Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan ;Misal Alemi

Stok Kodu:
9786256209077
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-09-19
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%40 indirimli
220,00TL
132,00TL
Havale/EFT ile: 129,36TL
9786256209077
719613
Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan ;Misal Alemi
Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan ;Misal Alemi
132.00
Dünya yaşantısına kendi hikâyesine uygun olan bir kapıdan çağrılıp giren insan, gün geldi dünyaya gelme amacını unuttu ve dünyadan insanlığını giyinerek çıkacağı kapıyı da kaybetti. Kendini sadece bu dünyadan ibaret bir varlık zannederek eksikliklerini yaşam telaşıyla unutmaya çalıştı. Aceleci, hızlı ve savurgan davranarak düşünmeden hareket etti ve olaylara nefsani anlamlar kattı. Kattığı anlamlarla esareti yarattı kendine, gecenin içindeki huzuru kaçırdı. Uyumadı, uyuyamadı. Gün ışığıyla da kendinden kaçarcasına hep başkalarına koştu ve kendini bilmekten uzaklaştı. Böylece sırra vâkıf olamadı. Oysa sır bilinmek isteyen hazinenin ışıltısını taşıyan insana verilmişti. Nasıl ki cam, Sır'lanarak derinlik kazanmış, görünür ve gördüğünü yansıtır olmuş, bu da camın değerini artırmış ise, insanın üzerinde taşıdığı Sır da tıpkı bu durum gibi onun değerine değer katmıştı. Âdem'i derinleştirmiş ve kendinden yansıyan âlemden kendini seyretmesini sağlamıştı. Lakin bu Sır'a ulaşmanın yolu insanın kendi özüne yol almasından, madde ve manayı birleyerek tamlığa ulaşmasından geçiyordu. Bu sürecin sonunda da insan, bütünün içindeki biricikliğini seyrediyor ve içindeki cevheri açığa çıkarabiliyordu. Ancak bu durum, Misal Âlemi'nin nurundan açığa çıkan, hayal ve rüya ilmine vâkıf olanların ve gönlü aşkla yıkananların ulaşabileceği bir seviyedir. His mertebesinde çok oyalandık, artık sırra yol alma vakti...
Dünya yaşantısına kendi hikâyesine uygun olan bir kapıdan çağrılıp giren insan, gün geldi dünyaya gelme amacını unuttu ve dünyadan insanlığını giyinerek çıkacağı kapıyı da kaybetti. Kendini sadece bu dünyadan ibaret bir varlık zannederek eksikliklerini yaşam telaşıyla unutmaya çalıştı. Aceleci, hızlı ve savurgan davranarak düşünmeden hareket etti ve olaylara nefsani anlamlar kattı. Kattığı anlamlarla esareti yarattı kendine, gecenin içindeki huzuru kaçırdı. Uyumadı, uyuyamadı. Gün ışığıyla da kendinden kaçarcasına hep başkalarına koştu ve kendini bilmekten uzaklaştı. Böylece sırra vâkıf olamadı. Oysa sır bilinmek isteyen hazinenin ışıltısını taşıyan insana verilmişti. Nasıl ki cam, Sır'lanarak derinlik kazanmış, görünür ve gördüğünü yansıtır olmuş, bu da camın değerini artırmış ise, insanın üzerinde taşıdığı Sır da tıpkı bu durum gibi onun değerine değer katmıştı. Âdem'i derinleştirmiş ve kendinden yansıyan âlemden kendini seyretmesini sağlamıştı. Lakin bu Sır'a ulaşmanın yolu insanın kendi özüne yol almasından, madde ve manayı birleyerek tamlığa ulaşmasından geçiyordu. Bu sürecin sonunda da insan, bütünün içindeki biricikliğini seyrediyor ve içindeki cevheri açığa çıkarabiliyordu. Ancak bu durum, Misal Âlemi'nin nurundan açığa çıkan, hayal ve rüya ilmine vâkıf olanların ve gönlü aşkla yıkananların ulaşabileceği bir seviyedir. His mertebesinde çok oyalandık, artık sırra yol alma vakti...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat