Sartre İkilemi –Entelektüel Neden Susar ?

Stok Kodu:
9786257307659
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-10-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
102,00TL
63,24TL
Havale/EFT ile: 61,98TL
Aynı gün kargo
9786257307659
537237
Sartre İkilemi –Entelektüel Neden Susar ?
Sartre İkilemi –Entelektüel Neden Susar ?
63.24
“Başlangıçta hiçbir şey bilmiyordunuz, inanırım; sonra şüphelendiniz. Şimdi her şeyi biliyorsunuz ama hâlâ susuyorsunuz.” Sartre Geçmişte ve günümüzde çok sayıda entelektüel, kökleri hayata bakışta yatan nedenlerle çağımızın acı gerçeklerine, idamlarına, katliamlarına, soykırımlarına göz yummakta, bunlar karşısında susmaktadır. Bu suskunluğu ise ‘mantıki' argümanlarla izah etmekte, hatta ‘tarihî zorunluluklar' veya kutsiyet atfettikleri yapı ve kurumları koruma adına savunmaktadırlar. Sartre da zamanının birçok emperyalist ve sömürgeci saldırısına cesaretle sesini yükselttiği hâlde, göz yumulması mümkün olmayan kimi olgular karşısında kısmen susmayı tercih etmiştir. Nasıl olmuştur da böyle büyük bir düşünür, Sovyet Rusya'daki toplama kampları (Gulaglar) gerçeği artık bütün dünyanın gözü önünde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığı hâlde susabilmiştir? Hangi argümanlar onu böyle bir suskunluğa sürükleyebilmiştir? Toplama kamplarının bir gerçek olduğunu bile bile neden buna karşı açıkça sesini yükseltmekten imtina etmiştir? Tüm bu sorular üzerinden Sartre-Camus tartışmasını merkezine alan bu kitap, Merleau-Ponty ve Simone de Beauvoir'nın bu ‘ikilem'deki konumlanışını tarihsel arka planı ile beraber sunmaktadır.
“Başlangıçta hiçbir şey bilmiyordunuz, inanırım; sonra şüphelendiniz. Şimdi her şeyi biliyorsunuz ama hâlâ susuyorsunuz.” Sartre Geçmişte ve günümüzde çok sayıda entelektüel, kökleri hayata bakışta yatan nedenlerle çağımızın acı gerçeklerine, idamlarına, katliamlarına, soykırımlarına göz yummakta, bunlar karşısında susmaktadır. Bu suskunluğu ise ‘mantıki' argümanlarla izah etmekte, hatta ‘tarihî zorunluluklar' veya kutsiyet atfettikleri yapı ve kurumları koruma adına savunmaktadırlar. Sartre da zamanının birçok emperyalist ve sömürgeci saldırısına cesaretle sesini yükselttiği hâlde, göz yumulması mümkün olmayan kimi olgular karşısında kısmen susmayı tercih etmiştir. Nasıl olmuştur da böyle büyük bir düşünür, Sovyet Rusya'daki toplama kampları (Gulaglar) gerçeği artık bütün dünyanın gözü önünde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığı hâlde susabilmiştir? Hangi argümanlar onu böyle bir suskunluğa sürükleyebilmiştir? Toplama kamplarının bir gerçek olduğunu bile bile neden buna karşı açıkça sesini yükseltmekten imtina etmiştir? Tüm bu sorular üzerinden Sartre-Camus tartışmasını merkezine alan bu kitap, Merleau-Ponty ve Simone de Beauvoir'nın bu ‘ikilem'deki konumlanışını tarihsel arka planı ile beraber sunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat