Süveyş Kanalı Açılışı ve Osmanlı Devleti'ne Etkisi

Stok Kodu:
9786055200695
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
550
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-04-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
400,00TL
268,00TL
Havale/EFT ile: 241,20TL
9786055200695
419793
Süveyş Kanalı Açılışı ve Osmanlı Devleti'ne Etkisi
Süveyş Kanalı Açılışı ve Osmanlı Devleti'ne Etkisi
268.00
Süveyş Kanalı dünyanın en önemli suyollarından biridir. Özellikle insan eliyle yapılan en önemli kanalların başında gelmektedir. Akdeniz ile Kızıldeniz'in yakınlığı ve arazinin de uygun olması nedeniyle çok eski zamanlardan beri bu işin yapılması üzerine birçok tasarı hatta girişim olmuştur. Firavunlar zamanında bu girişimlerden bazıları faaliyete geçmiştir. M.Ö. 4.000'e kadar giden teşebbüsler sonucu bazı kanallar ortaya çıkmıştır. Ancak bu kanallar bugünkü gibi Akdeniz ile Kızıldeniz arasında değil; Kızıldeniz ile Nil arasında ve Nil vasıtasıyla Akdeniz'e ulaşmak için yapılmıştır. Süveyş Kanalı'nı açma teşebbüsü XIX. yüzyıla kadar birçok kez gündeme geldi. 1840'lı yıllardan itibaren de tartışılmaya başlandı. Birçok kimse kanalın açılmasıyla ilgilenirken, bu işe Ferdinand de Lesseps öncülük etti ve Mısır valisi Said Paşa döneminde faaliyetler ivme kazandı. Tartışmalar başlandığında Osmanlı Devleti bu konuda tereddütlüydü. Başlangıçta bu işin yapılabileceğini imkân dâhilinde görmedi; sonraları ise İngiltere ve Fransa'nın arasında kaldı. Aynı zamanda Mısır üzerindeki hukukuna zarar vermeden ve haklarını tehlikeye atmadan meseleyi çözmek için uğraştı. Osmanlı Devleti, kanal tartışmaları sırasında birçok iç ve dış sorunla karşı karşıya kaldığı için bu işe bütün dikkatini veremedi. Yine de bu işi ciddiyetle ve büyük bir titizlikle uzun süre takip etti. Elindeki sınırlı imkânlar ve karşılaştığı başka sorunlar kanal meselesinin çözümünü zorlaştırdı. Kanal meselesinde birçok muhatap vardı: Fransa, Avusturya ve İngiltere en önde gelenlerdi. Ancak Osmanlı Devleti bu meselede kilit devlet konumdaydı. Kimi zaman şartlara bağlı olarak değişiklikler gösterse de, Osmanlı Devleti kanal konusunda her şeye rağmen kararlı bir politika takip etti. İki denizin birbirine kavuşması 15 Ağustos 1869'da tamamlandı. İsmail Paşa ile Lesseps, kanalın açılış merasiminin 17 Kasım 1869'da yapılmasına karar verdi. Açılış eşsiz bir merasimle gerçekleşti. İsmail Paşa Avrupa'yı dolaşarak hükümdarları, kanalın açılışına bizzat davet etti. Yapılacak şenlikler ve tören için kendi kesesinden 20 milyon Fr. verdi. Açılış törenine imparator ve imparatoriçeler, kral ve kraliçeler, prens ve prensesler ile bilim adamları, şairler, Avrupa'nın birçok meşhur ismi davet edildi ve onlar da kısmen geldiler. Süveyş Kanalı'nın açılış törenine yanında İmparator Fransuva Jozef bulunduğu halde Fransa İmparatoriçesi Eugenie katıldı. Prusya veliahdı, Hollanda veliahdıyla eşi, Hanovre prensiyle, İngiltere'nin İstanbul elçisi Henry Elliot, Avusturya Amirali Tegethof, Kont Andraşi en yüksek tabaka misafirler arasındaydı. Süveyş Kanalı'nın Osmanlı Devleti'nin varlığı ile doğrudan ilgisi vardır. Bunu birkaç açıdan ele almak mümkündür. Birincisi Osmanlı Devleti'nin elinde olan Ortadoğu topraklarına daha fazla yabancının gelmesi, ikincisi dünya ticaretindeki değişimle beraber ticaret yollarının ve stratejik yerlerin zamanla değişmiş olması, üçüncüsü Mısır'ın Osmanlı Devleti'nin elinden çıkması ve dördüncüsü de İngiltere'nin Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü savunmaktan vazgeçmesi ilk akla gelenlerdir. Bunlar tek tek ele alındığında Süveyş Kanalı'nın Osmanlı Devleti'ne etkisi ve onun ömrünü ne şekilde kısalttığını anlamak daha kolay olacaktır.
Süveyş Kanalı dünyanın en önemli suyollarından biridir. Özellikle insan eliyle yapılan en önemli kanalların başında gelmektedir. Akdeniz ile Kızıldeniz'in yakınlığı ve arazinin de uygun olması nedeniyle çok eski zamanlardan beri bu işin yapılması üzerine birçok tasarı hatta girişim olmuştur. Firavunlar zamanında bu girişimlerden bazıları faaliyete geçmiştir. M.Ö. 4.000'e kadar giden teşebbüsler sonucu bazı kanallar ortaya çıkmıştır. Ancak bu kanallar bugünkü gibi Akdeniz ile Kızıldeniz arasında değil; Kızıldeniz ile Nil arasında ve Nil vasıtasıyla Akdeniz'e ulaşmak için yapılmıştır. Süveyş Kanalı'nı açma teşebbüsü XIX. yüzyıla kadar birçok kez gündeme geldi. 1840'lı yıllardan itibaren de tartışılmaya başlandı. Birçok kimse kanalın açılmasıyla ilgilenirken, bu işe Ferdinand de Lesseps öncülük etti ve Mısır valisi Said Paşa döneminde faaliyetler ivme kazandı. Tartışmalar başlandığında Osmanlı Devleti bu konuda tereddütlüydü. Başlangıçta bu işin yapılabileceğini imkân dâhilinde görmedi; sonraları ise İngiltere ve Fransa'nın arasında kaldı. Aynı zamanda Mısır üzerindeki hukukuna zarar vermeden ve haklarını tehlikeye atmadan meseleyi çözmek için uğraştı. Osmanlı Devleti, kanal tartışmaları sırasında birçok iç ve dış sorunla karşı karşıya kaldığı için bu işe bütün dikkatini veremedi. Yine de bu işi ciddiyetle ve büyük bir titizlikle uzun süre takip etti. Elindeki sınırlı imkânlar ve karşılaştığı başka sorunlar kanal meselesinin çözümünü zorlaştırdı. Kanal meselesinde birçok muhatap vardı: Fransa, Avusturya ve İngiltere en önde gelenlerdi. Ancak Osmanlı Devleti bu meselede kilit devlet konumdaydı. Kimi zaman şartlara bağlı olarak değişiklikler gösterse de, Osmanlı Devleti kanal konusunda her şeye rağmen kararlı bir politika takip etti. İki denizin birbirine kavuşması 15 Ağustos 1869'da tamamlandı. İsmail Paşa ile Lesseps, kanalın açılış merasiminin 17 Kasım 1869'da yapılmasına karar verdi. Açılış eşsiz bir merasimle gerçekleşti. İsmail Paşa Avrupa'yı dolaşarak hükümdarları, kanalın açılışına bizzat davet etti. Yapılacak şenlikler ve tören için kendi kesesinden 20 milyon Fr. verdi. Açılış törenine imparator ve imparatoriçeler, kral ve kraliçeler, prens ve prensesler ile bilim adamları, şairler, Avrupa'nın birçok meşhur ismi davet edildi ve onlar da kısmen geldiler. Süveyş Kanalı'nın açılış törenine yanında İmparator Fransuva Jozef bulunduğu halde Fransa İmparatoriçesi Eugenie katıldı. Prusya veliahdı, Hollanda veliahdıyla eşi, Hanovre prensiyle, İngiltere'nin İstanbul elçisi Henry Elliot, Avusturya Amirali Tegethof, Kont Andraşi en yüksek tabaka misafirler arasındaydı. Süveyş Kanalı'nın Osmanlı Devleti'nin varlığı ile doğrudan ilgisi vardır. Bunu birkaç açıdan ele almak mümkündür. Birincisi Osmanlı Devleti'nin elinde olan Ortadoğu topraklarına daha fazla yabancının gelmesi, ikincisi dünya ticaretindeki değişimle beraber ticaret yollarının ve stratejik yerlerin zamanla değişmiş olması, üçüncüsü Mısır'ın Osmanlı Devleti'nin elinden çıkması ve dördüncüsü de İngiltere'nin Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü savunmaktan vazgeçmesi ilk akla gelenlerdir. Bunlar tek tek ele alındığında Süveyş Kanalı'nın Osmanlı Devleti'ne etkisi ve onun ömrünü ne şekilde kısalttığını anlamak daha kolay olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat