Sömürgeden Ulus Devlete; Çok Etnikli Coğrafyada Ortak Yaşam

Stok Kodu:
9786054979394
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
450
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-04-16
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38 indirimli
350,00TL
217,00TL
Havale/EFT ile: 212,66TL
9786054979394
419668
Sömürgeden Ulus Devlete; Çok Etnikli Coğrafyada Ortak Yaşam
Sömürgeden Ulus Devlete; Çok Etnikli Coğrafyada Ortak Yaşam
217.00
Milliyetçiliğin gelişimi ve imparatorlukların dağılmasıyla, zamanla ulus-devlet uluslararası ilişkilerin temel aktörü haline gelmiştir. Bunun sonucu olarak ulus ile devlet özdeşleştirilmiştir ve homojen ulus-devlet ideal yönetim birimi olarak görülmeye başlanmıştır. Fakat her devlet tek bir ulustan oluşmaz ve her ulus kendi devletine sahip değildir. Bu nedenle zaman içerisinde ulus-devlet kavramı sorgulanmaya başlamıştır. Devletlerin içerisinde, kendini farklı kimliğe sahip gören topluluklar bulunabilir. Bu toplulukların, devletin kabul ettiği ulus-kimliğini benimsemediği durumlarda çatışmalar ortaya çıkmaktadır. Bu durum, devletler açısından çatışmaların yönetilmesi ihtiyacını gündeme getirmektedir. İnsan hakları ve azınlık hakları alanlarındaki gelişmeler sonucu uluslararası siyaset normatif bir boyut da içermeye başlayınca, devletlerin iç alanlarında gerçekleşen çatışmalara dair geliştirdikleri yöntemler sorgulanır olmuştur. Farklı toplulukların gittikçe artan tanınma taleplerine karşı, ulus-devletlerin inşa ettikleri ulus kimliğini devam ettirme yönündeki ısrarları artık sürdürülemez hale gelmektedir. Buna bağlı olarak, çatışmaların yönetilebilmesi için alternatif yönetimlerin önerilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Ulus-devletin öngördüğü homojen bir topluma ulaşma amacı günümüzde yerini farklılıkları tanımaya dayanan çoğulcu toplumun kabulüne bırakmaktadır. Çoğulcu toplum, içerisinde farklı dil, ideoloji, din, kültür veya etnik kimliklere sahip toplulukların yaşıyor olabileceğinin kabulü üzerine kuruludur. Devletlerin içerisinde farklı topluluklar veya ulusların olduğunu kabul etmek, bu toplulukların bir arada barış halinde yaşamasını sağlamak için ideal yönetim metodu arayışına yol açar.
Milliyetçiliğin gelişimi ve imparatorlukların dağılmasıyla, zamanla ulus-devlet uluslararası ilişkilerin temel aktörü haline gelmiştir. Bunun sonucu olarak ulus ile devlet özdeşleştirilmiştir ve homojen ulus-devlet ideal yönetim birimi olarak görülmeye başlanmıştır. Fakat her devlet tek bir ulustan oluşmaz ve her ulus kendi devletine sahip değildir. Bu nedenle zaman içerisinde ulus-devlet kavramı sorgulanmaya başlamıştır. Devletlerin içerisinde, kendini farklı kimliğe sahip gören topluluklar bulunabilir. Bu toplulukların, devletin kabul ettiği ulus-kimliğini benimsemediği durumlarda çatışmalar ortaya çıkmaktadır. Bu durum, devletler açısından çatışmaların yönetilmesi ihtiyacını gündeme getirmektedir. İnsan hakları ve azınlık hakları alanlarındaki gelişmeler sonucu uluslararası siyaset normatif bir boyut da içermeye başlayınca, devletlerin iç alanlarında gerçekleşen çatışmalara dair geliştirdikleri yöntemler sorgulanır olmuştur. Farklı toplulukların gittikçe artan tanınma taleplerine karşı, ulus-devletlerin inşa ettikleri ulus kimliğini devam ettirme yönündeki ısrarları artık sürdürülemez hale gelmektedir. Buna bağlı olarak, çatışmaların yönetilebilmesi için alternatif yönetimlerin önerilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Ulus-devletin öngördüğü homojen bir topluma ulaşma amacı günümüzde yerini farklılıkları tanımaya dayanan çoğulcu toplumun kabulüne bırakmaktadır. Çoğulcu toplum, içerisinde farklı dil, ideoloji, din, kültür veya etnik kimliklere sahip toplulukların yaşıyor olabileceğinin kabulü üzerine kuruludur. Devletlerin içerisinde farklı topluluklar veya ulusların olduğunu kabul etmek, bu toplulukların bir arada barış halinde yaşamasını sağlamak için ideal yönetim metodu arayışına yol açar.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat