Vesvese - Şeytan'ın Bir Oyunu

Stok Kodu:
9799752610605
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
104
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006-12-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%43 indirimli
75,00TL
42,75TL
Havale/EFT ile: 41,90TL
9799752610605
372881
Vesvese - Şeytan'ın Bir Oyunu
Vesvese - Şeytan'ın Bir Oyunu
42.75
"Ben namaza başladığımdan beri, ruhumda büyük bir huzur hissetmekle birlikte, aklımda hiç de hoş olmayan bir hayli düşünce kaynaşmaya başladı. Birisini uzaklaştırayım derken bir başkası hücum ediyor ve onun yerini fazlasıyla dolduruyor. Bundan çok rahatsızım." Hayati Bey, tahmininde yanılmamıştı. Bu genç öğretmen de namaza başlar başlamaz şeytanın hücumuna maruz kalmıştı. Âdemoğlunun o amansız düşmanı, vesvese denilen oklarını bu gencin de aklına ve kalbine aralıksız atmaktaydı. Ona cevap vermekte acele etmedi. İçini iyice bir boşaltmasını bekleyecekti. Nasıl olsa biraz sonra onunla baş başa kalır ve her şeyi rahatça konuşabilirlerdi. Erol anlatmaya devam etti: "Namaza durduğumda mukaddes mânâlara taban tabana zıt pis hayaller aklıma hücum ediyorlar. Onları uzaklaştırmak için aklımı farklı sahalara kaydırmaya çalışıyorum. Dolayısıyla ne okuduğumu, namazın neresinde olduğumu adeta unutuyorum. Kötü düşünceler, birbiri ardınca ruhumu kanatıyor ve ben onları kaçırmaya yarayacakmış gibi farkında olmadan kafamı sağa sola çeviriyorum. Siz de buna şahit oldunuz ve beni rahatsızlanmış sandınız. Rahatsız olduğum doğru ama, bu bedenimden gelen bir acı sebebiyle değil. İçim kan ağlıyor, aklım paramparça oluyor, kalbimin bozulduğu zannına kapılıyorum..."
"Ben namaza başladığımdan beri, ruhumda büyük bir huzur hissetmekle birlikte, aklımda hiç de hoş olmayan bir hayli düşünce kaynaşmaya başladı. Birisini uzaklaştırayım derken bir başkası hücum ediyor ve onun yerini fazlasıyla dolduruyor. Bundan çok rahatsızım." Hayati Bey, tahmininde yanılmamıştı. Bu genç öğretmen de namaza başlar başlamaz şeytanın hücumuna maruz kalmıştı. Âdemoğlunun o amansız düşmanı, vesvese denilen oklarını bu gencin de aklına ve kalbine aralıksız atmaktaydı. Ona cevap vermekte acele etmedi. İçini iyice bir boşaltmasını bekleyecekti. Nasıl olsa biraz sonra onunla baş başa kalır ve her şeyi rahatça konuşabilirlerdi. Erol anlatmaya devam etti: "Namaza durduğumda mukaddes mânâlara taban tabana zıt pis hayaller aklıma hücum ediyorlar. Onları uzaklaştırmak için aklımı farklı sahalara kaydırmaya çalışıyorum. Dolayısıyla ne okuduğumu, namazın neresinde olduğumu adeta unutuyorum. Kötü düşünceler, birbiri ardınca ruhumu kanatıyor ve ben onları kaçırmaya yarayacakmış gibi farkında olmadan kafamı sağa sola çeviriyorum. Siz de buna şahit oldunuz ve beni rahatsızlanmış sandınız. Rahatsız olduğum doğru ama, bu bedenimden gelen bir acı sebebiyle değil. İçim kan ağlıyor, aklım paramparça oluyor, kalbimin bozulduğu zannına kapılıyorum..."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat