9786052048429
460807
https://www.sehadetkitap.com/urun/solu-can-toplumsal-cinsiyet-mi-o-da-ne
Solu-Can - Toplumsal Cinsiyet mi? O da ne?
70.84
Giderek usta bir hikaye anlatıcısına dönüşen Çağlar
Çabuk, en karmaşık mesleki konuları bile rahatça
izlenir, kolayca anlaşılır bir dilde aktarmayı
ÇAĞLAR ÇABUK başarıyor. Onu okurken, sizinle bilgi paylaşıldığını
hissetmiyorsunuz bile. Muzip bir fıkra, hoş bir şarkı
dinler gibi, sayfaları bir solukta tüketiyorsunuz.
Kitabın kapağını kapadığınızda ise, dudağınızda hafif
bir tebessüm ama dimağınızda acı bir lezzet
bırakıyor, güle oynaya deşilen toplumsal gerçekler.
Solu-Can'da bir adım ilerisi de var.
Konusu kapağında da yazılı: Toplumsal Cinsiyet.
Tabii, hepimiz biliyoruz, Erkek Millet'izdir vesselam.
Sayısı giderek artan kadın cinayetleri, gazetelerin,
televizyonların, sosyal medyanın sınırlarını her gün
biraz daha zorluyor.
İşlenen zincirleme suçları durdurmanın çaresi ise ne
cezaların ağırlaştırılması, ne polisiye tedbirler.
Onlar da şart olabilir ama asıl çözüm çok daha
derinlerde, toplumun cinsiyet kodlarında.
Çağlar Çabuk neşteri tam da oraya vurmuş.
Üstelik elinde keskin bir bıçak değil, yumuşacık bir
canlı var: Solu-Can.
Neden solucan? Çünkü az sayıda iki cinsiyetli
hayvandan en yakın tanıdığımız.
O ne erkek, ne dişi, o hem erkek, hem dişi.
Aynı vücudun birbirinden ayrılmaz iki parçası bu iki
cinsiyet.
İnsan toplumunda da aynı değil mi?
Biri olmadan diğeri de olamayacağına göre, sürüp
giden bu ayrım neden?
Erkeklik öldü mü?
Ölmedi, üstelik öldürmeye devam ediyor.
Bu seri cinayetlere son vermenin ilk adımı, kendi
zihnimizin kodlarını tanımak, yeniden yargılamak ve
değiştirmek.
Mümkün mü?
Bakalım Çağlar Çabuk ne diyor?
Giderek usta bir hikaye anlatıcısına dönüşen Çağlar
Çabuk, en karmaşık mesleki konuları bile rahatça
izlenir, kolayca anlaşılır bir dilde aktarmayı
ÇAĞLAR ÇABUK başarıyor. Onu okurken, sizinle bilgi paylaşıldığını
hissetmiyorsunuz bile. Muzip bir fıkra, hoş bir şarkı
dinler gibi, sayfaları bir solukta tüketiyorsunuz.
Kitabın kapağını kapadığınızda ise, dudağınızda hafif
bir tebessüm ama dimağınızda acı bir lezzet
bırakıyor, güle oynaya deşilen toplumsal gerçekler.
Solu-Can'da bir adım ilerisi de var.
Konusu kapağında da yazılı: Toplumsal Cinsiyet.
Tabii, hepimiz biliyoruz, Erkek Millet'izdir vesselam.
Sayısı giderek artan kadın cinayetleri, gazetelerin,
televizyonların, sosyal medyanın sınırlarını her gün
biraz daha zorluyor.
İşlenen zincirleme suçları durdurmanın çaresi ise ne
cezaların ağırlaştırılması, ne polisiye tedbirler.
Onlar da şart olabilir ama asıl çözüm çok daha
derinlerde, toplumun cinsiyet kodlarında.
Çağlar Çabuk neşteri tam da oraya vurmuş.
Üstelik elinde keskin bir bıçak değil, yumuşacık bir
canlı var: Solu-Can.
Neden solucan? Çünkü az sayıda iki cinsiyetli
hayvandan en yakın tanıdığımız.
O ne erkek, ne dişi, o hem erkek, hem dişi.
Aynı vücudun birbirinden ayrılmaz iki parçası bu iki
cinsiyet.
İnsan toplumunda da aynı değil mi?
Biri olmadan diğeri de olamayacağına göre, sürüp
giden bu ayrım neden?
Erkeklik öldü mü?
Ölmedi, üstelik öldürmeye devam ediyor.
Bu seri cinayetlere son vermenin ilk adımı, kendi
zihnimizin kodlarını tanımak, yeniden yargılamak ve
değiştirmek.
Mümkün mü?
Bakalım Çağlar Çabuk ne diyor?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.