilişkin bir bakış açısı üretmeye girişiyor. Artık yapay zekâ her yerde var olacak. Fakat bununla birlikte yapay zekâ topluma düzeltilemeyecek şekilde zarar verme potansiyelini de barındırıyor. Yapay zekâ, mevcut krizlerimizi ele almaya yardımcı olmak yerine, insanların yaşam şanslarını sınırlayan bölünmelere neden olabiliyor ve hatta toplumsal sorunlara faşizan çözümler önerebiliyor. Bu kitap, yapay zekânın derin öğrenme teknolojisinin ve siyasi etkilerinin bir analizini sunuyor ve küresel kemer sıkma politikalarından aşırı sağın yükselişine kadar çağdaş siyasi ve toplumsal akımlarla nasıl yankılandığının izini sürüyor. Dan McQuillan, bu eserinde önemli bir çağrı dile getiriyor. Yazar, bildiğimiz hâliyle yapay zekâya direnmemiz ve algoritmik optimizasyon yerine ortak faydaya öncelik vererek onu yeniden yapılandırmamız gerektiğini yüksek sesle vurguluyor. “Yapay zekânın dayattığı bilgi rejimine karşı yeni bir karşı kültür gelişiyor. McQuillan'ın kitabı bu yeni hareketin erken bir işareti.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat