Tari̇hte, Kültürde ve Ekonomi̇de Türk Kadınına Bi̇çi̇len Yöneti̇ci̇li̇k Rolü

Stok Kodu:
9786258187892
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
266
Basım Yeri:
Edirne
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-04-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
230,00TL
211,60TL
Havale/EFT ile: 207,37TL
9786258187892
598581
Tari̇hte, Kültürde ve Ekonomi̇de Türk Kadınına Bi̇çi̇len Yöneti̇ci̇li̇k Rolü
Tari̇hte, Kültürde ve Ekonomi̇de Türk Kadınına Bi̇çi̇len Yöneti̇ci̇li̇k Rolü
211.60
Orta Çağ denilince aklımıza Kavimler Göçü ile başlayıp (M.S 375), İstanbul'un Fethi (1453) ile sona eren süreç gelmektedir. Aslında Orta Çağ, dünya üzerinde farklı milletler için farklı zaman dilimlerini ve farklı anlamları barındıran bir dönemdir; kimine göre katedrallerin ihtişamı altında kurulan darağaçlarında sallanan kellelerin olduğu, hastalıklarla boğuşulan karanlık bir çağ; kimine göre ise ipek kıyafetleri, görkemli taçları ve kudretli yönetimleri ile herkesin korktuğu ve saygı duyduğu azametli kadın sultanların yaşadığı ihtişamlı saraylar demektir. Kadın perspektifinden baktığımız zaman Orta Çağ, Batı ile Doğu arasında siyah ve beyaz kadar iki zıt renktir. Orta Çağ Avrupa coğrafyası kadın için Heretik, cadı, eşcinsel, fahişe ithamları altında Engizisyon elinde işkenceler gördüğü; ancak soylu kadınların, diğerlerine göre birtakım haklara sahip olabildiği bir dönemdir. Türk-İslâm dünyasına baktığımızda ise durum tamamen farklıdır. Çünkü Türk-İslâm coğrafyasında toplumun tüm katmanlarında kadın değer görmüş sosyal, siyasi ve askeri hayatı etkileyici bir güce sahip olmuştur.
Orta Çağ denilince aklımıza Kavimler Göçü ile başlayıp (M.S 375), İstanbul'un Fethi (1453) ile sona eren süreç gelmektedir. Aslında Orta Çağ, dünya üzerinde farklı milletler için farklı zaman dilimlerini ve farklı anlamları barındıran bir dönemdir; kimine göre katedrallerin ihtişamı altında kurulan darağaçlarında sallanan kellelerin olduğu, hastalıklarla boğuşulan karanlık bir çağ; kimine göre ise ipek kıyafetleri, görkemli taçları ve kudretli yönetimleri ile herkesin korktuğu ve saygı duyduğu azametli kadın sultanların yaşadığı ihtişamlı saraylar demektir. Kadın perspektifinden baktığımız zaman Orta Çağ, Batı ile Doğu arasında siyah ve beyaz kadar iki zıt renktir. Orta Çağ Avrupa coğrafyası kadın için Heretik, cadı, eşcinsel, fahişe ithamları altında Engizisyon elinde işkenceler gördüğü; ancak soylu kadınların, diğerlerine göre birtakım haklara sahip olabildiği bir dönemdir. Türk-İslâm dünyasına baktığımızda ise durum tamamen farklıdır. Çünkü Türk-İslâm coğrafyasında toplumun tüm katmanlarında kadın değer görmüş sosyal, siyasi ve askeri hayatı etkileyici bir güce sahip olmuştur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat