9786258062717
603215
https://www.sehadetkitap.com/urun/vatan-yahut-kirim
Vatan Yahut Kırım
252.00
Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler, çocuklar hatta kundaklarına sarılı bebeklerden oluşuyordu
bu esrarengiz topluluk. Hiçbiriyle göz teması kurmadan yanlarından geçiyordum ama birilerini
tanıyor muyum diye bakmaya çalışıyordum ara sıra. Reşat Ağabey'e dönüp neden toplandı bu
insanlar, diye sordum korkuyla. Ezan okuyacağın için, dedi tebessüm ederek. Kafamın içinde o
kadar felaket ihtimali dönüp durmuştu ki adamın yüzüne yerleşen tebessümü dahi fark
etmedim. Neden, diye sordum anlamsız bir şekilde. Reşat Ağabey belki de gözlerimdeki
ürpertiyi gördüğünden elini omzuma attı:
“Bu gördüğün kadınların, erkeklerin, çocukların hiçbirinin kulağına ezan okunmadı. Bazısı
sadece birkaç ay ya da yıl kaybetti ama bazıları koca bir ömür bekledi. Ezan okunacağını
duyunca toplanıp yakın illerden, ilçelerden, köylerden geldiler ki hiç değilse bir kez onu duymuş
olsunlar… Onlar için okuyacaksın Ramazan Molla.”
Reşat Ağabey bunları söylediğinde takvimler 24 Aralık 1993'ü gösteriyordu.
24 yaşında bir genç, 1993 sonbaharında gönüllü olarak Kırım'a gidiyor. Kalbinde vatan aşkı var.
Amacı; dinî değerleri yok edilmeye çalışılan, millî ve kültürel zenginlikleri gasp edilen bir halkaözünü, ecdadını hatırlatmak, sevdirmek ve birlik ruhunu canlandırmak. Kırım; Osmanlı idare
sistemi içinde Erdel, Eflak, Boğdan gibi seçkin eyaletlerden. Halil İnalcık'ın deyişiyle, birbiri
ardına gelen Türk kavimlerinin müzesi. 21 yüzyılda hâlâ işgal altında çırpınan bir acılı belde.
Kırım, vatanın ta kendisi. Onun için verilen mücadele, büyük bedeller isteyebilir. Topsuz
tüfeksiz, tarih bilinciyle yapılan bir şahsiyet savaşı bu.
Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler, çocuklar hatta kundaklarına sarılı bebeklerden oluşuyordu
bu esrarengiz topluluk. Hiçbiriyle göz teması kurmadan yanlarından geçiyordum ama birilerini
tanıyor muyum diye bakmaya çalışıyordum ara sıra. Reşat Ağabey'e dönüp neden toplandı bu
insanlar, diye sordum korkuyla. Ezan okuyacağın için, dedi tebessüm ederek. Kafamın içinde o
kadar felaket ihtimali dönüp durmuştu ki adamın yüzüne yerleşen tebessümü dahi fark
etmedim. Neden, diye sordum anlamsız bir şekilde. Reşat Ağabey belki de gözlerimdeki
ürpertiyi gördüğünden elini omzuma attı:
“Bu gördüğün kadınların, erkeklerin, çocukların hiçbirinin kulağına ezan okunmadı. Bazısı
sadece birkaç ay ya da yıl kaybetti ama bazıları koca bir ömür bekledi. Ezan okunacağını
duyunca toplanıp yakın illerden, ilçelerden, köylerden geldiler ki hiç değilse bir kez onu duymuş
olsunlar… Onlar için okuyacaksın Ramazan Molla.”
Reşat Ağabey bunları söylediğinde takvimler 24 Aralık 1993'ü gösteriyordu.
24 yaşında bir genç, 1993 sonbaharında gönüllü olarak Kırım'a gidiyor. Kalbinde vatan aşkı var.
Amacı; dinî değerleri yok edilmeye çalışılan, millî ve kültürel zenginlikleri gasp edilen bir halkaözünü, ecdadını hatırlatmak, sevdirmek ve birlik ruhunu canlandırmak. Kırım; Osmanlı idare
sistemi içinde Erdel, Eflak, Boğdan gibi seçkin eyaletlerden. Halil İnalcık'ın deyişiyle, birbiri
ardına gelen Türk kavimlerinin müzesi. 21 yüzyılda hâlâ işgal altında çırpınan bir acılı belde.
Kırım, vatanın ta kendisi. Onun için verilen mücadele, büyük bedeller isteyebilir. Topsuz
tüfeksiz, tarih bilinciyle yapılan bir şahsiyet savaşı bu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.