Sahicilik Jargonu; Alman İdeolojisi Üzerine 1962-1964

Stok Kodu:
9789753428378
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
136
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015-04-29
Çeviren:
Şeyda Öztürk
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
138,00TL
95,22TL
Havale/EFT ile: 93,32TL
9789753428378
391851
Sahicilik Jargonu; Alman İdeolojisi Üzerine 1962-1964
Sahicilik Jargonu; Alman İdeolojisi Üzerine 1962-1964
95.22
Bir polemik kitabı Sahicilik Jargonu. Adorno burada, başta Heidegger olmak üzere Jaspers, Buber gibi Alman varoluşçularının başvurdukları dili, bu düşünürlerin düşüncesini bulandıran "jargon"u hedef tahtasına koyuyor. Varoluşçuluğun başvurduğu bu jargonun tam da sahicileştirmeye çalıştıklarını iddia ettikleri anlam ve özgürlük çağrılarını tahrip ettiğini iddia ediyor. Ona göre, bu dil özgürlük meselesini ele alma iddiasında bulunduğu halde, kapitalizmin bünyesindeki özgürlüksüzlüğü ortaya çıkarmayı hiçbir şekilde başaramıyor, zaten öyle bir niyeti de yok. Aksine, tıpkı kültür endüstrisinin yaptığı gibi, ama bu kez tam da bu endüstriye mesafeli yaklaştığını düşünen insanlarda ucuz bir iyimserliği, toplumsal eylemsizliği ve sözde-bireyselleşmeyi besliyor. Heidegger düşüncesinin günümüzde ülkesinin sınırlarını çok aşan bir nüfuza sahip olduğu düşünüldüğünde önemi ve aciliyeti daha da artan bir kitap bu. Üstelik gerçekten eleştirel düşüncenin, sürekli özgürlükten dem vururken aslında yeni muhafazakârlık biçimlerini, yeni "hizaya sokma" yollarını meşrulaştıran sözde eleştirel "sahicilikçi" düşünceyle kavgası şiddetlenerek sürüyor.
Bir polemik kitabı Sahicilik Jargonu. Adorno burada, başta Heidegger olmak üzere Jaspers, Buber gibi Alman varoluşçularının başvurdukları dili, bu düşünürlerin düşüncesini bulandıran "jargon"u hedef tahtasına koyuyor. Varoluşçuluğun başvurduğu bu jargonun tam da sahicileştirmeye çalıştıklarını iddia ettikleri anlam ve özgürlük çağrılarını tahrip ettiğini iddia ediyor. Ona göre, bu dil özgürlük meselesini ele alma iddiasında bulunduğu halde, kapitalizmin bünyesindeki özgürlüksüzlüğü ortaya çıkarmayı hiçbir şekilde başaramıyor, zaten öyle bir niyeti de yok. Aksine, tıpkı kültür endüstrisinin yaptığı gibi, ama bu kez tam da bu endüstriye mesafeli yaklaştığını düşünen insanlarda ucuz bir iyimserliği, toplumsal eylemsizliği ve sözde-bireyselleşmeyi besliyor. Heidegger düşüncesinin günümüzde ülkesinin sınırlarını çok aşan bir nüfuza sahip olduğu düşünüldüğünde önemi ve aciliyeti daha da artan bir kitap bu. Üstelik gerçekten eleştirel düşüncenin, sürekli özgürlükten dem vururken aslında yeni muhafazakârlık biçimlerini, yeni "hizaya sokma" yollarını meşrulaştıran sözde eleştirel "sahicilikçi" düşünceyle kavgası şiddetlenerek sürüyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat