Vergi kavramı; devletin, kamu giderlerini karşılamak üzere egemenlik gücüne dayalı biçimde, zora dayanarak tek taraflı olarak belirledği somut bir şekilde karşılığı olmayan parasal ödemeleri ifade etmektedir. Öte yandan devle[1]tin, enflasyonist etkisi olmayan asli ve en sağlıklı gelirleri de vergiden elde edilen gelirlerdir. Vergi Usul Kanunu ve diğer yasalar; halkın ortak norm ve değerleri dikkate alınarak, hukuksal süreçlerden geçirilmiş, yasalaştırılmış pozitif bilimler ışığında dönem dönem toplumun ihtiyaçlarına göre çeşitli bakımlardan değişime uğramış, günümüze kadar gelmiştir. Vergi Usul Kanunu birçok defa değiştirilmiş ek maddeler, mükerrer maddeler ilave edilmiş ve bazı maddeleri ise yürürlükten kaldırılmıştır. Vergi mevzuatınındaki değişimle birlikte yeterince anlaşılmayan veya farklı yorumlanan durumlar çoğu zaman vergi idaresi ile mükellef arasında uyuşmazlıklara sebebiyet vermektedir. Gerçek hayatta ortaya çıkan olayların karmaşık yapı ve düzensizliği; yasa metinlerinin yorumunu gerekli kılabilmektedir, buradan hareketle kanun maddeleri açıklama şeklinde yorumlanmıştır. Bu kapsamda çalışmamızda özellikle Vergi idaresi tarafından en fazla işlem gören kanun maddeleri detaylı olarak analiz edilmiş ve bu maddeler üzerinde örnek uygulamalara yer verilmek suretiyle okuyucularımıza faydalı olacağı düşüncesiyle artı bir değer katması amaçlanmıştır. Kitabımın ana konusu; vergilendirme, mükellefin ödevleri, değerleme, cezalar ve vergi davaları olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Mali mevzuatın uygulanabilirliği açısından vergi denetim yöntemi olarak; yoklama, arama, bilgi toplama ve vergi incelemesi müesseselerine yer verilmiştir. Türk vergi hukukunda tüm vergi kanunlarıyla iç içe çalışan Vergi Usul Kanununda bağlantılı olan maddeler ve konular ayrı ayrı değerlendirilerek irdelenmiş ve özel bir yoruma tabi tutularak (açıklama) anlatılmaya çalışılmıştır. Ülkemizin kalkınması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması ve en önemlisi de “vergilendirilmiş kazancın kutsal sayılması bakımından” ülkemizde yaşayan her bireyin alışveriş yaptığında veya herhangi bir hizmet aldığında mutlaka fişini (belgesini) istemesi ve alması bir vatandaşlık görevidir. Vergi bilincinde olan toplumlar eninde sonunda mutlaka kalkınacaklardır. Bu itibarla mükellefler açısından da haksız rekabet koşulları da bir bakıma önlenmiş önlenmiş olacaktır.
Vergi kavramı; devletin, kamu giderlerini karşılamak üzere egemenlik gücüne dayalı biçimde, zora dayanarak tek taraflı olarak belirledği somut bir şekilde karşılığı olmayan parasal ödemeleri ifade etmektedir. Öte yandan devle[1]tin, enflasyonist etkisi olmayan asli ve en sağlıklı gelirleri de vergiden elde edilen gelirlerdir. Vergi Usul Kanunu ve diğer yasalar; halkın ortak norm ve değerleri dikkate alınarak, hukuksal süreçlerden geçirilmiş, yasalaştırılmış pozitif bilimler ışığında dönem dönem toplumun ihtiyaçlarına göre çeşitli bakımlardan değişime uğramış, günümüze kadar gelmiştir. Vergi Usul Kanunu birçok defa değiştirilmiş ek maddeler, mükerrer maddeler ilave edilmiş ve bazı maddeleri ise yürürlükten kaldırılmıştır. Vergi mevzuatınındaki değişimle birlikte yeterince anlaşılmayan veya farklı yorumlanan durumlar çoğu zaman vergi idaresi ile mükellef arasında uyuşmazlıklara sebebiyet vermektedir. Gerçek hayatta ortaya çıkan olayların karmaşık yapı ve düzensizliği; yasa metinlerinin yorumunu gerekli kılabilmektedir, buradan hareketle kanun maddeleri açıklama şeklinde yorumlanmıştır. Bu kapsamda çalışmamızda özellikle Vergi idaresi tarafından en fazla işlem gören kanun maddeleri detaylı olarak analiz edilmiş ve bu maddeler üzerinde örnek uygulamalara yer verilmek suretiyle okuyucularımıza faydalı olacağı düşüncesiyle artı bir değer katması amaçlanmıştır. Kitabımın ana konusu; vergilendirme, mükellefin ödevleri, değerleme, cezalar ve vergi davaları olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Mali mevzuatın uygulanabilirliği açısından vergi denetim yöntemi olarak; yoklama, arama, bilgi toplama ve vergi incelemesi müesseselerine yer verilmiştir. Türk vergi hukukunda tüm vergi kanunlarıyla iç içe çalışan Vergi Usul Kanununda bağlantılı olan maddeler ve konular ayrı ayrı değerlendirilerek irdelenmiş ve özel bir yoruma tabi tutularak (açıklama) anlatılmaya çalışılmıştır. Ülkemizin kalkınması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması ve en önemlisi de “vergilendirilmiş kazancın kutsal sayılması bakımından” ülkemizde yaşayan her bireyin alışveriş yaptığında veya herhangi bir hizmet aldığında mutlaka fişini (belgesini) istemesi ve alması bir vatandaşlık görevidir. Vergi bilincinde olan toplumlar eninde sonunda mutlaka kalkınacaklardır. Bu itibarla mükellefler açısından da haksız rekabet koşulları da bir bakıma önlenmiş önlenmiş olacaktır.