Sen Ben Lenin: Bir Hikâye, İki Senaryo, Bir Film

Stok Kodu:
9786258401561
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2022-07-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%41 indirimli
160,00TL
94,40TL
Havale/EFT ile: 84,96TL
9786258401561
558406
Sen Ben Lenin: Bir Hikâye, İki Senaryo, Bir Film
Sen Ben Lenin: Bir Hikâye, İki Senaryo, Bir Film
94.40
SEN BEN LENİN arkasında “bir” filmin yanı sıra aynı hikâyeyi anlatan “iki” senaryo bıraktı: Birincisi koşullar yüzünden çekilememiş, ikincisi koşullara rağmen çekilmiş... Türkiye'de sinema yapmanın zorluklarını bir tarafa bırakacak olursak, bu iki senaryo, bir hikâyeyi iki farklı biçimde anlatma denemesi olarak da görülebilir. Aynı hikâyeden yola çıkan ama karakterleri, mekanları, zamanı ve olay örgüsünü farklı biçimlerde kurmaya çalışan iki farklı senaryo. Bir Tek kurtuluş umudu turizm olan bir sahil kasabasına dalgalar günün birinde ülkenin başbakanı yerine ahşap bir Lenin heykeli getirir. Annesiyle birlikte iki kişilik bir dünyada yaşayan fotoğrafçı Fikret, kasabaya yeni atanan idealist öğretmen İdil, dinlediği bir masala inanan Ümit, bir çay bahçesi açmak isteyen balıkçı Aziz ve daha yüksek mevkiler peşinde koşan belediye başkanı Deniz, Lenin heykeli etrafında kendi hikâyelerini yeniden kurmaya girişirler. Acaba Lenin mi kasabayı yoksa kasaba mı Lenin'i değiştirecektir? İki Kurtuluşu turizmde arayan bir sahil kasabasına günün birinde dalgalar ahşap bir Lenin heykeli getirir. Heykel, turistlerin ilgisini çeker düşüncesiyle belediye tarafından meydana dikilir, haber ülke gündemine yerleşir. Başbakan ve beraberindeki Rus heyetinin katılımıyla yapılacak açılıştan hemen önce Lenin heykeli çalınır. Lenin'i bulmak için Ankara'dan özel olarak görevlendirilen tecrübeli bıçkın komiser Erol'un ve ayrıntıların titiz dinleyicisi genç komiser Ufuk'un sadece on iki saatleri vardır. Boş bir sandalye, kayıp bir çocuk, rengârenk çaputlar... Heykelin çalındığı geceye dair deliller kasabanın geçmişine uzanan bir yol açarken, polislerin “Neredesin Lenin?” sorusuna kasabalılar beklenmedik bir cevap verir. Barış Bıçakçı - Tufan Taştan
SEN BEN LENİN arkasında “bir” filmin yanı sıra aynı hikâyeyi anlatan “iki” senaryo bıraktı: Birincisi koşullar yüzünden çekilememiş, ikincisi koşullara rağmen çekilmiş... Türkiye'de sinema yapmanın zorluklarını bir tarafa bırakacak olursak, bu iki senaryo, bir hikâyeyi iki farklı biçimde anlatma denemesi olarak da görülebilir. Aynı hikâyeden yola çıkan ama karakterleri, mekanları, zamanı ve olay örgüsünü farklı biçimlerde kurmaya çalışan iki farklı senaryo. Bir Tek kurtuluş umudu turizm olan bir sahil kasabasına dalgalar günün birinde ülkenin başbakanı yerine ahşap bir Lenin heykeli getirir. Annesiyle birlikte iki kişilik bir dünyada yaşayan fotoğrafçı Fikret, kasabaya yeni atanan idealist öğretmen İdil, dinlediği bir masala inanan Ümit, bir çay bahçesi açmak isteyen balıkçı Aziz ve daha yüksek mevkiler peşinde koşan belediye başkanı Deniz, Lenin heykeli etrafında kendi hikâyelerini yeniden kurmaya girişirler. Acaba Lenin mi kasabayı yoksa kasaba mı Lenin'i değiştirecektir? İki Kurtuluşu turizmde arayan bir sahil kasabasına günün birinde dalgalar ahşap bir Lenin heykeli getirir. Heykel, turistlerin ilgisini çeker düşüncesiyle belediye tarafından meydana dikilir, haber ülke gündemine yerleşir. Başbakan ve beraberindeki Rus heyetinin katılımıyla yapılacak açılıştan hemen önce Lenin heykeli çalınır. Lenin'i bulmak için Ankara'dan özel olarak görevlendirilen tecrübeli bıçkın komiser Erol'un ve ayrıntıların titiz dinleyicisi genç komiser Ufuk'un sadece on iki saatleri vardır. Boş bir sandalye, kayıp bir çocuk, rengârenk çaputlar... Heykelin çalındığı geceye dair deliller kasabanın geçmişine uzanan bir yol açarken, polislerin “Neredesin Lenin?” sorusuna kasabalılar beklenmedik bir cevap verir. Barış Bıçakçı - Tufan Taştan
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat