Sana Kalbim Geçti

Stok Kodu:
9786051866475
Boyut:
165-210-0
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2018-07-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%48 indirimli
100,00TL
52,00TL
Havale/EFT ile: 50,96TL
9786051866475
465093
Sana Kalbim Geçti
Sana Kalbim Geçti
52.00
Küllerinden yeniden doğan Zamarott'un hikâyesi Zamarott Sen Kimsin? "2009 yılında Halep'e giderken, peşimden sürüklemiştim onu. Birlikte sokakları, binaları, yemekleri keşfetmiştik. Halep'ten ayrılacağımız akşam yemek yemek için dışarı çıktığımızda bir pazar yerinin ortasında karşımıza çıkan koskocaman bir kapıdan içeri girdik. Muazzam bir konak çıktı kapının ardında. Kapıdaki yazı bugün bile mıh gibi aklımda! Zamarott! Adı buydu konağın. Hayran kalmıştık. Oturduk, yemeklerimizi söyledik. Halep'te yediğimiz en güzel yemeklerdi tadına baktıklarımız, Zamarott da bugüne kadar gördüğümüz en güzel restoran. Sorduk kim yaptı diye. Anlattılar. İki kız kardeşti işletmecisi. Biri çok iyi yemek yapar, biri çok iyi tasarımcıdır. Her işi birlikte yaparlar. Biri lezzet verir, diğeri renk! Peki Zamarott? Zümrüt demek! Küllerinden yeniden doğan Zümrüdüanka kuşu gibi dediler. Konak 17. yüzyılda yapılmış ama yıkılmak üzereyken iki kız kardeş birlikte hayata döndürdü, dediler. O yüzden Zümrüt! 2010 yılında İstanbul'da her gece yatağından kalkıp sabahlara kadar yazdı. Önce anlamadık ne yapıyor. Evrensel dedi. Kültürel Miras dedi. Toprak dedi, ateş dedi. HAYAT dedi! Bir gün tüm evren sevgiye inanınca yeniden doğacak diye anlattı hep! Bugün buluştuk ve yeni çıkacak kitabını verdi. Zamarott, dedi, senin hikâyen! Sen her şeyi küllerinden yeniden yaratmak için gönderildin. Mardin senin şehrin. Yeni yolunda yaptığın her şeyle beraber tekrar birlikte doğacaksınız! Bu da sana benim mesajım, dedi. Halep'teki iki kız kardeşin hayallerini, şimdi küllerinden biz yaratacağız dedi. Sen pişireceksin, ben renk vereceğim! Sevgili Tansel, Mardin, ikimizin şehri. Bizim gibi hayallerine inanan herkesin şehri! Sen sadece bana değil, hayatındaki herkese renk verensin! İnanıyorum ki yazdığın, inandığın ve söylediğin her kelime, sevgiye inanan herkesin hayatına renk katacak. Haydi Gel Vazgeçme'yi ben okudum, payıma düşeni aldım, yaşadım. Darısı hayatına bir aynadan bakmak isteyen herkesin başına! Senin de dediğin gibi her şey sevgi ve aşkla başlayacak!" Ebru Baybara Demir
Küllerinden yeniden doğan Zamarott'un hikâyesi Zamarott Sen Kimsin? "2009 yılında Halep'e giderken, peşimden sürüklemiştim onu. Birlikte sokakları, binaları, yemekleri keşfetmiştik. Halep'ten ayrılacağımız akşam yemek yemek için dışarı çıktığımızda bir pazar yerinin ortasında karşımıza çıkan koskocaman bir kapıdan içeri girdik. Muazzam bir konak çıktı kapının ardında. Kapıdaki yazı bugün bile mıh gibi aklımda! Zamarott! Adı buydu konağın. Hayran kalmıştık. Oturduk, yemeklerimizi söyledik. Halep'te yediğimiz en güzel yemeklerdi tadına baktıklarımız, Zamarott da bugüne kadar gördüğümüz en güzel restoran. Sorduk kim yaptı diye. Anlattılar. İki kız kardeşti işletmecisi. Biri çok iyi yemek yapar, biri çok iyi tasarımcıdır. Her işi birlikte yaparlar. Biri lezzet verir, diğeri renk! Peki Zamarott? Zümrüt demek! Küllerinden yeniden doğan Zümrüdüanka kuşu gibi dediler. Konak 17. yüzyılda yapılmış ama yıkılmak üzereyken iki kız kardeş birlikte hayata döndürdü, dediler. O yüzden Zümrüt! 2010 yılında İstanbul'da her gece yatağından kalkıp sabahlara kadar yazdı. Önce anlamadık ne yapıyor. Evrensel dedi. Kültürel Miras dedi. Toprak dedi, ateş dedi. HAYAT dedi! Bir gün tüm evren sevgiye inanınca yeniden doğacak diye anlattı hep! Bugün buluştuk ve yeni çıkacak kitabını verdi. Zamarott, dedi, senin hikâyen! Sen her şeyi küllerinden yeniden yaratmak için gönderildin. Mardin senin şehrin. Yeni yolunda yaptığın her şeyle beraber tekrar birlikte doğacaksınız! Bu da sana benim mesajım, dedi. Halep'teki iki kız kardeşin hayallerini, şimdi küllerinden biz yaratacağız dedi. Sen pişireceksin, ben renk vereceğim! Sevgili Tansel, Mardin, ikimizin şehri. Bizim gibi hayallerine inanan herkesin şehri! Sen sadece bana değil, hayatındaki herkese renk verensin! İnanıyorum ki yazdığın, inandığın ve söylediğin her kelime, sevgiye inanan herkesin hayatına renk katacak. Haydi Gel Vazgeçme'yi ben okudum, payıma düşeni aldım, yaşadım. Darısı hayatına bir aynadan bakmak isteyen herkesin başına! Senin de dediğin gibi her şey sevgi ve aşkla başlayacak!" Ebru Baybara Demir
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat