Sahipsiz Mezarlar

Stok Kodu:
9786056355585
Boyut:
0-0-0
Sayfa Sayısı:
120
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-05-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
13,00TL
11,96TL
Havale/EFT ile: 11,72TL
9786056355585
725220
Sahipsiz Mezarlar
Sahipsiz Mezarlar
11.96
Ferman Süleyman Yılmaz, mayınların gölgesinde bir coğrafyanın, göç ve töre gerçekliğini çarpıcı bir üslupla sergilediği bu romanında, kalemini bölge insanının kalbinde taşıdığı acılara, hüzne batırıp batırıp yazıyor sanki. Sahipsiz Mezarlar, gerçek bir öyküden esinlenerek yazılmasının yanında bu yönüyle de insanın içindeki en insani duyguları harekete geçiriyor. Türkiyenin en küçük coğrafi bölgesi ama ülkenin en büyük acılarını yaşayan bölgesidir Güneydoğu Anadolu. Onların hayatlarını, onların acılarını beyaz sayfalara sığdıran nice insanlar vardır. Onlar, kendi topraklarından son umutları yok diye kaçtılar. Yaşadıkları göç hayatı, onların umut kapılarını aralayabilecek mi? Acılarını hep yüreklerine akıttılar. Onların dertlerini dinleyen ozanlar oldu. İşte o vakit kendi dertlerini dillendiren ozanları dinlediklerinde mum gibi eridiler. Gurbet yollarında, daha önce hiç duymadıkları hâlde acılarını içinde taşıyan türküleri dinlediklerinde ister istemez hep birlikte eşlik ettiler. Manaları aynı olan bu ağıtlarla, yer gök inler, toprak, dökülen gözyaşlarıyla sulanır. Gittiler Göçmen kuşlar gibi bir yerden bir yere sürekli taşındılar. Ama ne arkalarından bakan, ne ağlayan, ne el sallayan, ne su döken, ne de uğurlar olsun diyen kimse oldu.
Ferman Süleyman Yılmaz, mayınların gölgesinde bir coğrafyanın, göç ve töre gerçekliğini çarpıcı bir üslupla sergilediği bu romanında, kalemini bölge insanının kalbinde taşıdığı acılara, hüzne batırıp batırıp yazıyor sanki. Sahipsiz Mezarlar, gerçek bir öyküden esinlenerek yazılmasının yanında bu yönüyle de insanın içindeki en insani duyguları harekete geçiriyor. Türkiyenin en küçük coğrafi bölgesi ama ülkenin en büyük acılarını yaşayan bölgesidir Güneydoğu Anadolu. Onların hayatlarını, onların acılarını beyaz sayfalara sığdıran nice insanlar vardır. Onlar, kendi topraklarından son umutları yok diye kaçtılar. Yaşadıkları göç hayatı, onların umut kapılarını aralayabilecek mi? Acılarını hep yüreklerine akıttılar. Onların dertlerini dinleyen ozanlar oldu. İşte o vakit kendi dertlerini dillendiren ozanları dinlediklerinde mum gibi eridiler. Gurbet yollarında, daha önce hiç duymadıkları hâlde acılarını içinde taşıyan türküleri dinlediklerinde ister istemez hep birlikte eşlik ettiler. Manaları aynı olan bu ağıtlarla, yer gök inler, toprak, dökülen gözyaşlarıyla sulanır. Gittiler Göçmen kuşlar gibi bir yerden bir yere sürekli taşındılar. Ama ne arkalarından bakan, ne ağlayan, ne el sallayan, ne su döken, ne de uğurlar olsun diyen kimse oldu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat