Sosyoloji Yazıları; Çatışma Kültüründen Uzlaşma Kültürüne

Stok Kodu:
9789755203249
Boyut:
135-205-0
Sayfa Sayısı:
402
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-08-19
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
155,00TL
111,60TL
Havale/EFT ile: 109,37TL
9789755203249
422603
Sosyoloji Yazıları; Çatışma Kültüründen Uzlaşma Kültürüne
Sosyoloji Yazıları; Çatışma Kültüründen Uzlaşma Kültürüne
111.60
Disraeli'ye göre dünyada iki türlü insan vardır: ?Sorun çözen insan, kendisi sorun olan insan." ?Türkiye?de güncel sorunlarla boğuşurken, temel meseleleri ve ana doğrultuyu gözden uzak tutmamak lazım. Çünkü bugünkü sıkıntılar bu ana meselelerin türevleridir. Biz, dünyanın din, etnisite ve kültür bakımından en renkli (dolayısıyla en çatışmalı), zengin sosyal coğrafyasında kurduğumuz büyük bir imparatorluktan ulus devlet yaratma sürecine, ayrıca geri kalmışlığın oluşturduğu sosyal stres ve telaşla hızla sanayileşmek, kalkınmak, demokratikleşmek yani modernleşmek sürecine girmiş bir toplumuz. Bu sosyolojik süreçler çok problemli, zor, sancılı ve uzun soluklu süreçlerdir. Cumhuriyetin başlangıç yıllarında bu süreçlerin bu kadar belalı olduğunu ve uzun süreceğini fark ettiğimizi zannetmiyorum. Ayrıca Cumhuriyeti kuran kadrolar yeni siyasal düzeni sağlamak, yerleştirmek adına, tarihsel bakımdan sosyal zemindeki, dinsel, etnik, ekonomik ve kültürel farklılıkları görmezden gelerek sadece siyasal ve yasal reformlarla bu işin başarılabileceğini düşünmüşlerdir. Halbuki ulaşılmak istenen hedef ve dava çok büyüktür; ama burada kullanılan araçlar, yöntemler çok yetersiz kalmıştır. Bugün iç ve dış dinamiklere, gelişmelere bağlı olarak toplum (bu noktada İletişim Devrimi?nin etkilerini de hesaba katmak gerekir) demokratikleştikçe, özgürlükler ve bireyleşme arttıkça tüm eski hesaplar, defterler açılmakta, halledildiğini zannettiğimiz tarihsel, etnik, dinsel meseleler su yüzüne çıkmaktadır. Bu bölgenin özelliğinden dolayı dış sorunlar da cabası. İşte bu nedenlerle toplumları anlama, kavrama, analiz etme ve açıklama çabası olarak tarif edilebilecek olan sosyolojiye, yani sosyolojik veri ve bulgulara, yorumlara çok ihtiyacımız vardır.
Disraeli'ye göre dünyada iki türlü insan vardır: ?Sorun çözen insan, kendisi sorun olan insan." ?Türkiye?de güncel sorunlarla boğuşurken, temel meseleleri ve ana doğrultuyu gözden uzak tutmamak lazım. Çünkü bugünkü sıkıntılar bu ana meselelerin türevleridir. Biz, dünyanın din, etnisite ve kültür bakımından en renkli (dolayısıyla en çatışmalı), zengin sosyal coğrafyasında kurduğumuz büyük bir imparatorluktan ulus devlet yaratma sürecine, ayrıca geri kalmışlığın oluşturduğu sosyal stres ve telaşla hızla sanayileşmek, kalkınmak, demokratikleşmek yani modernleşmek sürecine girmiş bir toplumuz. Bu sosyolojik süreçler çok problemli, zor, sancılı ve uzun soluklu süreçlerdir. Cumhuriyetin başlangıç yıllarında bu süreçlerin bu kadar belalı olduğunu ve uzun süreceğini fark ettiğimizi zannetmiyorum. Ayrıca Cumhuriyeti kuran kadrolar yeni siyasal düzeni sağlamak, yerleştirmek adına, tarihsel bakımdan sosyal zemindeki, dinsel, etnik, ekonomik ve kültürel farklılıkları görmezden gelerek sadece siyasal ve yasal reformlarla bu işin başarılabileceğini düşünmüşlerdir. Halbuki ulaşılmak istenen hedef ve dava çok büyüktür; ama burada kullanılan araçlar, yöntemler çok yetersiz kalmıştır. Bugün iç ve dış dinamiklere, gelişmelere bağlı olarak toplum (bu noktada İletişim Devrimi?nin etkilerini de hesaba katmak gerekir) demokratikleştikçe, özgürlükler ve bireyleşme arttıkça tüm eski hesaplar, defterler açılmakta, halledildiğini zannettiğimiz tarihsel, etnik, dinsel meseleler su yüzüne çıkmaktadır. Bu bölgenin özelliğinden dolayı dış sorunlar da cabası. İşte bu nedenlerle toplumları anlama, kavrama, analiz etme ve açıklama çabası olarak tarif edilebilecek olan sosyolojiye, yani sosyolojik veri ve bulgulara, yorumlara çok ihtiyacımız vardır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat