9789753447430
439760
https://www.sehadetkitap.com/urun/selanik
Selanik
308.20
Osmanlı'da Selanik 1869-1924 kitabı, ele aldığı dönem bakımından, her anlamda Osmanlı ile yeni Cumhuriyetin kesişimini gözler önüne sermekte. Feodal bir imparatorluktan yeni bir cumhuriyete dönüşümün birçok temel unsuru şaşırtıcı bir şekilde hep Selanik şehri ile ilişkilidir. Dahası 21. yüzyıl Türkiyesi'nde bile bu aktarımın izleri görülebilmektedir. Sultan II.Abdülhamid'den İttihatçılara, Osmanlı'nın mülki amirlerinden Cumhuriyet'in müstakbel kurucularına, mektepli askerlerden alaylı askerlere, Masonlardan Avdetilere, zengin kent ileri gelenlerinden Levantenlere; itaatkâr Yahudi köylülerinden cahil Müslüman ahaliye, Sırp, Karadağlı ve Makedon ayrılıkçılardan Bulgar komitacılara herkes ama herkes bir diğerinin söyleminde "hain"dir. Ve iş bu ya Selanik, yani iktisadi ve kentsel kalkınma anlamında Osmanlı'daki en parlak başarı öyküsü, işte tüm bu hainlerin yurdudur. Osmanlı'da Selanik 1869-1924 kitabı, teklik arayışının hem Osmanlı'yı hem de Balkanları nasıl darmaduman ettiğini de bir kez daha ortaya koymaktadır. Tekten bahsetmek yersizdir, çünkü değeri el birliğiyle yaratan da sonrasında beraberce yok eden de Selanik'in tüm "hainleri"dir.
Günümüzde Selanik denilince, Türkiyeli insanların aklına sadece Mustafa Kemal'in doğduğu şehir geliyor. Kenti görmeye gidenler sadece Mustafa Kemal'in evini görüp dönüyorlar ama bu şehirde yaşanmış olan büyük bir tarihten ve kültürden habersizler. Tipik bir Yunan şehri sanılan Selanik, Osmanlı'nın Rumeli'de fethettiği ilk yerlerdendir. 19. yüzyıl sonlarında, Türkler, Avdetiler, Yahudiler, Rumlar, Bulgarlar ve Sırpların yarattığı çok dinli ve kültürlü bir eğitim yarışı sonucu Osmanlı'nın en eğitimli şehri olmuştur. Bütün bunları üretim ve ihracata dayalı ekonomik kalkınma tetiklemiştir. Yurt dışında 17 yıl boyunca önemli bir başarı sağlayamayan İttihat ve Terakki'ye de can veren Selanik şehridir. Meşrutiyetin ilanından 31 Mart İsyanına, Abdülhamid devrinin kapanışından Osmanlı döneminin son buluşuna yön veren Selanik şehri mübadele sonrası sanki bir sis perdesinin ardına saklanmış gibidir. Zenginlikler, yaşanmışlıklar, hayatlar ve hatıralar suyun öteki yanında, bugünün Türkiyesinin kimi hallerini daha da iyi kavrayabilmemiz için bize bu kitabın sayfalarından göz kırpıyor.
Osmanlı'da Selanik 1869-1924 kitabı, ele aldığı dönem bakımından, her anlamda Osmanlı ile yeni Cumhuriyetin kesişimini gözler önüne sermekte. Feodal bir imparatorluktan yeni bir cumhuriyete dönüşümün birçok temel unsuru şaşırtıcı bir şekilde hep Selanik şehri ile ilişkilidir. Dahası 21. yüzyıl Türkiyesi'nde bile bu aktarımın izleri görülebilmektedir. Sultan II.Abdülhamid'den İttihatçılara, Osmanlı'nın mülki amirlerinden Cumhuriyet'in müstakbel kurucularına, mektepli askerlerden alaylı askerlere, Masonlardan Avdetilere, zengin kent ileri gelenlerinden Levantenlere; itaatkâr Yahudi köylülerinden cahil Müslüman ahaliye, Sırp, Karadağlı ve Makedon ayrılıkçılardan Bulgar komitacılara herkes ama herkes bir diğerinin söyleminde "hain"dir. Ve iş bu ya Selanik, yani iktisadi ve kentsel kalkınma anlamında Osmanlı'daki en parlak başarı öyküsü, işte tüm bu hainlerin yurdudur. Osmanlı'da Selanik 1869-1924 kitabı, teklik arayışının hem Osmanlı'yı hem de Balkanları nasıl darmaduman ettiğini de bir kez daha ortaya koymaktadır. Tekten bahsetmek yersizdir, çünkü değeri el birliğiyle yaratan da sonrasında beraberce yok eden de Selanik'in tüm "hainleri"dir.
Günümüzde Selanik denilince, Türkiyeli insanların aklına sadece Mustafa Kemal'in doğduğu şehir geliyor. Kenti görmeye gidenler sadece Mustafa Kemal'in evini görüp dönüyorlar ama bu şehirde yaşanmış olan büyük bir tarihten ve kültürden habersizler. Tipik bir Yunan şehri sanılan Selanik, Osmanlı'nın Rumeli'de fethettiği ilk yerlerdendir. 19. yüzyıl sonlarında, Türkler, Avdetiler, Yahudiler, Rumlar, Bulgarlar ve Sırpların yarattığı çok dinli ve kültürlü bir eğitim yarışı sonucu Osmanlı'nın en eğitimli şehri olmuştur. Bütün bunları üretim ve ihracata dayalı ekonomik kalkınma tetiklemiştir. Yurt dışında 17 yıl boyunca önemli bir başarı sağlayamayan İttihat ve Terakki'ye de can veren Selanik şehridir. Meşrutiyetin ilanından 31 Mart İsyanına, Abdülhamid devrinin kapanışından Osmanlı döneminin son buluşuna yön veren Selanik şehri mübadele sonrası sanki bir sis perdesinin ardına saklanmış gibidir. Zenginlikler, yaşanmışlıklar, hayatlar ve hatıralar suyun öteki yanında, bugünün Türkiyesinin kimi hallerini daha da iyi kavrayabilmemiz için bize bu kitabın sayfalarından göz kırpıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.