Sayıklamalar

Stok Kodu:
9786054841820
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-04-24
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
190,00TL
121,60TL
Havale/EFT ile: 119,17TL
9786054841820
419685
Sayıklamalar
Sayıklamalar
121.60
Sayıklamalar, Ferhat Uludere'nin ilk kitabı. İnsanı etkileyen hikâyelerin olduğu bir kitap. Yaşamak yıllarla ölçülen bir şey değildir, ama bu öyküler sanki daha çok yaşamış birinin elinden çıkmış izlenimi uyandırıyor. Bu yüzden de hikâyeler yürek burkucu ve etkileyici. Ben şahsen, kimine önceden aşina olduğum halde hepsini okudum, sonra kimine bir kez daha baktım. Sonra da, uzun süre aklıma takıldıklarını fark ettim. Daha doğrusu aklıma takılan tek tek hikâyelerin kendilerinden çok, bir dünyaydı, Ferhat tarafından yaratılmış bir dünya: Çaresiz bir yalnızlık güzellemesi, imkânsız bir ilişkiler bütünü, loş odalar, yağmur, ne yaptığını bildiğini sanan insanlarla kendisine neyin niye yapıldığını anlamayan insanlar. Ve bir tür üçüncü göz sahibi, yaradılış yumağının nedenini ve hikmetini anlamamış (belki de, zahmet etmemiş) bile olsa, nasıl sarıldığını bilen bir insan. Dünyayı bize kendi köşesinden bakarak anlatan, her zaman anlatıcı olmayan bir anlatıcı. Ferhat dünyaya biraz da Borges gibi bakıyor. Gören gözlerin sathi taramasından çok, görmeyen gözlerin deşici eşici bakışıyla... - SEVİN OKYAY *** Sözlerim yok, yeminlerim, yalanlarım... Her çabam boşa çıktı ve utandım adımın çağrısından. Günlerdir, haftalardır, aylardır, belki de yıllardır aynı hikâyede dolaşıyorum. Üşüyorum. Bitişikte bir kedi ağlıyor, cenazesi çoktan kaldırıldı oysaki. Dumanlar arasında kesildi soluğu. Alevler yaladı ruhunu. Hâlâ ağlıyor. Şehirle yok olmak istiyorum. Dinamitlendi her yan, fitiller ateşlendi. Patlamadı dinamitler. Şehir ayakta hâlâ, bir tek ben öldüm, yaşamak bir tek benim hakkımdı çünkü.
Sayıklamalar, Ferhat Uludere'nin ilk kitabı. İnsanı etkileyen hikâyelerin olduğu bir kitap. Yaşamak yıllarla ölçülen bir şey değildir, ama bu öyküler sanki daha çok yaşamış birinin elinden çıkmış izlenimi uyandırıyor. Bu yüzden de hikâyeler yürek burkucu ve etkileyici. Ben şahsen, kimine önceden aşina olduğum halde hepsini okudum, sonra kimine bir kez daha baktım. Sonra da, uzun süre aklıma takıldıklarını fark ettim. Daha doğrusu aklıma takılan tek tek hikâyelerin kendilerinden çok, bir dünyaydı, Ferhat tarafından yaratılmış bir dünya: Çaresiz bir yalnızlık güzellemesi, imkânsız bir ilişkiler bütünü, loş odalar, yağmur, ne yaptığını bildiğini sanan insanlarla kendisine neyin niye yapıldığını anlamayan insanlar. Ve bir tür üçüncü göz sahibi, yaradılış yumağının nedenini ve hikmetini anlamamış (belki de, zahmet etmemiş) bile olsa, nasıl sarıldığını bilen bir insan. Dünyayı bize kendi köşesinden bakarak anlatan, her zaman anlatıcı olmayan bir anlatıcı. Ferhat dünyaya biraz da Borges gibi bakıyor. Gören gözlerin sathi taramasından çok, görmeyen gözlerin deşici eşici bakışıyla... - SEVİN OKYAY *** Sözlerim yok, yeminlerim, yalanlarım... Her çabam boşa çıktı ve utandım adımın çağrısından. Günlerdir, haftalardır, aylardır, belki de yıllardır aynı hikâyede dolaşıyorum. Üşüyorum. Bitişikte bir kedi ağlıyor, cenazesi çoktan kaldırıldı oysaki. Dumanlar arasında kesildi soluğu. Alevler yaladı ruhunu. Hâlâ ağlıyor. Şehirle yok olmak istiyorum. Dinamitlendi her yan, fitiller ateşlendi. Patlamadı dinamitler. Şehir ayakta hâlâ, bir tek ben öldüm, yaşamak bir tek benim hakkımdı çünkü.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat