Sûret-i Yakaza

Stok Kodu:
9786258041897
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
454
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-02-24
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
315,00TL
195,30TL
Havale/EFT ile: 175,77TL
9786258041897
550558
Sûret-i Yakaza
Sûret-i Yakaza
195.30
Ilık damlalar mermer zemine peş peşe düştükçe, nemli ve yarı karanlık odadaki kadim sükûneti yükselen tıp tıp sesleri bozuyordu. Sesler gittikçe seyrekleşti ve nihayetinde bir büyükçe damla, mermer zemindeki aynı yere olanca gücüyle düşüverdi, işte bu duyulan son tıp sesi de işin sona erdiğini ilan ediyordu. Sıcak sular içerideki toprak zeminden buharlaşıp odanın tek ve küçücük pencere aralığından soğuk havaya ince ince sızmaktaydı. 0 vakit pencerenin kirli yüzeyini buharlar kaplamış olduğundan içerisi, dışarıdan bakıldığında tam da seçilemiyordu. Birkaç meraklı çocuk korkulu gözlerle bu pencere aralığından içerisini görebilmek ümidiyle, canhıraş halde, içeriye bakma sırasının gelmesini bekliyor idi. Acaba içeride neler oluyordu? Şimdiye kadar duydukları doğru muydu? işin aslına vasıl olabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar, söylenilenleri ilkin kendilerinin görebilmelerini çok istiyorlardı, içlerinden en büyüğü, parmaklarıyla güçlükle temizleyebildiği camdan içeri bakıyor, diğerleri ise onun ardından sıra kapma telaşıyla itişip kakışıyordu. 0 sırada camın gerisindeki bir çift bakış, sabit bir noktada takılı kalmıştı. Bugüne kadar görmediği fakat büyüklerinden pek çok kez dinlediği şeylerin burada, cami avlusunun bu küçük odasında gerçekleşiyor olduğunu yakinen müşahede ediyordu şimdi. Bir top hazır bez her zamanki eller tarafından zahmetsizce sarılıyordu. Hünerli eller, aynı işi çoğu kez yapmış olmanın alışkanlığıyla hızla çalışmıştı ve işi neticelendirmişti. Son kertede ince uzun beyaz kumaş parçalarını da mevtanın aşağısından, orta yerinden ve kol bölgelerinden bağlamıştı. Böylelikle, yaklaşık yarım saattir uğraştığı işini en sonunda bitirmişti.
Ilık damlalar mermer zemine peş peşe düştükçe, nemli ve yarı karanlık odadaki kadim sükûneti yükselen tıp tıp sesleri bozuyordu. Sesler gittikçe seyrekleşti ve nihayetinde bir büyükçe damla, mermer zemindeki aynı yere olanca gücüyle düşüverdi, işte bu duyulan son tıp sesi de işin sona erdiğini ilan ediyordu. Sıcak sular içerideki toprak zeminden buharlaşıp odanın tek ve küçücük pencere aralığından soğuk havaya ince ince sızmaktaydı. 0 vakit pencerenin kirli yüzeyini buharlar kaplamış olduğundan içerisi, dışarıdan bakıldığında tam da seçilemiyordu. Birkaç meraklı çocuk korkulu gözlerle bu pencere aralığından içerisini görebilmek ümidiyle, canhıraş halde, içeriye bakma sırasının gelmesini bekliyor idi. Acaba içeride neler oluyordu? Şimdiye kadar duydukları doğru muydu? işin aslına vasıl olabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar, söylenilenleri ilkin kendilerinin görebilmelerini çok istiyorlardı, içlerinden en büyüğü, parmaklarıyla güçlükle temizleyebildiği camdan içeri bakıyor, diğerleri ise onun ardından sıra kapma telaşıyla itişip kakışıyordu. 0 sırada camın gerisindeki bir çift bakış, sabit bir noktada takılı kalmıştı. Bugüne kadar görmediği fakat büyüklerinden pek çok kez dinlediği şeylerin burada, cami avlusunun bu küçük odasında gerçekleşiyor olduğunu yakinen müşahede ediyordu şimdi. Bir top hazır bez her zamanki eller tarafından zahmetsizce sarılıyordu. Hünerli eller, aynı işi çoğu kez yapmış olmanın alışkanlığıyla hızla çalışmıştı ve işi neticelendirmişti. Son kertede ince uzun beyaz kumaş parçalarını da mevtanın aşağısından, orta yerinden ve kol bölgelerinden bağlamıştı. Böylelikle, yaklaşık yarım saattir uğraştığı işini en sonunda bitirmişti.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat