Sarıkamış; Hesabı Sorulamayan Bir Felaketin Hazin Öyküsü

Stok Kodu:
9786056612138
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
Kocaeli
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-03-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%28 indirimli
190,00TL
136,80TL
Havale/EFT ile: 123,12TL
9786056612138
428114
Sarıkamış; Hesabı Sorulamayan Bir Felaketin Hazin Öyküsü
Sarıkamış; Hesabı Sorulamayan Bir Felaketin Hazin Öyküsü
136.80
Geri çekilme başladığında, hava birden bire bozmuştu. Önce hafif hafif başlayan kar yağışı giderek artmış rüzgârla karışık tipiye dönmüştü. Görüş mesafesi, sıfıra yakındı, geride kalan ve birliklerden kopanların kaybolması an meselesiydi. O nedenle, korku ve telaş bir kâbus gibi çökmüştü askerlerin üzerine. Mola vermek askeri dinlendirmek de sakıncalıydı. Yalınkat giyimli askerlerin hareketsiz beklemesi, donma olaylarına neden olacaktı. Çekilme yürüyüşü kör bir çırpınışa dönmüştü. Atlar ve katırlar, yem torbalarına sokulu burunlarıyla kükreme sesleri ile huysuzlanarak yol alıyorlardı. Yol izleri, yağan kar nedeni ile belirsizleşmişti. Yolunu şaşırıp ayrı düşen askerleri bekleyen felaket, donarak ölmekti. O nedenle yolunu kaybedenler, ses çıkarmak yasak olmasına rağmen, çığlıklar atarak yardım istiyorlardı. Dere kenarlarında, bayır başlarında ayağını yanlış basıp yuvarlananlar, ölümün kucağına düşüyorlardı.
Geri çekilme başladığında, hava birden bire bozmuştu. Önce hafif hafif başlayan kar yağışı giderek artmış rüzgârla karışık tipiye dönmüştü. Görüş mesafesi, sıfıra yakındı, geride kalan ve birliklerden kopanların kaybolması an meselesiydi. O nedenle, korku ve telaş bir kâbus gibi çökmüştü askerlerin üzerine. Mola vermek askeri dinlendirmek de sakıncalıydı. Yalınkat giyimli askerlerin hareketsiz beklemesi, donma olaylarına neden olacaktı. Çekilme yürüyüşü kör bir çırpınışa dönmüştü. Atlar ve katırlar, yem torbalarına sokulu burunlarıyla kükreme sesleri ile huysuzlanarak yol alıyorlardı. Yol izleri, yağan kar nedeni ile belirsizleşmişti. Yolunu şaşırıp ayrı düşen askerleri bekleyen felaket, donarak ölmekti. O nedenle yolunu kaybedenler, ses çıkarmak yasak olmasına rağmen, çığlıklar atarak yardım istiyorlardı. Dere kenarlarında, bayır başlarında ayağını yanlış basıp yuvarlananlar, ölümün kucağına düşüyorlardı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat