9789944330954
540409
https://www.sehadetkitap.com/urun/son-gun
Son Gün
119.60
Furuğ, hiç kuşku yok ki büyük bir cesaret, irade, çalışkanlık, coşku ve yılmaz bir araştırıcı ruhla
sadece şiirle içli dışlı olmamış, o aynı zamanda öyküler yazmış, tiyatro oyunculuğunun yanı sıra
sinema dünyasında da teknik eleman, oyuncu, yönetmen ve senarist olarak emek vermiş ve ciddi
eserler yaratmıştır
Furuğ'un öykülerinde terk edilmiş bir kadının sesi var. Aşk var. Cesur bir kadının aşkı sahiplenişi var.
Belki şiirleri kadar başarılı öyküler değildir bunlar. Daha çok geçinebilmek için yazılmış öyküler ve
ayakta durmak için direnen bir kadının duruşunu, dokunuşunu görürüz. Yer yer şiirsel bir akışla da
karşılaşmak mümkün. Furuğ'un bu kitapta yer alan öyküleri, bir kadının cesur sözcükleri olarak
anlaşılmalıdır.
“Sabahtan beri burada, cam kenarında oturuyorum. Dışarıda kar yağıyor ve ben kışın buz gibi
soğuğunu kalbimde hissediyorum. Kargalar beyaz ve parıldayan kar taneleri arasında sessiz çığlıkları
ile uçuşuyorlar. Şimdi artık gündüz gün batımına doğru eğilmekte ve yalnız mezarlar karanlığın
gelişini beklerken gökyüzüne bakıyorlar. Bilmiyorum nedense sebepsiz bir şekilde Tevrat'tan bir
cümleyi anımsadım: “Ve sevgi ölüm gibi ağırdır!”
Furuğ, hiç kuşku yok ki büyük bir cesaret, irade, çalışkanlık, coşku ve yılmaz bir araştırıcı ruhla
sadece şiirle içli dışlı olmamış, o aynı zamanda öyküler yazmış, tiyatro oyunculuğunun yanı sıra
sinema dünyasında da teknik eleman, oyuncu, yönetmen ve senarist olarak emek vermiş ve ciddi
eserler yaratmıştır
Furuğ'un öykülerinde terk edilmiş bir kadının sesi var. Aşk var. Cesur bir kadının aşkı sahiplenişi var.
Belki şiirleri kadar başarılı öyküler değildir bunlar. Daha çok geçinebilmek için yazılmış öyküler ve
ayakta durmak için direnen bir kadının duruşunu, dokunuşunu görürüz. Yer yer şiirsel bir akışla da
karşılaşmak mümkün. Furuğ'un bu kitapta yer alan öyküleri, bir kadının cesur sözcükleri olarak
anlaşılmalıdır.
“Sabahtan beri burada, cam kenarında oturuyorum. Dışarıda kar yağıyor ve ben kışın buz gibi
soğuğunu kalbimde hissediyorum. Kargalar beyaz ve parıldayan kar taneleri arasında sessiz çığlıkları
ile uçuşuyorlar. Şimdi artık gündüz gün batımına doğru eğilmekte ve yalnız mezarlar karanlığın
gelişini beklerken gökyüzüne bakıyorlar. Bilmiyorum nedense sebepsiz bir şekilde Tevrat'tan bir
cümleyi anımsadım: “Ve sevgi ölüm gibi ağırdır!”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.