Sosyalist Feminist Proje Cilt: 2; Teori ve Politikanın Günümüz Okuması

Stok Kodu:
9786054511273
Boyut:
145-215-0
Sayfa Sayısı:
356
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-03-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
300,00TL
186,00TL
Havale/EFT ile: 182,28TL
9786054511273
392896
Sosyalist Feminist Proje Cilt: 2; Teori ve Politikanın Günümüz Okuması
Sosyalist Feminist Proje Cilt: 2; Teori ve Politikanın Günümüz Okuması
186.00
Sosyalist feminizmin geniş tasviri kimliklerimizin pek çok yönü arasındaki ilişkiler üzerine görüşlerin içerilmesine izin verir. Bazılarımız sınıfı açıklayıcı bir bakış açısı üzerinden temel almayı seçerken, bazılarımız herhangi bir faktörün diğerleri üzerindeki önceliğini reddecektir. Perspektiflerimizdeki bu farklılıklara karşın, kitapta kullandığım biçimiyle "sosyalist feminizm"in geniş üst başlığı altında, tüm sosyalist feministler sınıfı kadınların yaşamlarında merkezi bir yerde görürler ancak aynı zamanda hiçbiri cinsiyete ve ırka dayalı baskı biçimlerini ekonomik sömürüye indirgemezler. Ve burada hepimiz yaşamlarımızın bu yanlarının birbirlerinden ayrıştırılamayacak kadar ve sistematik biçimde bağlantılı olduğuna; diğer bir deyişle sınıfın her zaman cinsiyetlendirilmiş ve ırklandırılmış olduğuna inanırız. Farklı perspektifler arasında iletişime, diyaloğa ve tartışmayı geliştirmeliyiz ancak bu iletişimin farklılıkların temelini oluşturan ortak bir proje çerçevesinde olduğunu unutmamak önemlidir. Sosyalist feminist perspektifin değerinin yeniden biçilmesi için doğru zamanda olduğumuzu düşünüyorum. Küreselleşmenin korkunç ekonomik gerçeklikleri sınıfı yok saymayı mümkünsüz kılmıştır, feministler 1970'lerde toplumsal düzeyde sordukları büyük soruları artık küresel düzeyde sormaktadırlar. En önemlisi, işgücünün kompozisyonunun giderek artan oranda kadınlara ve azınlıklara dayanmasıdır; sınıfsal baskı ile cinsiyet-ırk baskısı arasındaki ya da işyeri ile topluluk meseleleri üzerinden keskin ayrımlar pratik ve teorik olarak savunulamaz duruma gelmiştir. Cinsiyet, ırk-etnisite ve cinselliğe ciddi bir dikkat göstermeyen sosyalist teori ve pratiğin bugün bir geçerliliği yoktur. Ekonomik meseleler bir kez daha pek çok feministin gündemiyken ve postmodernizm aşikar zayıflayışıyla birlikte Marksizmin kadınların baskı altına alınmasının küresel gerçeğini anlamamız için bize nasıl yardım edebileceğini ve Marksizmin kendisinin nasıl yenilenmeye ya da ilavelere ihtiyaç duyduğunu görebilmemiz için bu dönem bir fırsattır.
Sosyalist feminizmin geniş tasviri kimliklerimizin pek çok yönü arasındaki ilişkiler üzerine görüşlerin içerilmesine izin verir. Bazılarımız sınıfı açıklayıcı bir bakış açısı üzerinden temel almayı seçerken, bazılarımız herhangi bir faktörün diğerleri üzerindeki önceliğini reddecektir. Perspektiflerimizdeki bu farklılıklara karşın, kitapta kullandığım biçimiyle "sosyalist feminizm"in geniş üst başlığı altında, tüm sosyalist feministler sınıfı kadınların yaşamlarında merkezi bir yerde görürler ancak aynı zamanda hiçbiri cinsiyete ve ırka dayalı baskı biçimlerini ekonomik sömürüye indirgemezler. Ve burada hepimiz yaşamlarımızın bu yanlarının birbirlerinden ayrıştırılamayacak kadar ve sistematik biçimde bağlantılı olduğuna; diğer bir deyişle sınıfın her zaman cinsiyetlendirilmiş ve ırklandırılmış olduğuna inanırız. Farklı perspektifler arasında iletişime, diyaloğa ve tartışmayı geliştirmeliyiz ancak bu iletişimin farklılıkların temelini oluşturan ortak bir proje çerçevesinde olduğunu unutmamak önemlidir. Sosyalist feminist perspektifin değerinin yeniden biçilmesi için doğru zamanda olduğumuzu düşünüyorum. Küreselleşmenin korkunç ekonomik gerçeklikleri sınıfı yok saymayı mümkünsüz kılmıştır, feministler 1970'lerde toplumsal düzeyde sordukları büyük soruları artık küresel düzeyde sormaktadırlar. En önemlisi, işgücünün kompozisyonunun giderek artan oranda kadınlara ve azınlıklara dayanmasıdır; sınıfsal baskı ile cinsiyet-ırk baskısı arasındaki ya da işyeri ile topluluk meseleleri üzerinden keskin ayrımlar pratik ve teorik olarak savunulamaz duruma gelmiştir. Cinsiyet, ırk-etnisite ve cinselliğe ciddi bir dikkat göstermeyen sosyalist teori ve pratiğin bugün bir geçerliliği yoktur. Ekonomik meseleler bir kez daha pek çok feministin gündemiyken ve postmodernizm aşikar zayıflayışıyla birlikte Marksizmin kadınların baskı altına alınmasının küresel gerçeğini anlamamız için bize nasıl yardım edebileceğini ve Marksizmin kendisinin nasıl yenilenmeye ya da ilavelere ihtiyaç duyduğunu görebilmemiz için bu dönem bir fırsattır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat