9789754504750
657014
https://www.sehadetkitap.com/urun/tezkiretul-evliya-evliya-hikayeleri
Tezkiretül Evliya; Evliya Hikayeleri
234.50
Daha önce "İlâhinâme" ve "Mantıkut-Tayr" isimli eserleri Türkçe'ye tercüme edilmiş bulunan Nişaburlu Feridüddin-i Attar, Tasavvuf a ve şark klasiklerine meraklı Türk münevveri (aydını) için hiç de yabancı bir isim değildir.
Hicri 513-627, Miladi 1119-1230 yılları arasında Nişabur'da yaşayan büyük mutasavvıfın eserleri, o zamanlarda Belh'ten hicrete mecbur edilen Mevlana oymağı vasıtasıyla Anadolu'ya gelmiş, hatta çocuk denecek bir yaşta kendisiyle tanışıp elini öpen Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye ithaf ve hediye ettiği "Esrârnâme"yi Mevlana hiç yanından ayırmamıştır. Böylece 700 seneye yakın bir zamandan beri Anadolu'da ismi zikrolunan ve tasavvuf erbabınca tanınan Feridüddin-i Attar, Mevlana gibi o devrin Moğol istilası ve benzeri içtimai zelzeleleri karşısında kan ve ateş kokan havayı aşk ve şiirle yumuşatmıştır. Zamanın şekillerinden istifade ederek insanlara en güzel yolları işaretle en iyi ahlakı telkine çalışmıştır. Esasen Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan göç yolları üzerinde bulunan Nişabur, yurdumuzun Oğuz ve Selçuk medeniyeti havasını uzun zaman fikren beslemeye devam etmiş bir kültür merkezi olmakla, Feridüddin-i Attar'ın eserlerinde kendimize çok yakın sezişler, vakalar, insanlar bulmaktayız.
Bu defa takdim ettiğimiz "Tezkiretül-Evliyâ", kısa bir "Evliya Menkıbeleri" kitabıdır. Burada bin bir faydalı manalarla dolu kerametler, vaaz ve nasihatler ve büyük sözler kaydedilmiştir. Böylece güzel bir ahlak kitabı meydana getirilmiştir. Feridüddin-i Attar'ın Latin harfleriyle takdim ettiğimiz bu eseri daha önce eski harflerle Türkçe'ye çevrilmiş nüshalardan birinin kopyasıdır. Bu sebeple eserin aslı ile bu kopya arasında bazı farklar bulunabilir. Elden ele geçerek biraz daha anonim bir mahiyet almış olabilir. Biz bazen on beşinci asır Anadolu Türkçesi'ni hatırlatan üslubu bozmaktan kaçınarak, yaşayan dilin canlı ifadesiyle bu eseri bir halk kitabı olarak düşündük ve dilini de halka yakın bulduk. İlmi bir tetkikten ziyade içinden hisseler çıkarabilen bir kıssalar kitabı olsun istedik. Tezkiretül-Evliyâ" sı 1905'te Nicholson tarafından İngilizce'ye de tercüme edilmiş bulunun büyük mutasavvıfın diğer eserlerinin de kütüphanemize kazandırılması yolunda bu deneme bir hareket uyandırırsa kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
-Mehmed Zâhid Kotku-
Daha önce "İlâhinâme" ve "Mantıkut-Tayr" isimli eserleri Türkçe'ye tercüme edilmiş bulunan Nişaburlu Feridüddin-i Attar, Tasavvuf a ve şark klasiklerine meraklı Türk münevveri (aydını) için hiç de yabancı bir isim değildir.
Hicri 513-627, Miladi 1119-1230 yılları arasında Nişabur'da yaşayan büyük mutasavvıfın eserleri, o zamanlarda Belh'ten hicrete mecbur edilen Mevlana oymağı vasıtasıyla Anadolu'ya gelmiş, hatta çocuk denecek bir yaşta kendisiyle tanışıp elini öpen Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye ithaf ve hediye ettiği "Esrârnâme"yi Mevlana hiç yanından ayırmamıştır. Böylece 700 seneye yakın bir zamandan beri Anadolu'da ismi zikrolunan ve tasavvuf erbabınca tanınan Feridüddin-i Attar, Mevlana gibi o devrin Moğol istilası ve benzeri içtimai zelzeleleri karşısında kan ve ateş kokan havayı aşk ve şiirle yumuşatmıştır. Zamanın şekillerinden istifade ederek insanlara en güzel yolları işaretle en iyi ahlakı telkine çalışmıştır. Esasen Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan göç yolları üzerinde bulunan Nişabur, yurdumuzun Oğuz ve Selçuk medeniyeti havasını uzun zaman fikren beslemeye devam etmiş bir kültür merkezi olmakla, Feridüddin-i Attar'ın eserlerinde kendimize çok yakın sezişler, vakalar, insanlar bulmaktayız.
Bu defa takdim ettiğimiz "Tezkiretül-Evliyâ", kısa bir "Evliya Menkıbeleri" kitabıdır. Burada bin bir faydalı manalarla dolu kerametler, vaaz ve nasihatler ve büyük sözler kaydedilmiştir. Böylece güzel bir ahlak kitabı meydana getirilmiştir. Feridüddin-i Attar'ın Latin harfleriyle takdim ettiğimiz bu eseri daha önce eski harflerle Türkçe'ye çevrilmiş nüshalardan birinin kopyasıdır. Bu sebeple eserin aslı ile bu kopya arasında bazı farklar bulunabilir. Elden ele geçerek biraz daha anonim bir mahiyet almış olabilir. Biz bazen on beşinci asır Anadolu Türkçesi'ni hatırlatan üslubu bozmaktan kaçınarak, yaşayan dilin canlı ifadesiyle bu eseri bir halk kitabı olarak düşündük ve dilini de halka yakın bulduk. İlmi bir tetkikten ziyade içinden hisseler çıkarabilen bir kıssalar kitabı olsun istedik. Tezkiretül-Evliyâ" sı 1905'te Nicholson tarafından İngilizce'ye de tercüme edilmiş bulunun büyük mutasavvıfın diğer eserlerinin de kütüphanemize kazandırılması yolunda bu deneme bir hareket uyandırırsa kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
-Mehmed Zâhid Kotku-
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.