Us Lekesi; Filozoflar ve Kralların Ölüm Dansı

Stok Kodu:
9786056864544
Boyut:
130-210-0
Sayfa Sayısı:
152
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-09-29
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
153,00TL
94,86TL
Havale/EFT ile: 85,37TL
9786056864544
483545
Us Lekesi; Filozoflar ve Kralların Ölüm Dansı
Us Lekesi; Filozoflar ve Kralların Ölüm Dansı
94.86
"Gözlerinin bağlandığı ve bir ölüm müziği çalmasının istendiği an gelmişti. Buraya kadar. Zaman silinmişti. Kubbenin tepesinde kaç gün devrilmişti Allah bilir. İnsanlar bir düşten uyanmıştı, yüzleri dağılıp gitmenin eşiğindeydi. Tek tek sorgulandılar; uzatılan taslardan ölüm içti kimileri. İşte o zaman kaçma girişimleri başladı. Çok geçmeden de kıyım. Ulumalar ve canhıraş seslerden, yokluğunun fark edilmeyeceğini anlamış, dışarı atmıştı kendini; düş kırıklığı ve göğsünde şiddetli bir kasılmayla fazla uzağa gidememişti. Ziyafetin verilmeye başlandığı akşamın sabahıydı. O ise, gün ışığını çok sonra fark edebildi. Çılgınlık ve zehir kasıp kavurdu içeridekileri, Seyfüddevle'nin kılıcı başları ayırdı omuzlarından lakin vazgeçmediler; kaçmaya çalıştılar. Umutsuzca da olsa, tekrar kaçma girişiminde bulunanlardan biri, işte o Yahudi'ydi. Emir sarsak sarsak dışarı çıktı, elinde kanlı kılıcını bir asa gibi uzatarak ilerledi Farabî'ye. Kör gibi yürüyordu. Düşe kalka, kumlarda sürüne sürüne haykırıyordu: ‘Gitme feylesof! Beni sonsuza dek susturmadan, bir daha ihanet görmeyeceğim bir uykuya daldırmadan gitme. Kervan gitti, ateş gibi yolda kaldım. Bana bağlı olanları bile kılıçtan geçirdim.' Bu düş kırıklığı, acı mı yoksa tiksinti mi salıyordu içine, tam çözemedi Farabî. En zor notaları matematiksel olarak çözümleyebilen
"Gözlerinin bağlandığı ve bir ölüm müziği çalmasının istendiği an gelmişti. Buraya kadar. Zaman silinmişti. Kubbenin tepesinde kaç gün devrilmişti Allah bilir. İnsanlar bir düşten uyanmıştı, yüzleri dağılıp gitmenin eşiğindeydi. Tek tek sorgulandılar; uzatılan taslardan ölüm içti kimileri. İşte o zaman kaçma girişimleri başladı. Çok geçmeden de kıyım. Ulumalar ve canhıraş seslerden, yokluğunun fark edilmeyeceğini anlamış, dışarı atmıştı kendini; düş kırıklığı ve göğsünde şiddetli bir kasılmayla fazla uzağa gidememişti. Ziyafetin verilmeye başlandığı akşamın sabahıydı. O ise, gün ışığını çok sonra fark edebildi. Çılgınlık ve zehir kasıp kavurdu içeridekileri, Seyfüddevle'nin kılıcı başları ayırdı omuzlarından lakin vazgeçmediler; kaçmaya çalıştılar. Umutsuzca da olsa, tekrar kaçma girişiminde bulunanlardan biri, işte o Yahudi'ydi. Emir sarsak sarsak dışarı çıktı, elinde kanlı kılıcını bir asa gibi uzatarak ilerledi Farabî'ye. Kör gibi yürüyordu. Düşe kalka, kumlarda sürüne sürüne haykırıyordu: ‘Gitme feylesof! Beni sonsuza dek susturmadan, bir daha ihanet görmeyeceğim bir uykuya daldırmadan gitme. Kervan gitti, ateş gibi yolda kaldım. Bana bağlı olanları bile kılıçtan geçirdim.' Bu düş kırıklığı, acı mı yoksa tiksinti mi salıyordu içine, tam çözemedi Farabî. En zor notaları matematiksel olarak çözümleyebilen
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat