Şimdi Ben Neredeyim?

Stok Kodu:
9786059444873
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
125
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-04-15
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
100,00TL
92,00TL
Havale/EFT ile: 90,16TL
9786059444873
475732
Şimdi Ben Neredeyim?
Şimdi Ben Neredeyim?
92.00
Bedenim sınıfta denize karşı dönük sırada oturmakta. Önümde bir bardak çay ve tarih ders notları. Arkadan sessiz ama ihtişamlı gelen bir ses Nusret Karaca'dan. Aklım buralardan çok uzaklarda. Sımsıcak bir oda, karşımda soba, üstünde kestane, dışarıda kar, yanımda sevdiğim insanlar. Pencere kenarına serilmiş döşekli yatak, yer sofrasında çay, sıcacık ortam. Soğuktan üst üste giyilmiş kıyafetler, bir yanda sobaya karşı uzatılmış ayaklar. Dışarısı sessizliğe bürünürken içeride bitmek bilmeyen sohbet. Televizyon, telefon, okul, iş yok, yarını düşünmek yok. Sevdiklerin var, samimiyet var. Derken Nusret Karaca'nın birkaç dakikalık suskunluğuyla sınıfa geri döndüm. "Neredesiniz?" diye soruyordu. Meğer tek ben değilmişim uzaklarda olan. Kafamdaki puslu dağların bağrından yükselen çello ezgileri çınlıyordu durmaksızın ve ben nereye gidersem gideyim bu ezgiler, hem de bağrımı çentikleyerek, delerek sürecekti. Ta ki, bir gün ben tükeninceye kadar... Baş edemeyeceğim şekilde, gecenin insanı çeken büyüleyici mavi derinliğinden daha derinlere uzanıyor, serpiliyor, harelenip dağılıyordu imge olmayı çoktan aşan fizikötesi düşüncelerim. Dumanlı dağ başlarını andıran yalnızlığımla binlerce kederin biçimlendirdiği doğa olaylarını bertaraf etmem, onlarla baş etmem olanaksızdı, biliyordum. Bu gizil doğa olaylarının enikonu yaşandığı evrenimde sınırsızdım ve hiç olmazsa kendimle baş başaydım! Ama ya somut dünyam?.. Ah o yaşamın büyük uğultusu!.. Sahi, insan neden kaçmak isterdi? İnsan kendinden öte en çok hangi uzaklığa kadar kaçabilirdi? Ötesi var mıydı? Sahi, ötesi olabilir miydi?..
Bedenim sınıfta denize karşı dönük sırada oturmakta. Önümde bir bardak çay ve tarih ders notları. Arkadan sessiz ama ihtişamlı gelen bir ses Nusret Karaca'dan. Aklım buralardan çok uzaklarda. Sımsıcak bir oda, karşımda soba, üstünde kestane, dışarıda kar, yanımda sevdiğim insanlar. Pencere kenarına serilmiş döşekli yatak, yer sofrasında çay, sıcacık ortam. Soğuktan üst üste giyilmiş kıyafetler, bir yanda sobaya karşı uzatılmış ayaklar. Dışarısı sessizliğe bürünürken içeride bitmek bilmeyen sohbet. Televizyon, telefon, okul, iş yok, yarını düşünmek yok. Sevdiklerin var, samimiyet var. Derken Nusret Karaca'nın birkaç dakikalık suskunluğuyla sınıfa geri döndüm. "Neredesiniz?" diye soruyordu. Meğer tek ben değilmişim uzaklarda olan. Kafamdaki puslu dağların bağrından yükselen çello ezgileri çınlıyordu durmaksızın ve ben nereye gidersem gideyim bu ezgiler, hem de bağrımı çentikleyerek, delerek sürecekti. Ta ki, bir gün ben tükeninceye kadar... Baş edemeyeceğim şekilde, gecenin insanı çeken büyüleyici mavi derinliğinden daha derinlere uzanıyor, serpiliyor, harelenip dağılıyordu imge olmayı çoktan aşan fizikötesi düşüncelerim. Dumanlı dağ başlarını andıran yalnızlığımla binlerce kederin biçimlendirdiği doğa olaylarını bertaraf etmem, onlarla baş etmem olanaksızdı, biliyordum. Bu gizil doğa olaylarının enikonu yaşandığı evrenimde sınırsızdım ve hiç olmazsa kendimle baş başaydım! Ama ya somut dünyam?.. Ah o yaşamın büyük uğultusu!.. Sahi, insan neden kaçmak isterdi? İnsan kendinden öte en çok hangi uzaklığa kadar kaçabilirdi? Ötesi var mıydı? Sahi, ötesi olabilir miydi?..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat