Şimdilik Kadın

Stok Kodu:
9786056500251
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
595
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-12-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
240,00TL
148,80TL
Havale/EFT ile: 145,82TL
9786056500251
416421
Şimdilik Kadın
Şimdilik Kadın
148.80
Tadımlık Bir çocuk bahçesi düşledi Lerzan. Çocukların, hava kararıp da evlerine döndükleri vakti... Kum kovalarını, küreklerini, mantar tabancalarını, gülen bez bebeklerini bırakıp gittikleri bir bahçe getirdi gözlerinin önüne. (...) Eğilip baktığında, zarfın içinden düşmüş ve bin parçaya bölünmüş ve ölürken genç kalmış kırmızı bir gülün parçalarını gördü. Sonra iki parça tuvalet kâğıdını ıslatıp çömeldi. "Bir gonca gülün cenazesi de varsın böyle kaldırılsın!" dedi sessizce. Ama artık birileri çıkıp şu mutsuz kadına Lerzan'ın öyle sıradan bir kuş olmadığını, onun bir kolibri kuşu olduğunu ve bir gün yine geri geri uçarak penceresine konabileceğini söylemesi gerekiyordu. (...) Mahmur gitti geldi gözbebekleri; dolandı, yaladı, sürdü, okşadı bakışları. Doyumsuzdu bitmezdi, bitemezdi sevdalar; bekledikçe çoğalırdı gözlerdeki kalışlar. Ey hicranlı saatlerin kızı Lerzan! Uykunu aldın, gerçekleri gördün, ıslak ama ak bir gündesin. Hadi gel, bedbaht olma. Romantizmi böyle yaşayamazsın. Onunla böyle sarmaşamazsın. Uzak ve solgungördüğün dağların tepesine çıkamayacağının umutsuzluğuna hemen kapılma, ne olur. Yas tutmaya gerek yok. Her günün özel bir gün olduğunu unutma. Yüreğinin olanca içtenliğiyle sarıl. Fidelerin arasından mimozaları, leylakları seç; kural tanımaz ol, her zaman olduğu gibi iyi kötü ne varsa gönülleri üzen, gönülden razı ne varsa git sarıl, içini ısıt. Haydi!
Tadımlık Bir çocuk bahçesi düşledi Lerzan. Çocukların, hava kararıp da evlerine döndükleri vakti... Kum kovalarını, küreklerini, mantar tabancalarını, gülen bez bebeklerini bırakıp gittikleri bir bahçe getirdi gözlerinin önüne. (...) Eğilip baktığında, zarfın içinden düşmüş ve bin parçaya bölünmüş ve ölürken genç kalmış kırmızı bir gülün parçalarını gördü. Sonra iki parça tuvalet kâğıdını ıslatıp çömeldi. "Bir gonca gülün cenazesi de varsın böyle kaldırılsın!" dedi sessizce. Ama artık birileri çıkıp şu mutsuz kadına Lerzan'ın öyle sıradan bir kuş olmadığını, onun bir kolibri kuşu olduğunu ve bir gün yine geri geri uçarak penceresine konabileceğini söylemesi gerekiyordu. (...) Mahmur gitti geldi gözbebekleri; dolandı, yaladı, sürdü, okşadı bakışları. Doyumsuzdu bitmezdi, bitemezdi sevdalar; bekledikçe çoğalırdı gözlerdeki kalışlar. Ey hicranlı saatlerin kızı Lerzan! Uykunu aldın, gerçekleri gördün, ıslak ama ak bir gündesin. Hadi gel, bedbaht olma. Romantizmi böyle yaşayamazsın. Onunla böyle sarmaşamazsın. Uzak ve solgungördüğün dağların tepesine çıkamayacağının umutsuzluğuna hemen kapılma, ne olur. Yas tutmaya gerek yok. Her günün özel bir gün olduğunu unutma. Yüreğinin olanca içtenliğiyle sarıl. Fidelerin arasından mimozaları, leylakları seç; kural tanımaz ol, her zaman olduğu gibi iyi kötü ne varsa gönülleri üzen, gönülden razı ne varsa git sarıl, içini ısıt. Haydi!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat