Satranç

Stok Kodu:
9786057296856
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
87
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-08-05
Çeviren:
Ahmet M. Güneş
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
63,00TL
45,36TL
Havale/EFT ile: 44,45TL
9786057296856
616046
Satranç
Satranç
45.36
Dünya edebiyatının psikolojik analiz ustası Stefan Zweig'ın; en bilinen, en çok yayınlanan ve en çok okunan, ölmeden önce tamamladığı son eser… Bir satranç tahtası etrafında karşı karşıya gelen iki oyuncu üzerinden insana ait evrensel duyguların tüm karşıtlarıyla birlikte anlatıldığı bir başyapıt… Siyah ve beyaz, kent ve taşra, akıl ve duygu, hırs ve sükûnet, Naziler ve insanlık… “Satranç insanın icat ettiği tüm oyunlar arasında kendini rastlantının her türlü despotluğunun dışında tutan ve zaferi yalnızca zihne, daha doğrusu zihinsel yeteneğin belli bir biçimine sunan tek oyundu. Acaba satrancın bir oyun olarak nitelenmesi haksız nitelikte aşağılayıcı bir kısıtlama değil mi? Çok eski olsa da sonsuza dek yeni kalacak, tertibi mekanik olsa da hayal gücüyle etkinlik kazanan, geometrik açıdan sabit bir alanla sınırlı olsa da kombinasyonları bakımından sınırsız olan, sürekli gelişse de durağan kalan, hiçbir şeye götürmeyen bir düşünme etkinliği, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, eser vermeyen bir sanat, özden yoksun bir mimari, buna karşın oluş ve varoluşuyla bütün kitap ve eserlerden daha kalıcı olduğu kesin, tüm halklara ve tüm zamanlara ait, can sıkıntısını öldürmek, duyguları bilemek, ruhu canlı tutmak için hangi tanrının yeryüzüne gönderdiğini kimsenin bilmediği tek oyun. Bu oyunun başlangıcı ve sonu nerededir?”
Dünya edebiyatının psikolojik analiz ustası Stefan Zweig'ın; en bilinen, en çok yayınlanan ve en çok okunan, ölmeden önce tamamladığı son eser… Bir satranç tahtası etrafında karşı karşıya gelen iki oyuncu üzerinden insana ait evrensel duyguların tüm karşıtlarıyla birlikte anlatıldığı bir başyapıt… Siyah ve beyaz, kent ve taşra, akıl ve duygu, hırs ve sükûnet, Naziler ve insanlık… “Satranç insanın icat ettiği tüm oyunlar arasında kendini rastlantının her türlü despotluğunun dışında tutan ve zaferi yalnızca zihne, daha doğrusu zihinsel yeteneğin belli bir biçimine sunan tek oyundu. Acaba satrancın bir oyun olarak nitelenmesi haksız nitelikte aşağılayıcı bir kısıtlama değil mi? Çok eski olsa da sonsuza dek yeni kalacak, tertibi mekanik olsa da hayal gücüyle etkinlik kazanan, geometrik açıdan sabit bir alanla sınırlı olsa da kombinasyonları bakımından sınırsız olan, sürekli gelişse de durağan kalan, hiçbir şeye götürmeyen bir düşünme etkinliği, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, eser vermeyen bir sanat, özden yoksun bir mimari, buna karşın oluş ve varoluşuyla bütün kitap ve eserlerden daha kalıcı olduğu kesin, tüm halklara ve tüm zamanlara ait, can sıkıntısını öldürmek, duyguları bilemek, ruhu canlı tutmak için hangi tanrının yeryüzüne gönderdiğini kimsenin bilmediği tek oyun. Bu oyunun başlangıcı ve sonu nerededir?”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat