9786059669320
455443
https://www.sehadetkitap.com/urun/tartisilan-temel-ameli-konulara-dogru-bakis
Tartışılan Temel Ameli Konulara Doğru Bakış
124.00
Kur'an-ı Kerim, bir hidayet rehberidir. Her Müslüman'a düşen görev, Kur'an'ı hidayet rehberi olma özelliğinden yararlanmaktır. Hem kendimiz Kur'an'da bildirilen emirlere samimiyetle uymalı, hem de Kur'an'ı diğer insanlara tebliğ etmeliyiz. Günümüz şartlarında düşündüğümüzde, şu ayeti kerimenin bize bu gerçeği ifade ettiğini anlarız: "Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim ettim." Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir." ;
(3/Al-i İmran-20)
Allah (C.C.), hidayet rehberi olan Kur'an'ı son peygamberi vasıtasıyla bizler bildirdikten sonra, mü'minlerin yolundan ayrılarak yanlış olanı tercih eden kimsenin, cehennem azabını hak hak edeceğini Kur'an'da şöyle bildirilmektedir: "Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir." (4/Nisa-115) O halde bizler, ahiret yurdu olarak, cehennemi değil, cenneti tercih etmeliyiz.
Kendisine nübüvvet ve tebliğ görevi verilen Hz. Muhammed (s.a.v.), insanların doğru yolu tercih etmelerini sağlamak için olağanüstü bir gayret sarfetmiş, ancak Allah, liyakat sahibi olanlara hidayeti nasip etmştir: "Onların yüz çevirmesi sana ağır gelince, eğer gücün yeri delmeye veya göğe merdiven dayamağa yetmiş olsaydı, onlara bir mucize göstermek isterdin. Allah dileseydi onları doğru yolda toplardı. Sakın bilmeyenlerden olma."
(6/En'am-35)
Allah'ın, doğru yolu seçip seçmeme konusunda, isanları iradeleriyle imtihan etmeyi irade ettiği anlaşılmaktadır: "De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).
(10/Yunus-108)
Kur'an-ı Kerim, bir hidayet rehberidir. Her Müslüman'a düşen görev, Kur'an'ı hidayet rehberi olma özelliğinden yararlanmaktır. Hem kendimiz Kur'an'da bildirilen emirlere samimiyetle uymalı, hem de Kur'an'ı diğer insanlara tebliğ etmeliyiz. Günümüz şartlarında düşündüğümüzde, şu ayeti kerimenin bize bu gerçeği ifade ettiğini anlarız: "Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim ettim." Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir." ;
(3/Al-i İmran-20)
Allah (C.C.), hidayet rehberi olan Kur'an'ı son peygamberi vasıtasıyla bizler bildirdikten sonra, mü'minlerin yolundan ayrılarak yanlış olanı tercih eden kimsenin, cehennem azabını hak hak edeceğini Kur'an'da şöyle bildirilmektedir: "Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir." (4/Nisa-115) O halde bizler, ahiret yurdu olarak, cehennemi değil, cenneti tercih etmeliyiz.
Kendisine nübüvvet ve tebliğ görevi verilen Hz. Muhammed (s.a.v.), insanların doğru yolu tercih etmelerini sağlamak için olağanüstü bir gayret sarfetmiş, ancak Allah, liyakat sahibi olanlara hidayeti nasip etmştir: "Onların yüz çevirmesi sana ağır gelince, eğer gücün yeri delmeye veya göğe merdiven dayamağa yetmiş olsaydı, onlara bir mucize göstermek isterdin. Allah dileseydi onları doğru yolda toplardı. Sakın bilmeyenlerden olma."
(6/En'am-35)
Allah'ın, doğru yolu seçip seçmeme konusunda, isanları iradeleriyle imtihan etmeyi irade ettiği anlaşılmaktadır: "De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).
(10/Yunus-108)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.