9789755259406
696598
https://www.sehadetkitap.com/urun/siracun-nur
Sirâcü'n-Nur
371.00
Lugatte "nurun lambası, nur kandili" manasına gelen Sirâcü'n-Nur, hem Risale-i Nur'un isimlerinden biri, hem de Bediüzzaman Said Nursî'nin 1947'de Emirdağı'nda iken Risale-i Nur'un muhtelif kısımlarından derlediği bir mecmuanın adıdır.Esere "Sirâcü'n-Nur" isminin verilmesi, Bediüzzaman'ın "hakaik-ı imaniyede hususî üstadım" dediği Hz. Ali'nin (ra) manevî bir işaretine dayanır.Bediüzzaman Hazretlerinin "Hakikat-i Kur'âniyeyi güneş gibi gösteren ve nev-i beşerin yaralarına tam tiryak" olduğunu ifade ettiği Sirâcü'n-Nur'un, yine kendisinin ifadesiyle "herkese, hususan musibetzedelere ve ihtiyarlara ve imanda şüphelere düşenlere pek çok faideleri" bulunmaktadır.Eserin en başında, semâvattan yeryüzüne kadar, Cenab-ı Hakkın varlık ve birliğine işaret eden nice delilin bir münâcât ve dua üslubuyla zikredildiği Üçüncü Şuâ (Münâcât Risalesi), tevhidin muazzam bir delili olarak karşımıza çıkmaktadır.Ardından gelen Yirmi Beşinci Lem'a (Hastalar Risalesi), On Yedinci Mektub (Çocuk Taziyenamesi), Yirmi Altıncı Lem'a ve Yirmi Birinci Mektub (İhtiyarlar Risalesi ve Zeyli), Dördüncü Şuâ (Ayet-i Hasbiye Risalesi) Üstad Hazretlerinin "musibetzedelere ve ihtiyarlara pek çok faideleri bulunan" ve "nev-i beşerin yaralarına tam tiryak" dediği risalelerken; devamındaki On Üçüncü Lem'a (Hikmetü'l-İstiâze) ile Otuz Üçüncü Mektub (Otuz Üç Pencere Risalesi) ise yine kendisinin ifadesiyle "imanda şüphelere düşenlere pek çok faideleri" bulunan ve "hakikat-i Kur'âniyeyi güneş gibi gösteren" risalelerdir.Denizli Mahkemesi müdafaası olup, Üstadın sağlığında basılan Latin harfli Şuâlar'da kısmen yer bulmuş olan On İkinci Şuâ'yı ise, noksansız tam haliyle belki de ilk defa bu eserde okuyacaksınız.Ahirzamanda gelecek dehşetli şahıslar ve kıyametle ilgili hadis-i şeriflerin tevillerinin yapıldığı "Beşinci Şuâ" ise, Latin harfli Şuâlar'da yer almamış 'farklı bir hâşiyesi' ile Sirâcü'n-Nur'un sonunda bulunmaktadır.Eser, merhum Hasan Feyzi'nin, Üstadın vasiyetnamesi ve zehirlenmeden şiddetli hasta olması üzerine kaleme aldığı ve yine ilk defa bu kitapta okuyacağınız mersiyesi ve Risale-i Nur hakkındaki manzumeleri ile sona ermektedir.Üstad Bediüzzaman'ın bütün eserlerini en güzel şekilde yayınlamayı gaye edinmiş Yeni Asya Neşriyat olarak, bu eseri de Külliyatın diğer kitapları gibi derkenar lugatçeli, ayet-hadis mealli ve indeksli olarak siz değerli okuyucularımıza takdim etmekten büyük memnuniyet duyuyoruz.İstifadeli, bereketli okumalar dileriz.
Lugatte "nurun lambası, nur kandili" manasına gelen Sirâcü'n-Nur, hem Risale-i Nur'un isimlerinden biri, hem de Bediüzzaman Said Nursî'nin 1947'de Emirdağı'nda iken Risale-i Nur'un muhtelif kısımlarından derlediği bir mecmuanın adıdır.Esere "Sirâcü'n-Nur" isminin verilmesi, Bediüzzaman'ın "hakaik-ı imaniyede hususî üstadım" dediği Hz. Ali'nin (ra) manevî bir işaretine dayanır.Bediüzzaman Hazretlerinin "Hakikat-i Kur'âniyeyi güneş gibi gösteren ve nev-i beşerin yaralarına tam tiryak" olduğunu ifade ettiği Sirâcü'n-Nur'un, yine kendisinin ifadesiyle "herkese, hususan musibetzedelere ve ihtiyarlara ve imanda şüphelere düşenlere pek çok faideleri" bulunmaktadır.Eserin en başında, semâvattan yeryüzüne kadar, Cenab-ı Hakkın varlık ve birliğine işaret eden nice delilin bir münâcât ve dua üslubuyla zikredildiği Üçüncü Şuâ (Münâcât Risalesi), tevhidin muazzam bir delili olarak karşımıza çıkmaktadır.Ardından gelen Yirmi Beşinci Lem'a (Hastalar Risalesi), On Yedinci Mektub (Çocuk Taziyenamesi), Yirmi Altıncı Lem'a ve Yirmi Birinci Mektub (İhtiyarlar Risalesi ve Zeyli), Dördüncü Şuâ (Ayet-i Hasbiye Risalesi) Üstad Hazretlerinin "musibetzedelere ve ihtiyarlara pek çok faideleri bulunan" ve "nev-i beşerin yaralarına tam tiryak" dediği risalelerken; devamındaki On Üçüncü Lem'a (Hikmetü'l-İstiâze) ile Otuz Üçüncü Mektub (Otuz Üç Pencere Risalesi) ise yine kendisinin ifadesiyle "imanda şüphelere düşenlere pek çok faideleri" bulunan ve "hakikat-i Kur'âniyeyi güneş gibi gösteren" risalelerdir.Denizli Mahkemesi müdafaası olup, Üstadın sağlığında basılan Latin harfli Şuâlar'da kısmen yer bulmuş olan On İkinci Şuâ'yı ise, noksansız tam haliyle belki de ilk defa bu eserde okuyacaksınız.Ahirzamanda gelecek dehşetli şahıslar ve kıyametle ilgili hadis-i şeriflerin tevillerinin yapıldığı "Beşinci Şuâ" ise, Latin harfli Şuâlar'da yer almamış 'farklı bir hâşiyesi' ile Sirâcü'n-Nur'un sonunda bulunmaktadır.Eser, merhum Hasan Feyzi'nin, Üstadın vasiyetnamesi ve zehirlenmeden şiddetli hasta olması üzerine kaleme aldığı ve yine ilk defa bu kitapta okuyacağınız mersiyesi ve Risale-i Nur hakkındaki manzumeleri ile sona ermektedir.Üstad Bediüzzaman'ın bütün eserlerini en güzel şekilde yayınlamayı gaye edinmiş Yeni Asya Neşriyat olarak, bu eseri de Külliyatın diğer kitapları gibi derkenar lugatçeli, ayet-hadis mealli ve indeksli olarak siz değerli okuyucularımıza takdim etmekten büyük memnuniyet duyuyoruz.İstifadeli, bereketli okumalar dileriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.