Sınır Taşı 49

Stok Kodu:
9789756178805
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
336
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-06-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
35,00TL
21,70TL
Havale/EFT ile: 21,27TL
9789756178805
526082
Sınır Taşı 49
Sınır Taşı 49
21.70

Temuçin Tüzecan, an itibariyle 60 yıllık hayatının son düzlüğüne romancılığı sığdırmak

isteyen bir gazeteci, radyocu, televizyoncu, gazete yazarı, okur temsilcisi, şirket yöneticisi,

Ütay ile Piraye'nin babası, Ebru Bakkaloğlu Tüzecan'ın da kocası.

Halen ev erkekliğini ve yazmayı gerçek bir iştiha ile sürdürüyor.

Tüm hayatını yazının değişik şekillerini üreterek kazanan bir kalem işçisi ve Sınır Taşı 49

aslında yazdığı ilk roman da değil, diğerlerini yıllar önce çöpe attı. Şimdi bu kararının doğru

olup olmadığını sorguluyor.

İyi romanın iyi çay gibi, malzeme kalitesi ile yazarın demlenme süresi arasındaki hassas

dengeye dayandığını, romancının yaşadığı çağın ve parçası olduğu insan topluluğunun

hakikatlerini yansıtmaya çabalayan bir kişi olması gerektiğini düşünüyor.

Tarafları açısından yersiz, sonuçları açısından çok tehlikeli ve aslında tabii ki anlamsız bir

savaşın sonuçlarını Türkiye-Irak sınırında 30 yıl önce izleyip, haberleştirmenin şekillendirdiği

bir hayatın izlerini taşıyor Sınır Taşı 49

Türkiye açısından Körfez Savaşı, uzun Birinci Dünya Savaşı'nın bir aşaması hâlâ. Kürt Sorunu

da bitmeyen Büyük Savaş'ın bir türlü kapanmayan kanlı kapısı.

Bu, oyuncuların refleksleri bir asırdır değişmediği için değil mi?

Farklı refleksler de geliştirilebileceğinin romanı Sınır Taşı 49, en azından o hedef ile yazıldı.

Temuçin Tüzecan, an itibariyle 60 yıllık hayatının son düzlüğüne romancılığı sığdırmak

isteyen bir gazeteci, radyocu, televizyoncu, gazete yazarı, okur temsilcisi, şirket yöneticisi,

Ütay ile Piraye'nin babası, Ebru Bakkaloğlu Tüzecan'ın da kocası.

Halen ev erkekliğini ve yazmayı gerçek bir iştiha ile sürdürüyor.

Tüm hayatını yazının değişik şekillerini üreterek kazanan bir kalem işçisi ve Sınır Taşı 49

aslında yazdığı ilk roman da değil, diğerlerini yıllar önce çöpe attı. Şimdi bu kararının doğru

olup olmadığını sorguluyor.

İyi romanın iyi çay gibi, malzeme kalitesi ile yazarın demlenme süresi arasındaki hassas

dengeye dayandığını, romancının yaşadığı çağın ve parçası olduğu insan topluluğunun

hakikatlerini yansıtmaya çabalayan bir kişi olması gerektiğini düşünüyor.

Tarafları açısından yersiz, sonuçları açısından çok tehlikeli ve aslında tabii ki anlamsız bir

savaşın sonuçlarını Türkiye-Irak sınırında 30 yıl önce izleyip, haberleştirmenin şekillendirdiği

bir hayatın izlerini taşıyor Sınır Taşı 49

Türkiye açısından Körfez Savaşı, uzun Birinci Dünya Savaşı'nın bir aşaması hâlâ. Kürt Sorunu

da bitmeyen Büyük Savaş'ın bir türlü kapanmayan kanlı kapısı.

Bu, oyuncuların refleksleri bir asırdır değişmediği için değil mi?

Farklı refleksler de geliştirilebileceğinin romanı Sınır Taşı 49, en azından o hedef ile yazıldı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat