Toprak ve Gelenek Konya Dağ Köyleri

Stok Kodu:
9789758867547
Boyut:
165-235-0
Sayfa Sayısı:
142
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005-08-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%23 indirimli
280,00TL
215,60TL
Havale/EFT ile: 194,04TL
9789758867547
371484
Toprak ve Gelenek Konya Dağ Köyleri
Toprak ve Gelenek Konya Dağ Köyleri
215.60
"Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlarlar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzuları emiştirme, çocuk yoksa kuzuları otlatma kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve katkıda bulunurlar. Özellikle konar göçer yörük obaları toroslarda yaylaya çıktıklarında ıstarlarını mutlaka kurarlar ve günlük işleri bitince ıstarın başına otururlar. Taşkent ile Gevne arasındaki tepelerde gördüğüm bir yörük anası ile kızı sabah ve akşam serinliğinde ekin işliyorlar, öğle sıcağında, bir yaban armudunun altına kurdukları ıstarda kilim dokuyorlardı." "Beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcacık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerini incitirsiniz."
"Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlarlar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzuları emiştirme, çocuk yoksa kuzuları otlatma kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve katkıda bulunurlar. Özellikle konar göçer yörük obaları toroslarda yaylaya çıktıklarında ıstarlarını mutlaka kurarlar ve günlük işleri bitince ıstarın başına otururlar. Taşkent ile Gevne arasındaki tepelerde gördüğüm bir yörük anası ile kızı sabah ve akşam serinliğinde ekin işliyorlar, öğle sıcağında, bir yaban armudunun altına kurdukları ıstarda kilim dokuyorlardı." "Beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcacık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerini incitirsiniz."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat