Wittgenstein’in Metafizik Eleştirisi

Stok Kodu:
9786257673556
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
236
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-12-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
150,00TL
93,00TL
Havale/EFT ile: 91,14TL
9786257673556
585244
Wittgenstein’in Metafizik Eleştirisi
Wittgenstein’in Metafizik Eleştirisi
93.00
Wittgenstein'a göre hayat son derece kozmopolittir. Hayata paralel olarak bilgimiz ve dilimiz de derece sofistike ve dinamik olmak zorundadır. Bu kaotik durumu aşmak ve basite indirgemek için girişilen metafizik/spekülatif bilgi iddiaları felsefenin yöntemi olamaz. Çünkü metafizik tıpkı matematik ve mantık gibidir; her şeyi tek biçimli yapmaktadır. Wittgenstein'a göre realitenin sonsuz çeşitliliğine karşın böylesi tek tipçi ve indirgemeci bir yaklaşım söz konusu olduğunda ‘felsefî aura' tamamen kaybolmaktadır. Bu nedenle felsefî analiz bilimsel analizden de farklı olmak zorundadır. O halde felsefe ideal/yapay diller yaratmak yerine kültürlerin otantikliğinde şekillenen yaşam biçimlerini ve dil oyunlarını anlamaya ve betimlemeye çalışmalıdır. Filozof her türlü derinlik arayışından kaçınmalıdır. Bir mühendis gibi gündelik dilde karşılığı bulunmayan yapay (ideal) icatlar üretme peşine düşmek yerine, bir doktor gibi gündelik dili rehabilite etmeye yönelmelidir. Çünkü spekülatif düşünceye dayalı keşif ya da bilgisellik iddialarıyla bir yol alınamadığı görülmüştür. O halde, artık hayatın özüne dair üst anlatılar; ‘mega formüller' ve ‘nihai önermeler' aramaktan vazgeçilmelidir. Metafizik objektivite arayışları yerini sosyolojik/kamusal objektiviteye terk etmelidir. Metafizikçilerin zihinsel çölleri ve öznel dilleri değil, toplumsal yaşamın ortak sağduyusu ürünü olan “gündelik dil” esas alınmalıdır. Çünkü dil zihinsel bir inşa değil, belirli bir topluma ait göstergeler dizgesidir. Kural ve kaideleri belirli bir toplum tarafından sürekli denetlenmekte ve o toplumca onaylanmak zorunluluğu taşımaktadır. Dolayısıyla dil gizlisi saklısı olmayan bir ortaklık zemini ve tamamen objektif anlamlar evrenidir. Bu nedenle Wittgenstein'ın özelde metafizik karşıtı, genelde ise anti-felsefi tutumunun, artık insanlık düşün tarihinin geçmiş dönemlerine ait ‘felsefenin çıkmaz sokağı olarak metafizik' sorunsalına karşı bir tepkiden ibaret olarak değil, gelecek mimarlığına soyunmuş post-truth arayışlara karşı da bir projeksiyon olarak, okunması önem arz etmektedir.
Wittgenstein'a göre hayat son derece kozmopolittir. Hayata paralel olarak bilgimiz ve dilimiz de derece sofistike ve dinamik olmak zorundadır. Bu kaotik durumu aşmak ve basite indirgemek için girişilen metafizik/spekülatif bilgi iddiaları felsefenin yöntemi olamaz. Çünkü metafizik tıpkı matematik ve mantık gibidir; her şeyi tek biçimli yapmaktadır. Wittgenstein'a göre realitenin sonsuz çeşitliliğine karşın böylesi tek tipçi ve indirgemeci bir yaklaşım söz konusu olduğunda ‘felsefî aura' tamamen kaybolmaktadır. Bu nedenle felsefî analiz bilimsel analizden de farklı olmak zorundadır. O halde felsefe ideal/yapay diller yaratmak yerine kültürlerin otantikliğinde şekillenen yaşam biçimlerini ve dil oyunlarını anlamaya ve betimlemeye çalışmalıdır. Filozof her türlü derinlik arayışından kaçınmalıdır. Bir mühendis gibi gündelik dilde karşılığı bulunmayan yapay (ideal) icatlar üretme peşine düşmek yerine, bir doktor gibi gündelik dili rehabilite etmeye yönelmelidir. Çünkü spekülatif düşünceye dayalı keşif ya da bilgisellik iddialarıyla bir yol alınamadığı görülmüştür. O halde, artık hayatın özüne dair üst anlatılar; ‘mega formüller' ve ‘nihai önermeler' aramaktan vazgeçilmelidir. Metafizik objektivite arayışları yerini sosyolojik/kamusal objektiviteye terk etmelidir. Metafizikçilerin zihinsel çölleri ve öznel dilleri değil, toplumsal yaşamın ortak sağduyusu ürünü olan “gündelik dil” esas alınmalıdır. Çünkü dil zihinsel bir inşa değil, belirli bir topluma ait göstergeler dizgesidir. Kural ve kaideleri belirli bir toplum tarafından sürekli denetlenmekte ve o toplumca onaylanmak zorunluluğu taşımaktadır. Dolayısıyla dil gizlisi saklısı olmayan bir ortaklık zemini ve tamamen objektif anlamlar evrenidir. Bu nedenle Wittgenstein'ın özelde metafizik karşıtı, genelde ise anti-felsefi tutumunun, artık insanlık düşün tarihinin geçmiş dönemlerine ait ‘felsefenin çıkmaz sokağı olarak metafizik' sorunsalına karşı bir tepkiden ibaret olarak değil, gelecek mimarlığına soyunmuş post-truth arayışlara karşı da bir projeksiyon olarak, okunması önem arz etmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat