Sosyal Bilimlere Giriş

Stok Kodu:
9786257049382
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
90
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-08-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
165,00TL
110,55TL
Havale/EFT ile: 108,34TL
9786257049382
508197
Sosyal Bilimlere Giriş
Sosyal Bilimlere Giriş
110.55
İnsanın çevresindeki her şey gerçektir. Kendi gerçeği kendinde olan bu doğal belirtilerin canlı veya cansız olmaları, nitelik ya da işlevleri, eğer algılanıp ifade edilemiyorsa hiçbir önem taşımaz. Onların anlamlı olması, insan tarafından algılanıp kavranılmaları, kavramsallaştırmaları ve olgu olarak ifade edilmeleri süreci sonucunda mümkündür. Böylece; şeyler, doğal gerçek olmaktan çıkıp gerçeklik alanına girmiş olurlar. İnsan da doğada herhangi bir belirti olarak gerçektir. Kendi gerçeğine yönelip bunu kavramadığı ve evrendeki anlamını bulmadığı sürece o da biyolojik bir canlı olmaktan başka bir şey değildir. İnsanın yalnızca doğal bir gerçek olarak yaşadığı kadim bir geçmişi vardır. Toplum hâline gelip toplumsal olmanın bilincine varıncaya kadar bu süreç devam etmiştir. Bu nedenle, insan gerçeğinden insan gerçekliğine erişmek, toplumsal gerçeklikle örtüşmektedir. Toplumsallaşma, insanın kendini bir olgu olarak ele alıp gerçekliğini ortaya koyması ve insan-toplum ilişkisini kavraması açısından önemlidir. Birey olarak insanın, "insan ve toplum" bağlamında topluma ilgi göstermesi ve toplumu bilmesinin geçmişi oldukça eskidir. Ancak, toplum ve toplumsallaşma bilincinin oluşumuyla, bu olguların (toplum/toplumsallaşma) bilimsel bir bilinçle ele alındığı dönem örtüşmemiştir.
İnsanın çevresindeki her şey gerçektir. Kendi gerçeği kendinde olan bu doğal belirtilerin canlı veya cansız olmaları, nitelik ya da işlevleri, eğer algılanıp ifade edilemiyorsa hiçbir önem taşımaz. Onların anlamlı olması, insan tarafından algılanıp kavranılmaları, kavramsallaştırmaları ve olgu olarak ifade edilmeleri süreci sonucunda mümkündür. Böylece; şeyler, doğal gerçek olmaktan çıkıp gerçeklik alanına girmiş olurlar. İnsan da doğada herhangi bir belirti olarak gerçektir. Kendi gerçeğine yönelip bunu kavramadığı ve evrendeki anlamını bulmadığı sürece o da biyolojik bir canlı olmaktan başka bir şey değildir. İnsanın yalnızca doğal bir gerçek olarak yaşadığı kadim bir geçmişi vardır. Toplum hâline gelip toplumsal olmanın bilincine varıncaya kadar bu süreç devam etmiştir. Bu nedenle, insan gerçeğinden insan gerçekliğine erişmek, toplumsal gerçeklikle örtüşmektedir. Toplumsallaşma, insanın kendini bir olgu olarak ele alıp gerçekliğini ortaya koyması ve insan-toplum ilişkisini kavraması açısından önemlidir. Birey olarak insanın, "insan ve toplum" bağlamında topluma ilgi göstermesi ve toplumu bilmesinin geçmişi oldukça eskidir. Ancak, toplum ve toplumsallaşma bilincinin oluşumuyla, bu olguların (toplum/toplumsallaşma) bilimsel bir bilinçle ele alındığı dönem örtüşmemiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat