Türkiye'de Çocuk İzlem Merkezleri ve Antalya Çocuk İzlem Merkezi Deneyimi

Stok Kodu:
9786053357636
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
158
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-04-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
230,00TL
211,60TL
Havale/EFT ile: 207,37TL
9786053357636
601569
Türkiye'de Çocuk İzlem Merkezleri ve Antalya Çocuk İzlem Merkezi Deneyimi
Türkiye'de Çocuk İzlem Merkezleri ve Antalya Çocuk İzlem Merkezi Deneyimi
211.60
Çocukluk çağında cinsel istismara maruz kalmak çocuğun ruhsal du¨nyasını derinden yaralayan yaşamının akışında köklu¨ ve olumsuz yönde kalıcı değişimlere neden olan etkileri tu¨m yaşamı boyunca devam eden acı ağır ve yıpratıcı bir su¨reçtir. Cinsel istismara maruziyet çocukların psikolojik sosyal ve bilişsel gelişimlerini etkileyen her yaşta her sosyo-ekonomik du¨zeyde her bölgede her tu¨rlu¨ etnik grupta ve ku¨ltu¨rde yaşanabilen evrensel bir sorundur. Giderek artan du¨nya nu¨fusu yanında sosyal yapının hızlı değişimi bu¨yu¨k aile yapılarının zaman içerisinde değişerek yerini çekirdek aile yapısına bırakması değişen sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle ku¨çu¨k yerleşim birimlerinden bu¨yu¨k kentlere göçlerin artması ağırlaşan yaşam koşulları ve değişen sosyal yapıya bağlı olarak manevi değerlere verilen önemin zamanla azalması gibi nedenlerle çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarının geçmişte olduğundan daha fazla yaygınlık gösterdiği ve sayılarının giderek arttığı bilinmektedir. Ancak resmiyete yansıyan istismar vakası sayılarının artışında konunun televizyon gazete gibi görsel ve yazılı medyada daha fazla yer alarak halkın bilinçlenmesinin sağlanması mağdurların hakkını araması konusunda yu¨reklendirilmesi sağlık meslek mensupları yanında okuldaki rehberlik öğretmenlerine ve diğer öğretmenlere yönelik eğitimlerle istismardan şu¨phelenme istismarı öğrenme ve ihbar edilme oranlarının artmasının da etkili olduğu bir gerçektir. Resmiyete yansıyan cinsel istismar vakalarının sayısında artış göru¨lmesi olayın gizli kalmaması olayla ilgili olarak gerekli yargılamanın yapılarak failin / faillerin hak ettiği cezayı alması mağdurun mağduriyetinin bir nebze de olsa giderilmesi ve adaletin tecellisi yönu¨nden bu¨yu¨k önem taşımaktadır. Buna karşın uygulamada şikayet veya ihbarı takiben mağdurun farklı resmi birimlerde defalarca olayı anlatmak ve farklı hekimler tarafından muayene edilmek zorunda bırakılması mağdurun ikincil - u¨çu¨ncu¨l örselenmelere maruz kalmasına neden olmaktadır. Çocuğun tekrarlayan örselenmelerden korunması ihbar / şu¨phe durumunda ön göru¨şme - adli göru¨şme - adli ve psikiyatrik muayene ve psiko-sosyal değerlendirme işlemlerinin tek merkezde gerçekleştirilmesi amacıyla Çocuk İzlem Merkezleri'nin kurulmasına karar verilmiş olması Ülkemiz adına son derece iyi niyetli ve önemli bir adım olmuştur. Ancak kurulum aşamasında bu konuda örnek bir yapılanmayı daha önce sağlamış olan u¨lkeler model olarak alınırken bizim Ülkemizin yasaları sosyo-ku¨ltu¨rel dinamikleri her ildeki eğitim ve araştırma hastanelerinin konumu merkeze uzaklığı fiziki şartları hatta kendisine dahi yetmeyen kapasitesi hastanede merkez için ayrılacak boş alanın bulunmaması donanım ve ödenek kısıtlılığı personel sıkıntısı gibi faktörler göz önu¨ne alınarak Çocuk İzlem Merkezleri Ülkemiz koşullarına uygun bir modele evrilmiştir. Dolayısıyla Ülkemiz genelindeki merkezlerde standart bir yapılanma ve donanım temin edilememiştir. Bu durum da uygulamada merkezlerin ortak sorunları yanında her merkezin kendine özgu¨ bazı sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Şehir merkezlerinde bulunan eğitim ve araştırma hastanelerinde yer sıkıntısı had safhada bulunduğundan merkezler hakkında yapılan toplantılarda yeni kurulacak her hastane projesinde hastane giriş katında Genelge'ye uygun bir Çocuk İzlem Merkezi yapılanmasının sağlanmasının uygun olacağı göru¨şu¨ tarafımızca dile getirilmiş ancak o zamanın dinamikleri içerisinde bu teklifimiz karşılık bulamamıştır. Elbette ki merkezlerin kuruluşu ve yaygınlaşması Ülkemiz için çok önemli bir gelişmedir ve çocuklarımıza önemli bir hizmet sağlamaktadır. Ancak mevcut merkezlerdeki sorunlar çözu¨lmeden yeni merkezlerin açılmasına odaklanılması çoğu merkezdeki sorunların yeni açılanlarda da devam etmesine neden olmaktadır. İlk pilot uygulamaya başlanmasından bu yana yaklaşık on iki yıl geçtiği halde Çocuk İzlem Merkezleri ile ilgili yönetmeliğin son hali belirlenerek gu¨nu¨mu¨ze değin yu¨ru¨rlu¨ğe konulmamış olması da uygulamadaki bazı sıkıntıları beraberinde getirmiştir. Esasen mevcut sorunların tu¨mu¨nu¨n çıkarılacak yönetmelik ile birlikte biraz çaba ayrılacak yeterli ödenek ve kadro desteği ile çözu¨lebilecek nitelikte bulundukları da bir gerçektir. Şu¨phesiz ki çocuklarımızın hiçbir şekilde ihmal ve istismar edilmediği gu¨nlere bir an önce kavuşmak en bu¨yu¨k dileğimizdir. Bu gu¨nleri görene değin gerek mağdur gerekse suça su¨ru¨klenen tu¨m çocuklarımızın uluslararası du¨zeyde standart fiziki koşullara donanıma ve personel yapılanmasına sahip olan Çocuk İzlem Merkezleri'nde ikincil - u¨çu¨ncu¨l örselemelere maruz kalmadan gerekli tıbbi ve hukuki su¨reci yaşayabileceği gu¨nlere en kısa su¨rede ulaşabilmekte en önemli temennimizdir. Kitapta Çocuk İzlem Merkezlerinin kuruluş amaçlarını ve bu su¨reci merkezlerdeki işleyişi istismar mağduru çocuklar için yu¨ru¨tu¨lecek yasal su¨reç ile ilgili mevzuatı Antalya Çocuk İzlem Merkezi deneyimini merkezlerin sorunlarını çözu¨m önerileri konusundaki bilgi ve tecru¨belerimizi konu ile ilgilenen meslek profesyonelleri ile paylaşmayı amaçladık. Kitabımızın çocuk ihmali ve istismarı konusuna gönu¨l vermiş olan konuya ilgi duyan tu¨m meslek gruplarına (hekim, psikolog, hemşire, ebe, sosyal hizmet uzmanı, hukukçu ve benzeri meslek mensuplarına) bu meslek alanında eğitim alan tu¨m öğrencilerimize yu¨ksek lisans ve doktora eğitimi alan araştırma görevlilerine akademisyenlere faydalı olmasını umut ediyoruz. Okurlarımıza en derin saygılarımızla… Uzm. Dr. Fatmagu¨l ASLAN Prof. Dr. Zehra Zerrin ERKOL (Tannıtım Bülteninden)
Çocukluk çağında cinsel istismara maruz kalmak çocuğun ruhsal du¨nyasını derinden yaralayan yaşamının akışında köklu¨ ve olumsuz yönde kalıcı değişimlere neden olan etkileri tu¨m yaşamı boyunca devam eden acı ağır ve yıpratıcı bir su¨reçtir. Cinsel istismara maruziyet çocukların psikolojik sosyal ve bilişsel gelişimlerini etkileyen her yaşta her sosyo-ekonomik du¨zeyde her bölgede her tu¨rlu¨ etnik grupta ve ku¨ltu¨rde yaşanabilen evrensel bir sorundur. Giderek artan du¨nya nu¨fusu yanında sosyal yapının hızlı değişimi bu¨yu¨k aile yapılarının zaman içerisinde değişerek yerini çekirdek aile yapısına bırakması değişen sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle ku¨çu¨k yerleşim birimlerinden bu¨yu¨k kentlere göçlerin artması ağırlaşan yaşam koşulları ve değişen sosyal yapıya bağlı olarak manevi değerlere verilen önemin zamanla azalması gibi nedenlerle çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarının geçmişte olduğundan daha fazla yaygınlık gösterdiği ve sayılarının giderek arttığı bilinmektedir. Ancak resmiyete yansıyan istismar vakası sayılarının artışında konunun televizyon gazete gibi görsel ve yazılı medyada daha fazla yer alarak halkın bilinçlenmesinin sağlanması mağdurların hakkını araması konusunda yu¨reklendirilmesi sağlık meslek mensupları yanında okuldaki rehberlik öğretmenlerine ve diğer öğretmenlere yönelik eğitimlerle istismardan şu¨phelenme istismarı öğrenme ve ihbar edilme oranlarının artmasının da etkili olduğu bir gerçektir. Resmiyete yansıyan cinsel istismar vakalarının sayısında artış göru¨lmesi olayın gizli kalmaması olayla ilgili olarak gerekli yargılamanın yapılarak failin / faillerin hak ettiği cezayı alması mağdurun mağduriyetinin bir nebze de olsa giderilmesi ve adaletin tecellisi yönu¨nden bu¨yu¨k önem taşımaktadır. Buna karşın uygulamada şikayet veya ihbarı takiben mağdurun farklı resmi birimlerde defalarca olayı anlatmak ve farklı hekimler tarafından muayene edilmek zorunda bırakılması mağdurun ikincil - u¨çu¨ncu¨l örselenmelere maruz kalmasına neden olmaktadır. Çocuğun tekrarlayan örselenmelerden korunması ihbar / şu¨phe durumunda ön göru¨şme - adli göru¨şme - adli ve psikiyatrik muayene ve psiko-sosyal değerlendirme işlemlerinin tek merkezde gerçekleştirilmesi amacıyla Çocuk İzlem Merkezleri'nin kurulmasına karar verilmiş olması Ülkemiz adına son derece iyi niyetli ve önemli bir adım olmuştur. Ancak kurulum aşamasında bu konuda örnek bir yapılanmayı daha önce sağlamış olan u¨lkeler model olarak alınırken bizim Ülkemizin yasaları sosyo-ku¨ltu¨rel dinamikleri her ildeki eğitim ve araştırma hastanelerinin konumu merkeze uzaklığı fiziki şartları hatta kendisine dahi yetmeyen kapasitesi hastanede merkez için ayrılacak boş alanın bulunmaması donanım ve ödenek kısıtlılığı personel sıkıntısı gibi faktörler göz önu¨ne alınarak Çocuk İzlem Merkezleri Ülkemiz koşullarına uygun bir modele evrilmiştir. Dolayısıyla Ülkemiz genelindeki merkezlerde standart bir yapılanma ve donanım temin edilememiştir. Bu durum da uygulamada merkezlerin ortak sorunları yanında her merkezin kendine özgu¨ bazı sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Şehir merkezlerinde bulunan eğitim ve araştırma hastanelerinde yer sıkıntısı had safhada bulunduğundan merkezler hakkında yapılan toplantılarda yeni kurulacak her hastane projesinde hastane giriş katında Genelge'ye uygun bir Çocuk İzlem Merkezi yapılanmasının sağlanmasının uygun olacağı göru¨şu¨ tarafımızca dile getirilmiş ancak o zamanın dinamikleri içerisinde bu teklifimiz karşılık bulamamıştır. Elbette ki merkezlerin kuruluşu ve yaygınlaşması Ülkemiz için çok önemli bir gelişmedir ve çocuklarımıza önemli bir hizmet sağlamaktadır. Ancak mevcut merkezlerdeki sorunlar çözu¨lmeden yeni merkezlerin açılmasına odaklanılması çoğu merkezdeki sorunların yeni açılanlarda da devam etmesine neden olmaktadır. İlk pilot uygulamaya başlanmasından bu yana yaklaşık on iki yıl geçtiği halde Çocuk İzlem Merkezleri ile ilgili yönetmeliğin son hali belirlenerek gu¨nu¨mu¨ze değin yu¨ru¨rlu¨ğe konulmamış olması da uygulamadaki bazı sıkıntıları beraberinde getirmiştir. Esasen mevcut sorunların tu¨mu¨nu¨n çıkarılacak yönetmelik ile birlikte biraz çaba ayrılacak yeterli ödenek ve kadro desteği ile çözu¨lebilecek nitelikte bulundukları da bir gerçektir. Şu¨phesiz ki çocuklarımızın hiçbir şekilde ihmal ve istismar edilmediği gu¨nlere bir an önce kavuşmak en bu¨yu¨k dileğimizdir. Bu gu¨nleri görene değin gerek mağdur gerekse suça su¨ru¨klenen tu¨m çocuklarımızın uluslararası du¨zeyde standart fiziki koşullara donanıma ve personel yapılanmasına sahip olan Çocuk İzlem Merkezleri'nde ikincil - u¨çu¨ncu¨l örselemelere maruz kalmadan gerekli tıbbi ve hukuki su¨reci yaşayabileceği gu¨nlere en kısa su¨rede ulaşabilmekte en önemli temennimizdir. Kitapta Çocuk İzlem Merkezlerinin kuruluş amaçlarını ve bu su¨reci merkezlerdeki işleyişi istismar mağduru çocuklar için yu¨ru¨tu¨lecek yasal su¨reç ile ilgili mevzuatı Antalya Çocuk İzlem Merkezi deneyimini merkezlerin sorunlarını çözu¨m önerileri konusundaki bilgi ve tecru¨belerimizi konu ile ilgilenen meslek profesyonelleri ile paylaşmayı amaçladık. Kitabımızın çocuk ihmali ve istismarı konusuna gönu¨l vermiş olan konuya ilgi duyan tu¨m meslek gruplarına (hekim, psikolog, hemşire, ebe, sosyal hizmet uzmanı, hukukçu ve benzeri meslek mensuplarına) bu meslek alanında eğitim alan tu¨m öğrencilerimize yu¨ksek lisans ve doktora eğitimi alan araştırma görevlilerine akademisyenlere faydalı olmasını umut ediyoruz. Okurlarımıza en derin saygılarımızla… Uzm. Dr. Fatmagu¨l ASLAN Prof. Dr. Zehra Zerrin ERKOL (Tannıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat