9786053146285
590745
https://www.sehadetkitap.com/urun/ulas-yoldas
Ulaş Yoldaş
67.00
Bu kitap bir yolculuğun hikayesidir... Bu yolculuksa, dünyada ve Türkiye'de ‘'68 Kuşağı'' diye adlandırılan ve birçoğu 12 Mart Darbesi öncesinde ve sonrasında hapishanelerde, işkencehanelerde, dağlarda, öğrenci evlerinde, yurtlarda, kısacası bulundukları her yerde öldürüldüler. İşte onlardan biri olan, Ulaş Bardakçı'nın öyküsü bu... Rasih Ulaş Bardakçı 1947 yılında Nevşehir'in Hacı Bektaş ilçesi Akçataş (Topayın) köyünde dünyaya gelir, ilkokul, ortaokul ve liseyi Ankara'da tamamlar. ODTÜ fizik bölümüne devam ederken dönemin fırtınalı yıllarında kendisini olayların göbeğinde bulur... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın serbest bırakılması için İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom'un kaçırılması eyleminde yer alır. 6 Ocak 1969'da ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Komer'in arabasının yakılma eylemine katılır. Başlatılan Balyoz Harekatı'nda yakalanır. Davaları devam ederken 29 Kasım 1971 tarihinde THKP-C ve THKO'lu arkadaşları ile Maltepe Cezaevi'nden firar eder.19 Şubat 1972 günü sabaha karşı Arnavutköy Üvez Sokak'ta güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürtülür... 19 Şubat 1972'nin en önemli tanığı Lale Arıkdal, yıllar sonra o çatışmada evin içinde neler oldu ve çatışma sonrası neler yaşandı onları anlattı... Kitabın yazarı, Ulaş Bardakçı'yı araştırırken önceliği yaz tatillerini geçtiği ve nüfusa kayıtlı olduğuduğu Hacı Bektaş'ın Akçataş (Topayın) köyüne giderek amcası Kazım Bardakçı, yengesi Düriye Ana ve kuzenleri ile, olayların diğer tanıklarını bularak onlarla söyleşiler yapar. Döneme ait dergi, gazete ve kitapları tarayarak alıntılar yapar. Dönemin soruşturma dosyaları ve mahkeme tutanaklarını tarar... Yıllar sonra Ulaş Bardakçı'nın ailesiyle buluşan Lale Arıkdal, nasıl yakarlandı, neler konuştular? Bu soruların cevabını bulacaksınız bu kitapta...
MUSA KAPLAN: 1950 yılında Mersin'in Mut ilçesi Güme köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Güme köyünde bitirdi. Ortaokulun 2. sınıfına devam ederken babasını kaybettiği haberini aldığında bir travma yaşadı. Annesi maddi olanaksızlıklar nedeniyle okuldan aldı, fakat bu uzun sürmedi. Halası Gülbahar Ulukan “çocuğun geleceği ile oynamayın” diyerek yanlarına aldı, ama bu da uzun sürmedi, halası öğretmen kızının çalıştığı köye gittiğinde yine evsiz kaldı. Bu defa şimdiki eşinin babası devreye girdi, onu kendi yanlarına aldılar. Ortaokulu onların yanında bitirdi. Ortaokulu tamamladıktan sonra Konya Endüstri Meslek Lisesi Döküm Bölümü'ne devam ederken 1968 yılında İstanbul'a gelerek son sınıfı Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi'nde bitirdi. Üniversiteyi İstanbul Devlet Mimar Mühendislik Akademisi (İDMMA) Makine Mühendisliği Bölümü'nden mezun olarak tamamdı. Öğrencilik yıllarında geçimini sağlamak için bir haber ajansında dört yıl muhabirlik yaptı. Üniversiteyi bitirdikten sonra askere gitti. Askerlik dönüşü bir sanayi kuruluşunda proje mühendisi olarak göreve başladı. Bu kuruluşta 37 yıl boyunca çeşitli kademelerde görevler yaptıktan sonra 2013 Eylül ayında “artık yoruldum” diyerek mühendislik hayatını istifa ile noktaladı.
Bu kitap bir yolculuğun hikayesidir... Bu yolculuksa, dünyada ve Türkiye'de ‘'68 Kuşağı'' diye adlandırılan ve birçoğu 12 Mart Darbesi öncesinde ve sonrasında hapishanelerde, işkencehanelerde, dağlarda, öğrenci evlerinde, yurtlarda, kısacası bulundukları her yerde öldürüldüler. İşte onlardan biri olan, Ulaş Bardakçı'nın öyküsü bu... Rasih Ulaş Bardakçı 1947 yılında Nevşehir'in Hacı Bektaş ilçesi Akçataş (Topayın) köyünde dünyaya gelir, ilkokul, ortaokul ve liseyi Ankara'da tamamlar. ODTÜ fizik bölümüne devam ederken dönemin fırtınalı yıllarında kendisini olayların göbeğinde bulur... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın serbest bırakılması için İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom'un kaçırılması eyleminde yer alır. 6 Ocak 1969'da ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Komer'in arabasının yakılma eylemine katılır. Başlatılan Balyoz Harekatı'nda yakalanır. Davaları devam ederken 29 Kasım 1971 tarihinde THKP-C ve THKO'lu arkadaşları ile Maltepe Cezaevi'nden firar eder.19 Şubat 1972 günü sabaha karşı Arnavutköy Üvez Sokak'ta güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürtülür... 19 Şubat 1972'nin en önemli tanığı Lale Arıkdal, yıllar sonra o çatışmada evin içinde neler oldu ve çatışma sonrası neler yaşandı onları anlattı... Kitabın yazarı, Ulaş Bardakçı'yı araştırırken önceliği yaz tatillerini geçtiği ve nüfusa kayıtlı olduğuduğu Hacı Bektaş'ın Akçataş (Topayın) köyüne giderek amcası Kazım Bardakçı, yengesi Düriye Ana ve kuzenleri ile, olayların diğer tanıklarını bularak onlarla söyleşiler yapar. Döneme ait dergi, gazete ve kitapları tarayarak alıntılar yapar. Dönemin soruşturma dosyaları ve mahkeme tutanaklarını tarar... Yıllar sonra Ulaş Bardakçı'nın ailesiyle buluşan Lale Arıkdal, nasıl yakarlandı, neler konuştular? Bu soruların cevabını bulacaksınız bu kitapta...
MUSA KAPLAN: 1950 yılında Mersin'in Mut ilçesi Güme köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Güme köyünde bitirdi. Ortaokulun 2. sınıfına devam ederken babasını kaybettiği haberini aldığında bir travma yaşadı. Annesi maddi olanaksızlıklar nedeniyle okuldan aldı, fakat bu uzun sürmedi. Halası Gülbahar Ulukan “çocuğun geleceği ile oynamayın” diyerek yanlarına aldı, ama bu da uzun sürmedi, halası öğretmen kızının çalıştığı köye gittiğinde yine evsiz kaldı. Bu defa şimdiki eşinin babası devreye girdi, onu kendi yanlarına aldılar. Ortaokulu onların yanında bitirdi. Ortaokulu tamamladıktan sonra Konya Endüstri Meslek Lisesi Döküm Bölümü'ne devam ederken 1968 yılında İstanbul'a gelerek son sınıfı Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi'nde bitirdi. Üniversiteyi İstanbul Devlet Mimar Mühendislik Akademisi (İDMMA) Makine Mühendisliği Bölümü'nden mezun olarak tamamdı. Öğrencilik yıllarında geçimini sağlamak için bir haber ajansında dört yıl muhabirlik yaptı. Üniversiteyi bitirdikten sonra askere gitti. Askerlik dönüşü bir sanayi kuruluşunda proje mühendisi olarak göreve başladı. Bu kuruluşta 37 yıl boyunca çeşitli kademelerde görevler yaptıktan sonra 2013 Eylül ayında “artık yoruldum” diyerek mühendislik hayatını istifa ile noktaladı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.