Sokakname; Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden

Stok Kodu:
9789750525452
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
246
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2021-11-22
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
210,00TL
144,90TL
Havale/EFT ile: 130,41TL
9789750525452
468568
Sokakname; Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden
Sokakname; Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden
144.90
"Sokakta topladığımız paralarla yaşamaya çalışıyorduk ama sokak müziği bizim için paradan fazlasını ifade ediyordu. Yaşadığımız tüm sıkıntı ve olumsuzluklar bir yana, sokakta müzik yaparken aldığımız keyfi ve hissettiğimiz güzel duyguları yazıya dökebilmem mümkün değil. Sokak müzisyenliği çaresizlik değildir, bir duruştur. Sokakta insanlarla iletişim kurmanızı engelleyen hiçbir şey yoktur. Sokak, insanlarla hemhal olmayı öğretir. (...) Yaşamadığımız hayatın sanatı olmaz..." Sedat Anar'ın Urfa-Halfeti'de çobanlık yaparken cura çalarak başlayan müzisyenlik macerası üniversite öğrencisi olarak geldiği Ankara'da karnını doyurabilmek için sokaklarda darbuka, gitar, cura çalarak, sonra santura geçerek devam ediyor... Santurun peşinde İran'a gidip üstatlarından öğrenerek yol alıyor... "Resmî" konserlere, festivallere albümlere varıyor. Bugün Sedat Anar, ülkenin saygın, usta müzisyenlerinden biri. Ama o, en az konserler kadar, dost meclislerinde, meşklerde ve yine sokakta çalmakta buluyor zevki.Çünkü "Sanatın eliti yoktur," diyor: "Sanat, her şeyiyle dünyayı daha iyibir yer kılma çabasıdır." Santur mızrabına adeta silah muamelesi yapan zabıtalar... Önlerine dökülen bozukluklar... Santur, gitar, bendirle Aşık Veysel türküleri seslendirirken başlarına dikilip "Ölürüm Türkiyem" çalmalarını isteyen bıçkın bir engelli... Türlü çeşit insanlar... Sokak ve müzik kadar canlı ve sürprizli, sıcacık bir sokak ve müzik hikayesi.
"Sokakta topladığımız paralarla yaşamaya çalışıyorduk ama sokak müziği bizim için paradan fazlasını ifade ediyordu. Yaşadığımız tüm sıkıntı ve olumsuzluklar bir yana, sokakta müzik yaparken aldığımız keyfi ve hissettiğimiz güzel duyguları yazıya dökebilmem mümkün değil. Sokak müzisyenliği çaresizlik değildir, bir duruştur. Sokakta insanlarla iletişim kurmanızı engelleyen hiçbir şey yoktur. Sokak, insanlarla hemhal olmayı öğretir. (...) Yaşamadığımız hayatın sanatı olmaz..." Sedat Anar'ın Urfa-Halfeti'de çobanlık yaparken cura çalarak başlayan müzisyenlik macerası üniversite öğrencisi olarak geldiği Ankara'da karnını doyurabilmek için sokaklarda darbuka, gitar, cura çalarak, sonra santura geçerek devam ediyor... Santurun peşinde İran'a gidip üstatlarından öğrenerek yol alıyor... "Resmî" konserlere, festivallere albümlere varıyor. Bugün Sedat Anar, ülkenin saygın, usta müzisyenlerinden biri. Ama o, en az konserler kadar, dost meclislerinde, meşklerde ve yine sokakta çalmakta buluyor zevki.Çünkü "Sanatın eliti yoktur," diyor: "Sanat, her şeyiyle dünyayı daha iyibir yer kılma çabasıdır." Santur mızrabına adeta silah muamelesi yapan zabıtalar... Önlerine dökülen bozukluklar... Santur, gitar, bendirle Aşık Veysel türküleri seslendirirken başlarına dikilip "Ölürüm Türkiyem" çalmalarını isteyen bıçkın bir engelli... Türlü çeşit insanlar... Sokak ve müzik kadar canlı ve sürprizli, sıcacık bir sokak ve müzik hikayesi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat