Sahîfetu'l-Ebrâr Masûm-u Pâkların Sahifesi Cilt 1

Stok Kodu:
9786257192736
Boyut:
160-240-
Sayfa Sayısı:
416
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-11-26
Çeviren:
Emin Aybacı
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
600,00TL
552,00TL
Havale/EFT ile: 524,40TL
9786257192736
730058
Sahîfetu'l-Ebrâr Masûm-u Pâkların Sahifesi Cilt 1
Sahîfetu'l-Ebrâr Masûm-u Pâkların Sahifesi Cilt 1
552.00
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor: “Ey insanlar, şanı yüce Allah, kullarını yalnızca kendisini tanımaları için yarattı. Zira O'nu tanıdıkları zaman, O'na kulluk ederler. O'na kulluk ettiklerinde, başka hiçbir şeye kulluk etme ihtiyacı duymazlar.” Bunun üzerine bir adam ona şöyle dedi: “Anam babam sana feda olsun, Allah'ı tanımak nedir?” İmam Hüseyin (a.s) şöyle dedi: “Her zaman ehlinin, itaat etmeleri farz olan İmamlarını tanımalarıdır.” İmam'ın (a.s) buyurduğu gibi yaratılış amacımız, Allah'ı tanımaktır ve bunun yegâne yolu, bize göstermiş olduğu yoldur. Nitekim Allah, zatıyla ve künhüyle tanınmaktan münezzehtir. Bu sebeple biz, Allah'ın tayin etmiş olduğu Masumu Pakları tanıyarak Allah'ı tanıyabiliriz. İmam Muhammed Bâkır (a.s) buyur ki: “Allah'ın hücceti biziz. Allah'ın kapısı biziz. Allah'ın dili biziz. Allah'ın yüzü biziz. Allah'ın kulları arasındaki gözü biziz. Allah'ın kulları arasında emir sahipleri biziz.” “Sahîfetu'l-Ebrâr” isimli bu nurlu ve mübarek kitap, bizi o nurları tanıma yolculuğuna çıkarıyor. Kapıyı aralayarak karanlıkta kalmış kalplerimizi ilahî nur huzmeleriyle aydınlatıyor. Ehl-i Beyt'e muhabbet duyan, yüce makamlarına kibir ve taksir gözüyle bakmayan her tevellâ ve teberrâ ehli insanın keyifle ve huşû içerisinde okuyacağı bir kitaptır. İmam Muhammed Bâkır (a.s), Allah'ın Elçisi'nden (s.a.a) şöyle aktarır: “Muhammed Ehl-i Beyt'inin hadisi zordur, zorun zorudur. Ona ancak yakınlaştırılmış bir melek, gönderilmiş bir peygamber ve Allah tarafından kalbi imanla imtihan edilmiş bir mümin iman eder. O halde Muhammed Ehl-i Beyt'inden size bir hadis ulaştığında kalbiniz yumuşuyor ve anlıyorsanız, onu kabul edin. Kalbiniz daralıyor ve reddediyorsanız, onu Allah'a, Elçisi'ne ve Muhammed Ehl-i Beyt'inden olan âlime bırakın. Helak olan odur ki bir hadis anlatıldığında ona tahammül edemez ve ‘Vallahi böyle bir şey yoktur.' der. İnkâr, küfürdür.”
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor: “Ey insanlar, şanı yüce Allah, kullarını yalnızca kendisini tanımaları için yarattı. Zira O'nu tanıdıkları zaman, O'na kulluk ederler. O'na kulluk ettiklerinde, başka hiçbir şeye kulluk etme ihtiyacı duymazlar.” Bunun üzerine bir adam ona şöyle dedi: “Anam babam sana feda olsun, Allah'ı tanımak nedir?” İmam Hüseyin (a.s) şöyle dedi: “Her zaman ehlinin, itaat etmeleri farz olan İmamlarını tanımalarıdır.” İmam'ın (a.s) buyurduğu gibi yaratılış amacımız, Allah'ı tanımaktır ve bunun yegâne yolu, bize göstermiş olduğu yoldur. Nitekim Allah, zatıyla ve künhüyle tanınmaktan münezzehtir. Bu sebeple biz, Allah'ın tayin etmiş olduğu Masumu Pakları tanıyarak Allah'ı tanıyabiliriz. İmam Muhammed Bâkır (a.s) buyur ki: “Allah'ın hücceti biziz. Allah'ın kapısı biziz. Allah'ın dili biziz. Allah'ın yüzü biziz. Allah'ın kulları arasındaki gözü biziz. Allah'ın kulları arasında emir sahipleri biziz.” “Sahîfetu'l-Ebrâr” isimli bu nurlu ve mübarek kitap, bizi o nurları tanıma yolculuğuna çıkarıyor. Kapıyı aralayarak karanlıkta kalmış kalplerimizi ilahî nur huzmeleriyle aydınlatıyor. Ehl-i Beyt'e muhabbet duyan, yüce makamlarına kibir ve taksir gözüyle bakmayan her tevellâ ve teberrâ ehli insanın keyifle ve huşû içerisinde okuyacağı bir kitaptır. İmam Muhammed Bâkır (a.s), Allah'ın Elçisi'nden (s.a.a) şöyle aktarır: “Muhammed Ehl-i Beyt'inin hadisi zordur, zorun zorudur. Ona ancak yakınlaştırılmış bir melek, gönderilmiş bir peygamber ve Allah tarafından kalbi imanla imtihan edilmiş bir mümin iman eder. O halde Muhammed Ehl-i Beyt'inden size bir hadis ulaştığında kalbiniz yumuşuyor ve anlıyorsanız, onu kabul edin. Kalbiniz daralıyor ve reddediyorsanız, onu Allah'a, Elçisi'ne ve Muhammed Ehl-i Beyt'inden olan âlime bırakın. Helak olan odur ki bir hadis anlatıldığında ona tahammül edemez ve ‘Vallahi böyle bir şey yoktur.' der. İnkâr, küfürdür.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat