9786256103634
739691
https://www.sehadetkitap.com/urun/tarihin-kaynaklari-ders-notlari
Tarihin Kaynakları;Ders Notları
134.30
Tarihçilik, araştırıcı tarihçiliğin içinde vardır. Ancak bazı tarihçiler, olayları sosyal olaylar açısından değerlendirdiği için bu konuyu incelemek zorunda kaldık. Sosyal tarihçiliğin Türkiye'de görülmesinin nedeni, sosyolojinin Türkiye'de tarihle birlikte incelenmesinden kaynaklanmaktadır. Avrupa'da sosyoloji, felsefeden ayrılarak ayrı bir ilim dalı haline gelmiştir. İslam dünyası ve Türkiye'de ise sosyolojinin böyle bir felsefi geleneği yoktur. Batıda sosyoloji, felsefi düşüncenin toplum ve devlet meselesine eğilmesi sonucu doğmuştur. Türkiye'de ise sosyolojinin felsefi bir geleneği olmadığı için sosyal olaylar tarihin bir parçası olarak düşünülmüştür. Bu sebeple sosyal meselelerle ilk olarak tarihçiler ilgilenmişlerdir. İslam dünyasında da durum hemen hemen aynıdır. İbn Haldun'un Mukaddime adlı meşhur eserinde, tarihin içinde sosyoloji incelenerek, tarihi olaylarda sosyal olayın rolü belirtilmiştir. Ahmet Cevdet Paşa tarihi sosyolojik olarak ele alan bir tarihçidir. Tarih-i Cevdet adlı eserinde insanların bir arada yaşamaya zorlayan iki sebebi anlatır. Cevdet Paşa, medeniyet kavramının iki anlamı olduğunu, ortak faydanın insanları toplum halinde yaşamaya zorlandığını, iç ve dış kötülüklerden korumak kaygısıyla devlet kurmalarının şart olduğunu yazar. Cevdet Paşa'ya göre, halk kişisel ve kamu haklarını devlete bırakarak onun hükmüne razı olur. Toplum hayatının ilerlemesi ve karmaşıklaşmasıyla yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. Devlet yönetimi, yetenekli devlet adamlarına verilir. Bundan dolayı tarihi bilmek, olayların sebeplerine inmekle mümkün olur. Sosyal tarihçilere göre de olayların temel sebebi sosyal olaylardır. Bir devlet kurulurken veya zayıflayıp yıkılırken, olayların arkasındaki sosyal, siyasal ve ekonomik sebeplere bakılmalıdır.
Tarihçilik, araştırıcı tarihçiliğin içinde vardır. Ancak bazı tarihçiler, olayları sosyal olaylar açısından değerlendirdiği için bu konuyu incelemek zorunda kaldık. Sosyal tarihçiliğin Türkiye'de görülmesinin nedeni, sosyolojinin Türkiye'de tarihle birlikte incelenmesinden kaynaklanmaktadır. Avrupa'da sosyoloji, felsefeden ayrılarak ayrı bir ilim dalı haline gelmiştir. İslam dünyası ve Türkiye'de ise sosyolojinin böyle bir felsefi geleneği yoktur. Batıda sosyoloji, felsefi düşüncenin toplum ve devlet meselesine eğilmesi sonucu doğmuştur. Türkiye'de ise sosyolojinin felsefi bir geleneği olmadığı için sosyal olaylar tarihin bir parçası olarak düşünülmüştür. Bu sebeple sosyal meselelerle ilk olarak tarihçiler ilgilenmişlerdir. İslam dünyasında da durum hemen hemen aynıdır. İbn Haldun'un Mukaddime adlı meşhur eserinde, tarihin içinde sosyoloji incelenerek, tarihi olaylarda sosyal olayın rolü belirtilmiştir. Ahmet Cevdet Paşa tarihi sosyolojik olarak ele alan bir tarihçidir. Tarih-i Cevdet adlı eserinde insanların bir arada yaşamaya zorlayan iki sebebi anlatır. Cevdet Paşa, medeniyet kavramının iki anlamı olduğunu, ortak faydanın insanları toplum halinde yaşamaya zorlandığını, iç ve dış kötülüklerden korumak kaygısıyla devlet kurmalarının şart olduğunu yazar. Cevdet Paşa'ya göre, halk kişisel ve kamu haklarını devlete bırakarak onun hükmüne razı olur. Toplum hayatının ilerlemesi ve karmaşıklaşmasıyla yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. Devlet yönetimi, yetenekli devlet adamlarına verilir. Bundan dolayı tarihi bilmek, olayların sebeplerine inmekle mümkün olur. Sosyal tarihçilere göre de olayların temel sebebi sosyal olaylardır. Bir devlet kurulurken veya zayıflayıp yıkılırken, olayların arkasındaki sosyal, siyasal ve ekonomik sebeplere bakılmalıdır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.