Türk Toplum Sözleşmesi Sosyal, Siyasal Ve Ekonomik Kültür 3. Cilt;Yaşayan Ama Yasalar: Yaralı Akıllar Ve Yamalı Ahlaklar
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
302
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2024-09-19
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38
indirimli
340,00TL
210,80TL
Havale/EFT ile:
206,58TL
9786057629326
525897
https://www.sehadetkitap.com/urun/turk-toplum-sozlesmesi-sosyal-siyasal-ve-ekonomik-kultur-3-cilt-yasayan-ama-yasalar-yarali-akillar-ve-yamali-ahlaklar
Türk Toplum Sözleşmesi Sosyal, Siyasal Ve Ekonomik Kültür 3. Cilt;Yaşayan Ama Yasalar: Yaralı Akıllar Ve Yamalı Ahlaklar
210.80
Bu çalışmayı şekillendiren ana unsur, öncelikle yaşadığımız sözlü kültürel ortamda, Orhon Abideleri'nden siyasetnamelere, atasözlerinden Nasreddin Hoca fıkralarına kadar uzanan Türk kültür kodlarındaki güçlü etkileri görerek yaşamış olmamızdır. Türk toplum sözleşmesi, sadece mükemmel bir hayat kurgusu tahayyülü içinde değil, aynı zamanda Türk halkının neredeyse bütün akıl ve ahlaki zaaflarının da muhatabı, hatta mağduru ve mazlumu olmuştur. Türk toplum sözleşmesi, bir olgu olarak doğmuş, bir algı olarak yaşatılmış ve sonuçta yaşayan kültür evreninin asli sözleşme yasaları olarak tekrar bir olguya dönüştürülmüştür. Bu algı ve olgu diyalektiği içinde, herkes kendi algısına göre bir kültür olgusu ve kendi olgusuna göre bir kültür algısı yaratmış, yarattığı bu algı ve olgu durumuna göre sözleşme yasalarını yorumlamıştır. Tıpkı herkese görmek istediği şeyleri gösteren Faust'un aynası gibi. Orhon Abideleri ile başlayıp, siyasetnameler ve ahlak eserleriyle devam eden yazılı kaynakların kadim mirası ve binlerce yıllık atasözleri ile sekiz asırlık Nasreddin Hoca fıkralarıyla sürdürülen sözlü kaynakların müktesebatının, Türk kültürünün sürekli olarak yeniden üretilen bir bütünlüğünün ürünü olduğunu görmekteyiz. Türk kültürü, canlı bir organizma gibi, akıl ve ahlak evrenini neredeyse "aynen öyle" koruyarak yaşamını her alanda ve her olguda sürdürüyor. Farklı normlar ve formlarda içerik ve şekil değişiklikleri gösterse de, bu kültürel gelenek ve miras, sosyal, siyasal, dini, kültürel, psikolojik ve ekonomik alanlarda öz, töz ve ruh olarak varlığını günümüzde de "aynen" korumaya devam etmektedir.
Bu çalışmayı şekillendiren ana unsur, öncelikle yaşadığımız sözlü kültürel ortamda, Orhon Abideleri'nden siyasetnamelere, atasözlerinden Nasreddin Hoca fıkralarına kadar uzanan Türk kültür kodlarındaki güçlü etkileri görerek yaşamış olmamızdır. Türk toplum sözleşmesi, sadece mükemmel bir hayat kurgusu tahayyülü içinde değil, aynı zamanda Türk halkının neredeyse bütün akıl ve ahlaki zaaflarının da muhatabı, hatta mağduru ve mazlumu olmuştur. Türk toplum sözleşmesi, bir olgu olarak doğmuş, bir algı olarak yaşatılmış ve sonuçta yaşayan kültür evreninin asli sözleşme yasaları olarak tekrar bir olguya dönüştürülmüştür. Bu algı ve olgu diyalektiği içinde, herkes kendi algısına göre bir kültür olgusu ve kendi olgusuna göre bir kültür algısı yaratmış, yarattığı bu algı ve olgu durumuna göre sözleşme yasalarını yorumlamıştır. Tıpkı herkese görmek istediği şeyleri gösteren Faust'un aynası gibi. Orhon Abideleri ile başlayıp, siyasetnameler ve ahlak eserleriyle devam eden yazılı kaynakların kadim mirası ve binlerce yıllık atasözleri ile sekiz asırlık Nasreddin Hoca fıkralarıyla sürdürülen sözlü kaynakların müktesebatının, Türk kültürünün sürekli olarak yeniden üretilen bir bütünlüğünün ürünü olduğunu görmekteyiz. Türk kültürü, canlı bir organizma gibi, akıl ve ahlak evrenini neredeyse "aynen öyle" koruyarak yaşamını her alanda ve her olguda sürdürüyor. Farklı normlar ve formlarda içerik ve şekil değişiklikleri gösterse de, bu kültürel gelenek ve miras, sosyal, siyasal, dini, kültürel, psikolojik ve ekonomik alanlarda öz, töz ve ruh olarak varlığını günümüzde de "aynen" korumaya devam etmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.