9786057623430
474011
https://www.sehadetkitap.com/urun/turk-dusuncesinde-1908-1938-yillari-arasinda-sosyolojik-baglamda-halkcilik-hareketi
Türk Düşüncesinde 1908-1938 Yılları Arasında Sosyolojik Bağlamda Halkçilik Hareketi
230.00
Bu çalışmanın konusunu, 1908–1938 dönemi Türk düşüncesindeki halkve halkçılık algısının sosyolojik bağlamdaki yansımaları oluşturmaktadır.Çok yönlü bir değişim ve dönüşüm sürecine sahne olan söz konusudönemin aydınlatılması için, özellikle Batı düşünü ve tarihi mirasındaki
halk ve halkçılık algısının tarihsel evrimi üzerinden, hem OsmanlıDevletinin son dönemleri hem de Cumhuriyet dönemi ve CumhuriyetDevrimleri analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu amacı gerçekleştimek için isetarihsel ve karşılaştırmalı yöntem kullanılmıştır.İnsan merkezli sosyal etkileşim sürecinde, modern zamanlar,aydınlanmanın yeni kavramlarının teorik bir formdan çıkıp, düşünselanlamda bir eylem ya da sistem olarak kendine yer edinmesine tanıklıketmiştir. Bu bağlamda "halkçılık", Aristoteles'in daha Antikite'devurguladığı insanın sosyal bir varlık olduğu gerçeğinden hareketle birarada yaşama zorunluluğunun temel söylemini belirginleştirmiştir. Bu
söylem, halk yığınlarının kendine özgü yaşam alanlarının kısıtlı ve sınırlımı; yoksa bireysel ve kamusal haklardan hareketle daha bağımsız vedüzenli fikirsel organizasyonlarla bir özgürlük problemine dönüşeceğineyönelik ciddi bir sorgulama alanı açacaktır.
Bu çalışmanın konusunu, 1908–1938 dönemi Türk düşüncesindeki halkve halkçılık algısının sosyolojik bağlamdaki yansımaları oluşturmaktadır.Çok yönlü bir değişim ve dönüşüm sürecine sahne olan söz konusudönemin aydınlatılması için, özellikle Batı düşünü ve tarihi mirasındaki
halk ve halkçılık algısının tarihsel evrimi üzerinden, hem OsmanlıDevletinin son dönemleri hem de Cumhuriyet dönemi ve CumhuriyetDevrimleri analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu amacı gerçekleştimek için isetarihsel ve karşılaştırmalı yöntem kullanılmıştır.İnsan merkezli sosyal etkileşim sürecinde, modern zamanlar,aydınlanmanın yeni kavramlarının teorik bir formdan çıkıp, düşünselanlamda bir eylem ya da sistem olarak kendine yer edinmesine tanıklıketmiştir. Bu bağlamda "halkçılık", Aristoteles'in daha Antikite'devurguladığı insanın sosyal bir varlık olduğu gerçeğinden hareketle birarada yaşama zorunluluğunun temel söylemini belirginleştirmiştir. Bu
söylem, halk yığınlarının kendine özgü yaşam alanlarının kısıtlı ve sınırlımı; yoksa bireysel ve kamusal haklardan hareketle daha bağımsız vedüzenli fikirsel organizasyonlarla bir özgürlük problemine dönüşeceğineyönelik ciddi bir sorgulama alanı açacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.