9786054915699
596792
https://www.sehadetkitap.com/urun/tunceli-den-diyarbakir-a-emekli-bir-profesorun-anilari
Tunceli’den Diyarbakır’a Emekli Bir Profesörün Anıları
276.00
Bodrum Yalıkavak Gümüşkaya Sitesi'nde konumlanmış ve 907/3 olarak
numaralanmış yazlık evimdeyim. Sabahın saat 10'u ve yazlığımın üst
balkonundan Ege Denizini ve civarımızdaki siteleri seyretmekteyim.
Karya Medeniyetinin ve Halikarnas Balıkçısının bu kadim topraklarına ilk
defa 1993 yılında gelmiştim. Bodrum kocaman palmiye ağaçları ile
süslü küçük bir ilçe idi. Her yeri mavi ve yeşil ile bürülü idi. Yalıkavak ise
küçük bir köy idi. Bazı güzel villalar inşa ediliyordu ama Marinası yoktu.
Gümüşlük'ten Yalıkavak'a gelirken yollar yürek ferahlatıcı begonvillerle,
rengârenk çiçeklerle ve mutluluk verici yeşilliklerle doluydu. Yolun üst
bölgelerinden tepelere ulaşan ve alt taraflarında ise denizle kucaklaşan
yeşil ormanlar vardı. Daha önceleri zeytinlik bir alan olan Gümüşkaya
bölgesinin birçok yerini büyük meşe kümeleri süslüyordu. Sitemiz ise
inşaat halinde idi. Aradan geçen 28 yıllık sürede Bodrum ve beldelerinin
silueti çok değişti. Yol kenarları ve tepeler de dâhil her yer yazlıklarla,
işyerleriyle ve otellerle doldu. Gümüşkaya'da bile iki turistik otel var.
Yazlık sitelerin arasındaki boş alanlara yeni sitelerin yapılmasını, komşu
siteler arasındaki elmas yeşili ormanların beyaz yazlıklarla gitgide yer
değiştirmesini ve bu bölgelerdeki ormanın giderek tükenişini bir sinema
filmi misali her yıl izledik. Söz konusu hızlı betonlaşmanın bir sonucu
olarak güzelim yeşilliklerin önemli bir kısmı yok oldu. Dağlar, tepeler ve
sahiller beyaz yapılarla doldu.
Hayat da aynen bu topraklarda gözlediğim değişimler gibidir. Yaşımız
ilerledikçe; iyisi, kötüsü, acısı ve tatlısıyla bin bir türden hatıra
zihnimizde biriktikçe birikir. Geçmiş hatıralarımızın cennetteki bir aşk
bahçesinin kızıl gülleri gibi nefis kokular vermesini kim istemez ki? Ne
var ki hayat oldukça acımasızdır. Hayat serüvenimizin filmi çocukluk
günlerimizi, hüzünlü ve mutlu anlarımızı, sevinçlerimizi, kaygılarımızı,
korkularımızı, başarılı zamanlarımızı ve başarısızlıklarımızı, aşklarımızı
ve mücadelemizin bizi yoran tüm bölümlerini de kaydetmek zorundadır.
Bunların her bir çeşidini yaşamış biri olarak; ılık bir baharla başlayan ve
şimdilerde ise fırtınalı bir kış mevsiminde yürümekte olan hayatıma ait
filmi geriye saracağım. Kısacası ömrümün çocukluk, gençlik, eğitim ve
meslek dönemlerine ait belleğimde kalan tüm kayıtlarını sizlere
anlatmaya çalışacağım.
Bodrum Yalıkavak Gümüşkaya Sitesi'nde konumlanmış ve 907/3 olarak
numaralanmış yazlık evimdeyim. Sabahın saat 10'u ve yazlığımın üst
balkonundan Ege Denizini ve civarımızdaki siteleri seyretmekteyim.
Karya Medeniyetinin ve Halikarnas Balıkçısının bu kadim topraklarına ilk
defa 1993 yılında gelmiştim. Bodrum kocaman palmiye ağaçları ile
süslü küçük bir ilçe idi. Her yeri mavi ve yeşil ile bürülü idi. Yalıkavak ise
küçük bir köy idi. Bazı güzel villalar inşa ediliyordu ama Marinası yoktu.
Gümüşlük'ten Yalıkavak'a gelirken yollar yürek ferahlatıcı begonvillerle,
rengârenk çiçeklerle ve mutluluk verici yeşilliklerle doluydu. Yolun üst
bölgelerinden tepelere ulaşan ve alt taraflarında ise denizle kucaklaşan
yeşil ormanlar vardı. Daha önceleri zeytinlik bir alan olan Gümüşkaya
bölgesinin birçok yerini büyük meşe kümeleri süslüyordu. Sitemiz ise
inşaat halinde idi. Aradan geçen 28 yıllık sürede Bodrum ve beldelerinin
silueti çok değişti. Yol kenarları ve tepeler de dâhil her yer yazlıklarla,
işyerleriyle ve otellerle doldu. Gümüşkaya'da bile iki turistik otel var.
Yazlık sitelerin arasındaki boş alanlara yeni sitelerin yapılmasını, komşu
siteler arasındaki elmas yeşili ormanların beyaz yazlıklarla gitgide yer
değiştirmesini ve bu bölgelerdeki ormanın giderek tükenişini bir sinema
filmi misali her yıl izledik. Söz konusu hızlı betonlaşmanın bir sonucu
olarak güzelim yeşilliklerin önemli bir kısmı yok oldu. Dağlar, tepeler ve
sahiller beyaz yapılarla doldu.
Hayat da aynen bu topraklarda gözlediğim değişimler gibidir. Yaşımız
ilerledikçe; iyisi, kötüsü, acısı ve tatlısıyla bin bir türden hatıra
zihnimizde biriktikçe birikir. Geçmiş hatıralarımızın cennetteki bir aşk
bahçesinin kızıl gülleri gibi nefis kokular vermesini kim istemez ki? Ne
var ki hayat oldukça acımasızdır. Hayat serüvenimizin filmi çocukluk
günlerimizi, hüzünlü ve mutlu anlarımızı, sevinçlerimizi, kaygılarımızı,
korkularımızı, başarılı zamanlarımızı ve başarısızlıklarımızı, aşklarımızı
ve mücadelemizin bizi yoran tüm bölümlerini de kaydetmek zorundadır.
Bunların her bir çeşidini yaşamış biri olarak; ılık bir baharla başlayan ve
şimdilerde ise fırtınalı bir kış mevsiminde yürümekte olan hayatıma ait
filmi geriye saracağım. Kısacası ömrümün çocukluk, gençlik, eğitim ve
meslek dönemlerine ait belleğimde kalan tüm kayıtlarını sizlere
anlatmaya çalışacağım.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.