Türkiye'de Kentlerin Demokrasi Tarihi

Stok Kodu:
9786256455146
Boyut:
135-210-30
Sayfa Sayısı:
521
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-12-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
290,00TL
208,80TL
Havale/EFT ile: 204,62TL
9786256455146
653296
Türkiye'de Kentlerin Demokrasi Tarihi
Türkiye'de Kentlerin Demokrasi Tarihi
208.80
Eğer bizi kuşatan coğrafya bu zamana dek insan uğraşı sonucunda yeni baştan var edilmişse, o halde, siyasi hedeflerimize uygun düşecek biçimde bir kez daha inşa edilebilir demektir.” David Harvey, Kozmopolitlik ve Özgürlük Coğrafyaları Günümüzde kentlerin devasa ihtiyaçlarının karşılanması sürecinde kent yönetimlerinden daha çok, uluslararası örgütlü güçler olan sermaye tekelleri karşımıza çıkıyor. Üstelik, gündelik hayatlarımızın başrolünde bulunan kentsel mekanlar her geçen gün daha fazla yaşanabilecek yerler olmaktan çıkıyor; her biri gözlerimizin önünde sosyal adaletten son derece uzak, birer yoksunluk ve yoksulluk yuvasına dönüşüyor. Kent sakinleri olarak bizler, bu süreci sadece çaresiz bir biçimde izliyoruz ve hatta, her birimiz, yaşadığımız kentlerle birlikte dönüşüyoruz: Tek tipleşiyor, kimliksizleşiyor, yaşadığımız yere yabancılaşıyor ve hissizleşiyoruz. Toplumun birer ferdi olarak geçirdiğimiz bu değişim ve dönüşümü, kent mekanının demokratik süreçlerle arasındaki bu ilişkiyi çözümleyebilmek, ülkenin kentsel politikalarını ve kent yönetimlerini incelemeyi zorunlu kılıyor. Elinizdeki çalışmada bu inceleme Türkiye özelinde yapılmıştır. Tarihsel süreçte siyasi yönden örgütlenmiş toplum'un karşılığı olan devletin kurulabilmesi, her dönemde ve rejimde kentlerin varlığına bağlı olmuştur. Demokrasinin geleceği ve kentlerin geleceği de birbirine bağlıdır. Demokrasimizin geleceği, kentlerimizde şekillenecektir.
Eğer bizi kuşatan coğrafya bu zamana dek insan uğraşı sonucunda yeni baştan var edilmişse, o halde, siyasi hedeflerimize uygun düşecek biçimde bir kez daha inşa edilebilir demektir.” David Harvey, Kozmopolitlik ve Özgürlük Coğrafyaları Günümüzde kentlerin devasa ihtiyaçlarının karşılanması sürecinde kent yönetimlerinden daha çok, uluslararası örgütlü güçler olan sermaye tekelleri karşımıza çıkıyor. Üstelik, gündelik hayatlarımızın başrolünde bulunan kentsel mekanlar her geçen gün daha fazla yaşanabilecek yerler olmaktan çıkıyor; her biri gözlerimizin önünde sosyal adaletten son derece uzak, birer yoksunluk ve yoksulluk yuvasına dönüşüyor. Kent sakinleri olarak bizler, bu süreci sadece çaresiz bir biçimde izliyoruz ve hatta, her birimiz, yaşadığımız kentlerle birlikte dönüşüyoruz: Tek tipleşiyor, kimliksizleşiyor, yaşadığımız yere yabancılaşıyor ve hissizleşiyoruz. Toplumun birer ferdi olarak geçirdiğimiz bu değişim ve dönüşümü, kent mekanının demokratik süreçlerle arasındaki bu ilişkiyi çözümleyebilmek, ülkenin kentsel politikalarını ve kent yönetimlerini incelemeyi zorunlu kılıyor. Elinizdeki çalışmada bu inceleme Türkiye özelinde yapılmıştır. Tarihsel süreçte siyasi yönden örgütlenmiş toplum'un karşılığı olan devletin kurulabilmesi, her dönemde ve rejimde kentlerin varlığına bağlı olmuştur. Demokrasinin geleceği ve kentlerin geleceği de birbirine bağlıdır. Demokrasimizin geleceği, kentlerimizde şekillenecektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat