Temel Konular Işığında Annan Belgesi’nin Analizi

Stok Kodu:
9789755203010
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003-07-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
60,00TL
43,20TL
Havale/EFT ile: 42,34TL
9789755203010
540114
Temel Konular Işığında Annan Belgesi’nin Analizi
Temel Konular Işığında Annan Belgesi’nin Analizi
43.20
KTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides, yaklaşık bir yıldır, doğrudan görüşmeler yoluyla, Kıbrıs meselesinde çözüm bulmaya gayret ediyorlardı. Avrupa Birliği'nin genişleme sürecine ilişkin hayati kararların alınacağı Kopenhag Zirvesi'nin yaklaşması, Yunanistan'ın, Kıbrıs Rum Kesimi'nin üyeliğe kabul edilmemesi halinde veto yetkisini kullanacağını açıklaması ve Amerikan Yönetimi'nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde istikrar arayışları gibi dış faktörlerin etkisiyle, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, 11 Kasım 2002 tarihinde, taraflara, kapsamlı bir belge sunarak, belgenin ilk iki sayfasını – ki bu sayfalarda, anlaşmanın büyük bir kısmının kabul edildiği belirtilmektedir – imzalamalarını istemiştir. Belgenin taraflara sunulmasıyla birlikte, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ile KKTC'de yoğun bir tartışma ortamı doğdu. Bir taraftan dört başkentte sert tartışmalar yaşanırken, diğer taraftan Batılı devletlerin temsilcileri de, taraflara diplomatik baskı yapmaya başladı. Böyle bir tartışma ortamında hazırlanan raporda, konuyla ilgilenen kişilere, KKTC yönetimi ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin politikaları, Annan Belgesi'nin içeriği ve bu belgenin aşağıda sıralanan konulara ilişkin önerilerinin muhtemel sonuçları hakkında bilgi verilmek istenmektedir. Kitabın temel amacı, tarafların, kendi politikalarına göre, Annan Belgesi'nden kazanımları ile kayıplarını genel hatlarıyla ortaya koymaktadır. Bu sebeple, kitapta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıbrıs Rum Kesimi'nin, 11 Kasım 2002 tarihine kadar, Kıbrıs meselesine ilişkin politikaları, soruna yaklaşımları ile birlikte, izah edilmekte; Annan Belgesi'nin, anayasal düzen, mal – mülk mübadelesi, toprak düzenlemesi, garantörlük ve adanın askersizleştirilmesi, Rum göçmenlerin kuzeye yerleştirilmesi ve Kayıp Kişiler konularına ilişkin önerileri kısaca anlatılmaktadır. KKTC yönetimi ile Kıbrıs Rum Kesimi'nin, Annan Belgesi'ne itirazları ve bu itirazlar ışığında Genel Sekreter Kofi Annan'ın 10 Aralık 2002 tarihli değişiklikleri, resmi dökümanlara dayanarak, sıralanmıştır. Diğer bölümde, Annan Belgesi'nin temel konulara ilişkin önerileri, KKTC Yönetimi ile Kıbrıs Rum Kesimi'nin politikaları çerçevesinde ve KKTC resmi makamlarının hazırladığı istatistiki dökümanlara dayanarak, değerlendirilmeye çalışılmıştır. Değerlendirme yapılırken, konunun detaylarına girmekten kaçınılmış ve daha çok kamuda tartışılan noktalar üzerinde yoğunlaşılmıştır. Vatandaşlık kısmı ise, İşletme ve Ekonomi Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Yılmaz Çolak tarafından hazırlanmıştır. Yard. Doç. Dr. Çolak, Annan Belgesinde bu konuda teklif edilen görüşleri sıralamakta ve bu teklifleri siyaset bilimci kimliğiyle değerlendirmektedir. “Annan Belgesi'nin KKTC Ekonomisine Etkileri” kısmı, KKTC Başbakanlık yetkililerinin hazırladığı rapordur. “KKTC ile Kıbrıs Rum Kesimi Ekonomilerinin Karşılaştırılması” isimli kısım ise, KKTC Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü tarafından Ocak 2002 tarihinde yazılan rapordur. Kitabın yazımında, tarafların politikaları hakkında tarafımdan hazırlanan makalelerden, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dış İşleri ve Savunma Bakanlığı Siyasi İşler Dairesi Başkanlığı, İçişleri, Köyişleri ve İskan Bakanlığı Harita Dairesi Başkanlığı, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığı İstatistik ve Planlama Şubesi yetkililerinin hazırladığı raporlardan yararlanılmıştır. Annan Belgesi'nin Temennileri Genel Sekreter Kofi Annan'ın temennileri, Ek A Kurucu Antlaşması'nın Önsözünde ifade edilmektedir. Önsözde, Kıbrıs'ın, Kıbrıslı Rum ile Türkler'in ortak vatanı olduğu teyit edilmekte ve bu iki milletin, 1960 yılında kurulan Cumhuriyet'in ortak kurucuları oldukları hatırlatılmaktadır. Geçmişte yaşanan trajik olayların hiç bir zaman tekrarlanmaması istenmekte; tarafların, tehdit ve güç kullanımından sakınması veya herhangi bir tarafın diğer bir tarafa hükmetmemesi temenni edilmektedir. Siyasi eşitliğe dayalı bir ilişkinin bulunacağı kabul edilmektedir. Tarafların, birleşik ve bağımsız bir Kıbrıs'ta, dostluk, barış, güvenlik ve refahı güvence altına alacak bir şekilde, ortak gelecek konusunda kararlılık göstermeleri arzu edilmektedir. Tarafların, birbirlerinin kültürel, dini, siyasi ve sosyal kimliğine ve diline saygı göstermesi tavsiye edilmektedir. Birleşik Kıbrıs'ın, kararlı bir şekilde, Doğu Akdeniz bölgesinde, barışcıl bir ortamda, Yunanistan ve Türkiye ile özel dostluk bağlarını devam ettirmesi ve bu iki ülke arasındaki dengeye saygı göstermesi arzu edilmektedir. Bu temenniler, ortak devleti oluşturan taraflar arasında olması gereken unsurlardır. Ancak yaşanan olumsuz tarihsel tecrübeler ve farklı etnik kimliğe sahip Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasında, kısa sürede ve herhangi bir geçiş süreci olmaksızın, yakınlaşmanın beklenilmesi fazla iyimser bir beklentidir. Dağlık – Karabağ, eski Yugoslavya'da yaşanan gelişmeler, bu düşüncelerimizi destekler niteliktedir. Belgede, taraflar arasında Uzlaşma Komisyonu'nun kurulması öngörülmektedir. Bağımsız ve tarafsız Komisyon, iki taraf arasında anlayış, hoşgörü ve karşılıklı saygıyı teşvik edecektir. Ancak bu Komisyona verilen görevler, zaman içerisinde, toplum bazında sürtüşmelerin yaşanmasına sebebiyet verebilir. Çünkü Komisyon, iki taraf arasında, tarihi perspektif, tecrübe ve hatıraları ele alan geçmişe ilişkin diyaloğu kuracak ve Kıbrıs sorununun tarihi hakkında kapsamlı bir rapor hazırlayacaktır. Bu tür çalışmalar, zamanla, taraflar arasında, “kim haklı, kim haksız” kısırdöngüsünün yaşanmasına neden olabilir. Diğer taraftan, ilk sunulan Annan belgesinde, Uzlaşma Komisyonu'nda eşit sayıda Kıbrıslı Rum ve Türk üyenin yer alması istenirken, yapılan düzeltme neticesinde, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk ibareleri kaldırılmış, yerine her iki parça devletten eşit sayıda üyenin Komisyon'da görev alması önerilmiştir. Bu durumda, Komisyon üzerinde hakimiyet kurması muhtemel olan Rumlar, tarihsel raporları, kendi bakış açılarına göre hazırlatma imkanı bulabilir. Belgede belirtilen güven arttırıcı tedbirler (ticaret, turistlerin serbest dolaşımı ve uluslararası spor ve kültürel aktivitelere katılım üzerindeki kısıtlamaların gecikmeden kaldırılması) yetersiz görülmektedir. Kıbrıs Rum Kesimi, KKTC üzerindeki tüm ambargoları kaldırmalı, KKTC'ye yanaşan ticari gemiler üzerindeki baskılara son vermeli ve uluslararası mali yardımlardan Kuzey tarafının faydalanmasına izin vermelidir. Bu tür köklü tedbirlerin alınması, taraflar arasındaki yakınlaşmaya yardımcı olacaktır.
KTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides, yaklaşık bir yıldır, doğrudan görüşmeler yoluyla, Kıbrıs meselesinde çözüm bulmaya gayret ediyorlardı. Avrupa Birliği'nin genişleme sürecine ilişkin hayati kararların alınacağı Kopenhag Zirvesi'nin yaklaşması, Yunanistan'ın, Kıbrıs Rum Kesimi'nin üyeliğe kabul edilmemesi halinde veto yetkisini kullanacağını açıklaması ve Amerikan Yönetimi'nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde istikrar arayışları gibi dış faktörlerin etkisiyle, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, 11 Kasım 2002 tarihinde, taraflara, kapsamlı bir belge sunarak, belgenin ilk iki sayfasını – ki bu sayfalarda, anlaşmanın büyük bir kısmının kabul edildiği belirtilmektedir – imzalamalarını istemiştir. Belgenin taraflara sunulmasıyla birlikte, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ile KKTC'de yoğun bir tartışma ortamı doğdu. Bir taraftan dört başkentte sert tartışmalar yaşanırken, diğer taraftan Batılı devletlerin temsilcileri de, taraflara diplomatik baskı yapmaya başladı. Böyle bir tartışma ortamında hazırlanan raporda, konuyla ilgilenen kişilere, KKTC yönetimi ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin politikaları, Annan Belgesi'nin içeriği ve bu belgenin aşağıda sıralanan konulara ilişkin önerilerinin muhtemel sonuçları hakkında bilgi verilmek istenmektedir. Kitabın temel amacı, tarafların, kendi politikalarına göre, Annan Belgesi'nden kazanımları ile kayıplarını genel hatlarıyla ortaya koymaktadır. Bu sebeple, kitapta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıbrıs Rum Kesimi'nin, 11 Kasım 2002 tarihine kadar, Kıbrıs meselesine ilişkin politikaları, soruna yaklaşımları ile birlikte, izah edilmekte; Annan Belgesi'nin, anayasal düzen, mal – mülk mübadelesi, toprak düzenlemesi, garantörlük ve adanın askersizleştirilmesi, Rum göçmenlerin kuzeye yerleştirilmesi ve Kayıp Kişiler konularına ilişkin önerileri kısaca anlatılmaktadır. KKTC yönetimi ile Kıbrıs Rum Kesimi'nin, Annan Belgesi'ne itirazları ve bu itirazlar ışığında Genel Sekreter Kofi Annan'ın 10 Aralık 2002 tarihli değişiklikleri, resmi dökümanlara dayanarak, sıralanmıştır. Diğer bölümde, Annan Belgesi'nin temel konulara ilişkin önerileri, KKTC Yönetimi ile Kıbrıs Rum Kesimi'nin politikaları çerçevesinde ve KKTC resmi makamlarının hazırladığı istatistiki dökümanlara dayanarak, değerlendirilmeye çalışılmıştır. Değerlendirme yapılırken, konunun detaylarına girmekten kaçınılmış ve daha çok kamuda tartışılan noktalar üzerinde yoğunlaşılmıştır. Vatandaşlık kısmı ise, İşletme ve Ekonomi Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Yılmaz Çolak tarafından hazırlanmıştır. Yard. Doç. Dr. Çolak, Annan Belgesinde bu konuda teklif edilen görüşleri sıralamakta ve bu teklifleri siyaset bilimci kimliğiyle değerlendirmektedir. “Annan Belgesi'nin KKTC Ekonomisine Etkileri” kısmı, KKTC Başbakanlık yetkililerinin hazırladığı rapordur. “KKTC ile Kıbrıs Rum Kesimi Ekonomilerinin Karşılaştırılması” isimli kısım ise, KKTC Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü tarafından Ocak 2002 tarihinde yazılan rapordur. Kitabın yazımında, tarafların politikaları hakkında tarafımdan hazırlanan makalelerden, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dış İşleri ve Savunma Bakanlığı Siyasi İşler Dairesi Başkanlığı, İçişleri, Köyişleri ve İskan Bakanlığı Harita Dairesi Başkanlığı, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığı İstatistik ve Planlama Şubesi yetkililerinin hazırladığı raporlardan yararlanılmıştır. Annan Belgesi'nin Temennileri Genel Sekreter Kofi Annan'ın temennileri, Ek A Kurucu Antlaşması'nın Önsözünde ifade edilmektedir. Önsözde, Kıbrıs'ın, Kıbrıslı Rum ile Türkler'in ortak vatanı olduğu teyit edilmekte ve bu iki milletin, 1960 yılında kurulan Cumhuriyet'in ortak kurucuları oldukları hatırlatılmaktadır. Geçmişte yaşanan trajik olayların hiç bir zaman tekrarlanmaması istenmekte; tarafların, tehdit ve güç kullanımından sakınması veya herhangi bir tarafın diğer bir tarafa hükmetmemesi temenni edilmektedir. Siyasi eşitliğe dayalı bir ilişkinin bulunacağı kabul edilmektedir. Tarafların, birleşik ve bağımsız bir Kıbrıs'ta, dostluk, barış, güvenlik ve refahı güvence altına alacak bir şekilde, ortak gelecek konusunda kararlılık göstermeleri arzu edilmektedir. Tarafların, birbirlerinin kültürel, dini, siyasi ve sosyal kimliğine ve diline saygı göstermesi tavsiye edilmektedir. Birleşik Kıbrıs'ın, kararlı bir şekilde, Doğu Akdeniz bölgesinde, barışcıl bir ortamda, Yunanistan ve Türkiye ile özel dostluk bağlarını devam ettirmesi ve bu iki ülke arasındaki dengeye saygı göstermesi arzu edilmektedir. Bu temenniler, ortak devleti oluşturan taraflar arasında olması gereken unsurlardır. Ancak yaşanan olumsuz tarihsel tecrübeler ve farklı etnik kimliğe sahip Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasında, kısa sürede ve herhangi bir geçiş süreci olmaksızın, yakınlaşmanın beklenilmesi fazla iyimser bir beklentidir. Dağlık – Karabağ, eski Yugoslavya'da yaşanan gelişmeler, bu düşüncelerimizi destekler niteliktedir. Belgede, taraflar arasında Uzlaşma Komisyonu'nun kurulması öngörülmektedir. Bağımsız ve tarafsız Komisyon, iki taraf arasında anlayış, hoşgörü ve karşılıklı saygıyı teşvik edecektir. Ancak bu Komisyona verilen görevler, zaman içerisinde, toplum bazında sürtüşmelerin yaşanmasına sebebiyet verebilir. Çünkü Komisyon, iki taraf arasında, tarihi perspektif, tecrübe ve hatıraları ele alan geçmişe ilişkin diyaloğu kuracak ve Kıbrıs sorununun tarihi hakkında kapsamlı bir rapor hazırlayacaktır. Bu tür çalışmalar, zamanla, taraflar arasında, “kim haklı, kim haksız” kısırdöngüsünün yaşanmasına neden olabilir. Diğer taraftan, ilk sunulan Annan belgesinde, Uzlaşma Komisyonu'nda eşit sayıda Kıbrıslı Rum ve Türk üyenin yer alması istenirken, yapılan düzeltme neticesinde, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk ibareleri kaldırılmış, yerine her iki parça devletten eşit sayıda üyenin Komisyon'da görev alması önerilmiştir. Bu durumda, Komisyon üzerinde hakimiyet kurması muhtemel olan Rumlar, tarihsel raporları, kendi bakış açılarına göre hazırlatma imkanı bulabilir. Belgede belirtilen güven arttırıcı tedbirler (ticaret, turistlerin serbest dolaşımı ve uluslararası spor ve kültürel aktivitelere katılım üzerindeki kısıtlamaların gecikmeden kaldırılması) yetersiz görülmektedir. Kıbrıs Rum Kesimi, KKTC üzerindeki tüm ambargoları kaldırmalı, KKTC'ye yanaşan ticari gemiler üzerindeki baskılara son vermeli ve uluslararası mali yardımlardan Kuzey tarafının faydalanmasına izin vermelidir. Bu tür köklü tedbirlerin alınması, taraflar arasındaki yakınlaşmaya yardımcı olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat