Türkiye İktisat Tarihi

Stok Kodu:
9789750825521
Boyut:
165-245-0
Sayfa Sayısı:
412
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2018-04-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%36 indirimli
280,00TL
179,20TL
Havale/EFT ile: 175,62TL
9789750825521
402093
Türkiye İktisat Tarihi
Türkiye İktisat Tarihi
179.20
Niyazi Berkes Türkiye İktisat Tarihinde Osmanlı İmparatorluğunun gücünün ve zenginliğinin doruğuna ulaştığı XVI. yüzyıldan geleneksel yapıların bütünüyle çözüldüğü XVIII. yüzyılın kapanışı arasındaki toplumsal ve ekonomik değişim üzerinde yoğunlaşıyor. Orta Avrupaya, Akdenizin batısına doğru genişlemesi, Hindistan ve İranı Avrupaya bağlayan ticaret yolları üzerindeki konumu Osmanlı İmparatorluğunu XVI. yüzyılın sonunda Batı dünyasının bir parçası haline getirmişti. XVII. yüzyılın başından itibaren Batıda ortaya çıkan ekonomik hareketlilik, özellikle para ve fiyat devrimi Osmanlı ekonomik düzeni üzerinde yıkıcı bir etki yapmış, hazinenin sürekli bunalımına, geleneksel timar usulünün yerini iltizam usulünün almasına ve Osmanlı toplum düzeniyle hiç uyuşmayan âyan ve derebeyi gibi yerel güç odaklarının doğuşuna yol açmıştır. Osmanlı devleti türünden bir devlet, (a) kendi hazinesi için tarımsal üretimi kontrolü altına alınca, (b) seferleri için ordusuna malzeme ve techizat sağlamak için zanaat piyasasına sahip olunca, (c) cami, medrese, han, hamam, çeşme, köprü, su yolu, tersane, liman, gemi, yelken, çadır, kılıç, zırh gibi zanaat işlerinin piyasasına girince, (d) mücevherat, altın, gümüş, değerli taşlar, ipekli, kürk ve daha ne bilmem ne gibi bir alay lüks giyimin ve süslenme eşyasının en büyük ve biricik müşterisi olunca, kısaca hem tarım hem kent ekonomisini kendine bağlı hale getirirse, hatta bu ekonomilerin tek-el yönleyicisi de olursa orada ne feodal ekonomiden, ne de serbest işçi emeği piyasa mekanizmasına göre işleyen bir emtia üretimi kapitalizminden söz etmek mümkün olur.
Niyazi Berkes Türkiye İktisat Tarihinde Osmanlı İmparatorluğunun gücünün ve zenginliğinin doruğuna ulaştığı XVI. yüzyıldan geleneksel yapıların bütünüyle çözüldüğü XVIII. yüzyılın kapanışı arasındaki toplumsal ve ekonomik değişim üzerinde yoğunlaşıyor. Orta Avrupaya, Akdenizin batısına doğru genişlemesi, Hindistan ve İranı Avrupaya bağlayan ticaret yolları üzerindeki konumu Osmanlı İmparatorluğunu XVI. yüzyılın sonunda Batı dünyasının bir parçası haline getirmişti. XVII. yüzyılın başından itibaren Batıda ortaya çıkan ekonomik hareketlilik, özellikle para ve fiyat devrimi Osmanlı ekonomik düzeni üzerinde yıkıcı bir etki yapmış, hazinenin sürekli bunalımına, geleneksel timar usulünün yerini iltizam usulünün almasına ve Osmanlı toplum düzeniyle hiç uyuşmayan âyan ve derebeyi gibi yerel güç odaklarının doğuşuna yol açmıştır. Osmanlı devleti türünden bir devlet, (a) kendi hazinesi için tarımsal üretimi kontrolü altına alınca, (b) seferleri için ordusuna malzeme ve techizat sağlamak için zanaat piyasasına sahip olunca, (c) cami, medrese, han, hamam, çeşme, köprü, su yolu, tersane, liman, gemi, yelken, çadır, kılıç, zırh gibi zanaat işlerinin piyasasına girince, (d) mücevherat, altın, gümüş, değerli taşlar, ipekli, kürk ve daha ne bilmem ne gibi bir alay lüks giyimin ve süslenme eşyasının en büyük ve biricik müşterisi olunca, kısaca hem tarım hem kent ekonomisini kendine bağlı hale getirirse, hatta bu ekonomilerin tek-el yönleyicisi de olursa orada ne feodal ekonomiden, ne de serbest işçi emeği piyasa mekanizmasına göre işleyen bir emtia üretimi kapitalizminden söz etmek mümkün olur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat